A) MUFAVAZA ŞİRKETİ

1444Önce kelime üzerinde duralım; kelimenin kök sigası olan "fevd"; bir işi başkasına tevdi etmek, eşit olmak ve her şeye eşit şartlarda iştirak etmek gibi manalara gelir.(145) "Fevda" burada; eşit şekilde iştirak manasınadır. İmam-ı Merginani; "Fevda" manasında olan Mufavaza'da; başlangıçta ve sonuçta eşitliğin gerçekleştirilmesi kaçınılmazdır."(146) diyerek, kelimenin "Müsavat, eşitlik" manasında kullanıldığına işaret etmektedir.

1445 Hanefi fûkahası, Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Mufavaza ortaklığı yaptığınız zaman, onu güzel yapınız"(147) ve "Mufavaza ediniz!.. Çünkü o bereketin en büyük olanıdır"(148) Hadis-i Şeriflerini esas alarak "Şirket-i Mufavaza'nın" caiz olduğunda ittifak etmiştir. İmam-ı Malik (rha) "Mufavazayı (meşru mu, değil mi) bilmiyorum" derken(149) İmam-ı Şafii (rha) mufavazanın caiz olmadığını beyan etmiştir.(150) Zira ortaklardan her birinin kendi malından gelen kâra diğerini ortak kılmasının aldatma olduğu kanaatindedir. Bu husustaki hadislerin ise "Garib" veya "Zaif" olduğunu esas almışlardır.

1446 MUFAVAZA ŞİRKETİ NASIL MEYDANA GELİR?: Şartları haiz iki kişi: "Biz mufavaza ortaklığı yapacağız. Az olsun, çok olsun, beraber alıp, beraber satacağız. Toptan olsun, perakende olsun, peşin olsun, veresiye olsun; her birimiz kendi reyi ile iş yapacak. Allahû Teâla (cc)'nın vereceği rızkı (kârlı ve zararlı) taksim edeceğiz" derlerse, şirket-i mufavaza teşekkül etmiş olur. Muzmarat'ta da böyledir.(151) Mufavaza şirketi; hür ve bülûğa ermiş iki mü'min arasında kurulabilir. Zira ortaklar arasında her yönden eşitlik aranır.