SERMAYE SAHİBİNİN (RABBÜ'L-MALIN) HAKLARI

1485 Mudaraba'da kazanç; emek ve sermayenin getirdiği bir gelirdir. Gerek sermaye sahibinin, gerek işleticinin (mudaribin) gayesi; kazanç elde etmektir. Sermaye kâr getirmezse, işleticinin (mudaribin) bir hakkı olamaz. Kazanç ortaya çıktığı zaman; anlaşmada kat'iyet kazanan oranda, her iki tarafda hakkını alır. Bu hususta herhangi bir ihtilaftan söz etmek mümkün değildir. Ancak sermaye sahibi, ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaktır. Mudaraba'nın süresi sona ermeden; iki tarafın müşterek olduğu kârdan hisse almaları mümkün müdür? Hanefi fûkahası; "Sermaye, işleticinin elinde olduğu müddetçe mudarabanın hükmü devam eder. Şayet kârın daha önce taksimini doğru bulursak asl (sermaye) dan, fer'in (kârın) taksimi ortaya çıkmış olur ki, bu da caiz değildir"(216) hükmünde ittifak etmiştir. Ancak mudarib razı olursa; nakit olan sermayesinden ihtiyacını karşılayabilir veya karz (borç) alarak daha sonra ortaya çıkacak kârdan ödeyebilir.(217).

1486 Sermaye sahibi; mudaraba için alınmış olan ticaret eşyasını işleticiye (mudaribe) zarar vermemek şartıyla satabilir.(218) Ancak bu hususta mudaribin rızası gerekir. Rızası olmadığı müddetçe satamaz.

1487 Sermaye sahibinin; mudaraba malını, ücretini ödemeden kullanması caiz değildir. Kullanma ihtiyacı olursa; mutad olan ücreti ödeyerek satın alır.(219).