VITIR NAMAZI

569 Imam-i Azam Ebû Hanife (rha) Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Süphesiz Allahû Teâla (cc) size bir namaz ziyade etti. Dikkat ediniz ki; o namaz vitir namazidir. Öyle ise onu (Vitir'i) yatsi ile fecrin tuluû arasinda edâ ediniz" Hadis-i Serif'ini esas alarak bu vücûb için kat'i bir emirdir. Bu sebeble, edâ edilemezse, kazasi da vacib olur. Bu icma ile sabittir. Onu inkâr edenin tekfir edilmemesi, vücûbunun sünnet ile sabit olmasindandir"(379) hükmünü beyan buyurmustur. Molla Hüsrev: "Vitir Namazi farz-i ameli'dir, farz-i itikadi degildir. Zahiriyye'de; vitir namazi amel açisindan farz hükmündedir. Ilim noktasindan ise degildir" denmistir. Ulema vacibtir diye zikretmislerdir. Imam-i Yusuf (rha) ve Imam-i Muhammed (rha) indinde ise sünnet-i müekked'dir"(380) buyurmaktadir. Hanefi Fûkahasi rivayetlerin arasini bulmak için: "Vitir Namazi; amel noktasindan farz, itikad açisindan vacib, sübûtu yönünden ise sünnettir" tarifini esas almistir. Bilindigi gibi vitir namazinin sübûtu Kur'an-i Kerim ile degil, sünnet iledir. Ibn-i Abidin "Sübûten sünnet" ifadesini izah ederken: "Vitirin sübûtü Kur'an ile degil, sünnet yoluyladir. Bu sünnet Resûllullah (sav)'in; su Hadis-i Serifi'dir: "Vitir haktir. Vitir Namazi'ni kilmayan benden degildir" Bunu üç defa tekrarladi. Bu hadisi Ebû Davûd ile Hakim rivayet etmis; Hakim onu sahihlemistir. Vitrin bir delili de: "Sabahlamadan vitri kilin" hadisidir. Bunu Müslim rivayet etmistir. Emir vücûb ifade eder. Meselenin tamami Münye Serhi'ndedir"(381) hükmünü zikretmektedir.

 570 Hz. Aise (r.anha)'dan rivayet edilmistir ki: "Resûl-i Ekrem (sav) üç rek'at vitir namazi kilardi"(382) Ayrica Hz. Übey (ra) ve Sahabe-i Kiram'dan bir topluluk rivayet etmistir ki; Resûl-i Ekrem (sav) vitri üç rek'at kilar; ikinci rek'atta selam vermezdi. Ancak üç rek'atin sonunda selam verirdi"(383) Imam-i Safii (rha), Imam-i Malik (rha) ve Imam-i Ahmed (rha); vitir namazinin "sünnet-i müekkede" oldugunda müttefiktirler. Dolayisiyle bu mezheplere göre vitir namazi vacib degildir. Ancak çok kuvvetli bir sünnetir. Imam-i Malik (rha)'e göre; iki selamla edâ edilir. Bunu zikretmemizin sebebi sudur: Son yillarda mezhepler arasinda telfik yapmaya çalisan bazi zümreler türemistir. Bilhassa Cum'a Namazi'nin edâsi konusunda "sadece Hanefi mezhebinin "Ulû'l-emr'in" iznini sart kostugunu, diger üç mezhebin sart kosmadigini iddia ederek" güya hakli çikma arzusunda olan bazi tipler zuhur etmistir. Üç mezhebe göre de; Vitir Namazi sünnettir ve üç rek'at degildir. Ayrica Safii Fûkahasina göre, Vitir Namazi'nda (Ramazan ayinin son yarisi hariç) kunut dualarini" okumak ser'an caiz degildir. Simdi bu kaviller arasinda nasil bir "Telfik macunu" hazirlayacaklar!.. Zira müctehidlerin hepsi; bu ictihadlarinda, sünnetten bir delile dayanmislardir. Niyetleri de Resûl-i Ekrem (sav)'e itaattir. Sünnetin kat'i delil oldugu hususunda tek bir ihtilaf yoktur. Imam-i Safii (rha) "Er Risale" isimli usul kitabinda: "Resûl-i Ekrem (sav)'den geldigi sabit olan bir Hadis-i Serife muhalefet gibi bir meseleden, Allahû Teâla (cc)'nin bizi muaheze etmeyecegini umuyorum. Zira hiç kimsenin böyle bir ayriliga veya muhalefete kasdi olarak niyeti yoktur. Ancak su kadarini söyleyebiliriz ki; sünnet hakkinda kazaen bir cehalete düser veya sirf o sünneti bilemedigi için aykiri bir görüs (ictihad) söyleyebilir. Bu hiçbir zaman sünnete muhalefet manasina gelmez"(384) hükmünü beyan ediyor. Meselenin keyfiyeti de budur. Amelde hanefi mezhebini taklid eden bir mü'min; Vitir Namazi'nin amelen farz olduguna ve kunut dualarinin okunmasinin gerekliligine inanir. Safii mezhebini taklid eden bir mü'min ise; Vitir Namazi'nin sünnet-i müekkede oldugunu ve kunut dualarinin okunmamasi gerektigini esas alir. Bu iki hükmü; kim ve hangi selâhiyetle birlestirebilir?

