KARİNE VE EMÂRELER

1867  Resûl-i Ekrem (sav)'in karine ve emâreleri dikkate alarak hüküm verdiği sâbittir. Nitekim Abdurrahman b. Avf(ra)'dan rivâyet edilen; Bedir savaşında; Resûl-i Ekrem (sav)'e küfrettiği için Ebû Cehil'i bulup-öldürmek azmindedirler, fakat (her ikisi de Ensar'dan oldukları için) Ebû Cehil'in kim olduğunu bilmemektedirler. Hz. Abdurrahman b. Avf (ra)'dan kendilerine Ebû Cehil'i gösterivermesi için istirhamda bulunurlar. Sonuçta ikisi birden Ebû Cehil'in üzerine yürürler ve öldürürler!.. Fakat hangisinin öldürdüğü ihtilâf konusu olur. Resûlullah (sav) "Kılıçlarınızı sildiniz mi?" sualini tevcih eder, silmediklerini öğrenince kılıç üzerindeki kana bakarak karar verir.(214) İbn-i Kesir; Hz. Süleyman (as)'ın çocuğun annesini tesbit hususunda emâreleri dikkate aldığını beyan eder.(215) Mecelle'de; "Esbab-ı Hükümden (Hüküm sebeblerinden) birisi dâhi karine-i katıadır. Karine-i Katıa; hadd-i yakine (kesin bilgi sınırına) bâliğ olan emârelerdir"(216) hükmü kayıtlıdır. Ancak şüphe ve vehim geçerli değildir. Kesin bilgi sınırına yakın olmak zorundadır.