Mümin, iyi ve değerli kabul ettiği şeyleri infak etmeli!

"Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir." [Al-i İmran: 3/92]

"Ey iman edenler, kazandığınız güzel şeylerden ve topraktan sizin için bitirdiğimiz ürünlerden başkaları için harcayın ama harcama için utanma ve iğrenmeden dolayı göz yummadan alamayacağınız kötü şeyleri seçmeyin." [Bakara: 2/267]

Enes radıyallahu anh anlatıyor!

Medine'de Ensar arasında en fazla hurmalığı bulunan Ebû Talha idi. En sevdiği malı da Mescid-i Nebevî'nin karşısındaki Beyruhâ adlı hurma bahçesiydi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu bahçeye girer ve oradaki tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, en iyiye (birr'e) eremezsiniz" (Al-i İmran: 3/92) âyet-i kerîmesi nazil olunca, Ebû Talha Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem in yanına geldi ve: "Yâ Resûlullah! Cenâb-ı Hak sana: "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, en iyiye (birr'e) eremezsiniz" ayetini gönderdi.

En sevdiğim malım Beyruhâ adlı bahçedir. Onu Allah rızası için sadaka ediyorum. Allah'tan onun sevabını ve âhiret azığı olmasını dilerim. Beyruhâ'yı Allah'ın sana göstereceği şekilde kullan" dedi.

Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Aferin sana! Kârlı mal dediğin işte budur! Seni duydum, Ebû Talha. Onu akrabalarına vermeni uygun görüyorum."

Ebû Talha: "Öyle yapayım, ya Resûlullah, dedi ve bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti." [Buhari, Müslim]
Resulullah'ın yürümesi ve oturması
Yürümesi

Peygamber Efendimiz, yürüdüğünde sanki yer onun ayakları altında dürülüyormuşçasına hızlı; öne doğru eğilircesine heybetli ve vakur, sanki yüksekten aşağı bir yere iniyormuş gibi yürürdü. (Taberânî-8425, Tirmizi-8393, K.S.-5544)

Ashab-ı Kiram, Allah Resulü'nün önünde ve yanında yürürdü. (İbn Mâce-8395)

O bir yoldan geçtiği zaman, güzel kokusu hemen hissedilirdi. (Ebu Ya'la-8426)

Allah'ın azabının uğradığı yerlerden geçerken hızlanır, oralarda oyalanmazdı. (Buhari, Müslim, K.S.-1974) Orada yemek yap(tır)maz, su almazdı. (K.S.- c.7 s.251) Semud kavminin azaba uğradığı yerden geçen ashaba, alınan suların dökülmesini, yemek için yapılan hamurların da hayvanlara verilmesini emretti. (Buhari, Müslim, K.S.-1975)
Oturması

Allah Resulü (sav) dizlerini bükerek otururdu. Bu mütevazı hali pek çok insana heybetli gelmiştir. (Ebu Davud-7772)

Oturduğunda bazen dizlerini diker ve elleriyle dizlerini kavrardı. (Tirmizi, Ebu Davud-7773, Buhari, K.S.-5763)

Yastığı yan tarafına alıp yaslanarak, sol tarafın üzerine de yaslanarak da otururdu. (Ebu Davud, Tirmizi, K.S.-5302)

Vahşi hayvanların derilerinden yaygı yapılmasını hoş görmezdi. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, K.S.-5303)
Oturanlar, Allah'ı anmadan kalkmasınlar!

Oturduğu bir kişiye doğru ayaklarını uzatmazdı. Davud, Tirmizi-8413)

Resûlullah (sav), bir yerde oturanların, bir araya gelenlerin, yürüyenlerin Allah'ı anmadan kalkmamaları gerektiğini buyururdu. "Kim bir yere oturur ve orada Allah'ı zikretmez (ve böylece kalkar) ise Allah'tan ona noksanlık vardır. Kim bir yere yatar, orada Allah'ı zikretmezse, ona Allah'tan bir noksanlık vardır. Kim bir müddet yürür ve bu esnada Allah'ı zikretmezse, Allah'tan ona bir noksanlık vardır." (Ebu Davud, Tirmizi, K.S.-1942)

Bir yerde oturup da Allah'ı zikreden bir topluluğa rahmet melekleri iner, etraflarını sarar, rahmetiyle bürür. (Müslim, Tirmizi, K.S.-1943)