 571 Hanefi Fûkahasi: "Vitir Namazi üç rek'attir ve her rek'atinda Fatiha Sûresi ile zamm-i sûre okunur. Zira Allahû Teâla (cc)'nin: "Kur'an-i Kerim'den kolayiniza geleni okuyunuz" kavli vardir. Üçüncü Rek'atta kunut okumayi murad ettigi an; tekbir getirir. Zira hal degismistir, tekbirle birlikte ellerini kaldirir ve yeniden bagladiktan sonra kunut dualarini okur. Resûl-i Ekrem (sav): "Namazda eller kaldirilmaz. Ancak yedi yerde kaldirilir" buyurmus ve bu yedi yer arasinda "Kunut"u da zikretmistir. Bizim indimizde kunut duasi, sadece ve sadece Vitir Namazi'nda okunur. Imam-i Safii (rha) ise; sabah namazi hususunda bizimle muhalefet halindedir. Zira Abdullah Ibn-i Mes'ud'dan rivayet edilmistir ki; "Resûl-i Ekrem (sav) sabah namazinda bir ay kunut'u okudu. Sonra kunut'u okumaktan vazgeçti." Eger kendisine iktida olunan kimse, yani imam kunut'u okursa, Imam-i Azam (rha) ve Imam-i Muhammed'e göre, arkasindaki kimse sükût eder. Çünkü o mensuhtur ve o hususta iktida yoktur. Imam-i Yusuf (rha) ise, "imama tabi olur ve kunutu okur. Çünkü bu ictihada müsaid bir konudur."(385) Feteva-i Hindiyye'de: "Sayed imam sabah namazinda kunut duasini okursa, arkasindakiler susarlar ve ayakta beklerler. Sahih olan budur. Nihaye'de de böyledir"(386) hükmü kayitlidir. Alaûddin El Haskafi: "Sabah namazinin kunutunu okumaz. Zira nesh edilmistir. Sabah namazinda en makûl kavle göre ellerini salarak ayakta durur ve susar" buyurmaktadir. Ibn-i Abidin bu metni serhederken sunlari kaydeder: "Sabah namazinin kunutu nesh edilmistir. Binaenaleyh cenaze namazinda imamin bes tekbir almasi gibi olur. Imam bes tekbir alsa, cemaat besincide ona tabi olmaz. Bahir. Sabah namazinda safii imam kunut yapinca, hanefi olan cemaat ellerini salarak susar."(387) Bahsin devaminda baska rivayetlerin de bulundugunu kaydettikten sonra, en münasibinin elleri salarak susmasi oldugunu zikretmistir. Imam-i Safii (rha) Hz. Enes (ra)'den rivayet edilen "Süphesiz Resûl-i Ekrem (sav) sabah namazinda, dünyadan ayrilincaya kadar, kunutu okurdu" hadisine tabi olmustur. Vitir Namazi'nda kunut duasi okumanin ise ancak Ramazan ayinin son yarisinda caiz oldugunu, diger vakitlerde caiz olmadigini esas almistir. Hanefi Fûkahasi; Hz. Enes (ra)'den rivayet edilen hadisin, Abdullah Ibn-i Mes'ud'un rivayet ettigi hadisle nesh olduguna kaildir. Ayrica Vitir Namazi'nda musalli, "Senenin bütün günlerinde kunut okur" hükmünde müttefiktir. Malûm oldugu üzere; Hanefi Fûkahasi fakih olan ravi'lerden gelen Hadis-i Serif'lerin amele konu oldugunu "Usûl" olarak benimsemislerdir. Abdullah Ibn-i Mes'ud (ra)'un, Hz. Enes (ra)'den daha fakih oldugu gerekçesiyle, "Nasih-Mensûh" üzerinde durmuslardir. Ancak son tahlilde hem Hanefi Fûkahasi, hem de Safii Fûkahasi, sünnetten bir delile dayanmislardir.(388)

 572 Vitir Namazi'ni edâ eden ve amelde hanefi mezhebini taklid eden mü'minler; kunut olarak su duayi okurlar.(389)
  ["Allâhümme innâ nesteînuke ve nestagfiruke ve nestehdike ve nu'minu bike ve netûbü ileyke ve netevekkelü aleyke ve nüsnî aleyke'l-hayra küllehû nesküruke velâ nekfüruke ve nahle'u ve netrûkü men-yefcüruk.
  Allâhumme iyyâke na'büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes'â ve nahfidu narcû rahmeteke ve nahsâ azâbek. Inne azâbeke bi'lküffâri mülhik"]

 573 Kunut duasini güzelce ezberleyemiyen kimse, üç defa "Allahümmagfirli" diyebilir veya;
  ["Allâhümme rabbenâ âtinâ fiddünya haseneten ve filâhireti haseneten ve kinaâ azâbennâr."]
  (Ey bizim Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver ve bizi, ates azabindan koru) duasini okur. Miracü'd diraye'de ve Muhiyt'te de böyledir.(390) Kunut sahih olan rivayete göre vacibtir. Imam olsun, cemaat olsun vitir namazini edâ etmekte olan kimseler, kunutu gizli okurlar. Muhtar olan kavil budur. Su incelik de bilinmelidir ki; kunut vacibtir, ancak herhangi bir duanin okunmasi mecburi degildir. Bir önceki maddede beyan ettigimiz dua sünnettir.

 574 Vitir namazini edâ eden kimse; kunutta Resûl-i Ekrem (sav)'e salat okumaz. Bu Hanefi Fûkahasinin ihtiyar ettigi kavildir. Zahiriyye'de de böyledir. Ayrica vitirden baska hiçbir namazda kunut yoktur.(391)

VITIR NAMAZI ILE ILGILI DIGER MESELELER

575 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Gecenin sonunda uyanamamaktan korkan kimse Vitir Namazi'ni gecenin evvelinde kilsin. Gecenin sonunda uyanabilecegini ümid eden kimse ise, vitir namazini o zaman kilsin"(392) buyurdugu bilinmektedir. Vitir Namazi; yatsi namazina tabi olan bir ibadet degildir. Eger yatsi namazina tabi olan bir ibadet olsaydi, gecenin sonuna bikarilmasinin mekruh olmasi gerekirdi. Halbuki Resûl-i Ekrem (sav) gecenin sonuna tehir edilebilecegini beyan buyurmustur.

 576 Resûl-i Ekrem (sav)'in geceleyin özürsüz olarak hayvan üzerinde nafile namaz kildigi; Vitir Namazi'ni edâ ederken hayvan üzerinden inerek yerde edâ ettigini esas alan Hanefi Fûkahasi; "hiçbir özür yokken Vitir Namazi'nin hayvan üzerinde ve ayakta durmaya gücü yettigi halde, oturarak kilinmasi caiz olmaz" hükmünde ittifak etmistir.(393)

 577 Vitir Namazi amelen farz oldugu için; vaktinde edâ edemeyen mükellef kaza eder. Kaza ederken de kunutu okur. Zahir olan rivayet budur. Ibn-i Abidin: "Çünkü Peygamber (sav): "Her kim Vitir Namazi'ni kilmadan uyur veya unutursa; hatirladigi zaman onu kilsin" buyurmustur. Nitekim Muhit'ten naklen Bahir'da da böyle denilmistir. Fetih ve Nehir sahibleri bunu müskil saymis ve: "Kazanin vacip olmasi, edânin vacib olmasindan ileri gelir" demislerdir. Bahir sahibi buna Muhit'ten naklettigi hadisle cevap vermistir. Ben derim ki: Bu cevabin söz götürdügü asikârdir. Zira hadisin kazanin vacib olmasina delâleti eskali kuvvetlendirir. Ancak söyle cevap verilebilir: Imameyn'e göre vitrin sünnet olduguna delil sabit olunca onunla amel etmisler; kazasi lazim geldigine delil sabit olunca nassa tabi olarak onunla da amel etmislerdir. Velev ki kiyasa muhalif olsun"(394) hükmünü zikretmektedir.

 578 Sahih olan kavle göre; mü'minlerin basina büyük bir musibet geldigi zaman; imam asikâre okunan namazlarda (sabah, aksam ve yatsi) kunut'u okur. Imam-i Ahmed (rha) ve Imam-i Sevri (rha)'nin kavli de budur. Imam-i Safii (rha) musibet aninda bütün namazlarda kunut'un okunacagina kail olmustur.  

geovisit();