Müsabaka

Müsabaka´nın Tarifi

Lugatta müsabaka, başkasını geride bırakmak anlamına gelir. Buradaki müsabaka´dan maksat, iki veya daha fazla kişinin at ve deve gibi hücuma ve geri çekilmeye elverişli olan hayvanlarla koşu (yarış) yapmalarıdır. Ancak hayvanların aynı cinsten olması şarttır.

Sebak kelimesi ise müsabaka için ayrılan malın adıdır. Müsabaka´nm Hükmü ve Meşruiyetinin Delili

Müsabaka, Hz. Peygamber´den miras kalan bir sünnettir ve meşru bir iştir. Meşruiyetinin ve müstehab olduğunun delili şu ayet-i kerimedir:

Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlardan hazırlayın. Onunla Allah´ın ve kendinizin düş­manlarını ve onlardan başka sizin bilmediğiniz ama Allah´ın bildiği kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız o size ödenir. Hiç de zulme uğramazsınız. (Enfal/60)

Şu hadîs-i şerif de müsabaka´nın meşru ve müstehab olduğuna de­lâlet etmektedir. İbn Ömer şöyle rivayet ediyor: ´Rasûlullah (s.a) idmana çekilip zayıflatılmış atlar arasında Hayfa´da başlayıp Seniyyetu´l-Veda´da sona ermek üzere bir, idmana çekilip zayıflatılmamış atlar arasında da Seniyye´den tâ Benû Zurayk mescidine kadar diğer bir yarış tertip etti´.[1]

Ancak bu hüküm, hayvanları cihada hazırlamak için yapılan mü­sabakalar için geçerlidir; yani hayvanları cihada hazırlamak için müsa­baka yapmak müstehabdır. Fakat gururlanmak, iftihar etmek için müsabaka yapmak haramdır; zira hüküm, şartlara göredir. Müsabaka, hayvanları cihada hazırlamak veya gururlanmak için yapılmıyorsa, mubah olur. Çünkü bu, vücuda faydalı olan bir spordur.

Müsabaka´mn Çeşitleri

Müsabaka´nın birçok çeşidi vardır, bunların bazıları meşru, bazıları da haramdır. Şimdi müsabaka çeşitlerini sayarak meşru ve haram olanlarını beyan etmek istiyoruz.

I. Bu şekildeki müsabakaya iki veya daha fazla kişi iştirak eder. Müsabakayı kazanana, idareci veya başka biri tarafından bir mükâfaat verilir. Meselâ idareci veya başka biri, müsabaka yapanlara ´Sizden kim müsabakayı kazanırsa ona şu kadar mal vereceğim´ der.

II. Bu şekildeki müsabakada, müsabakaya katılanlardan biri diğerine ´Eğer beni müsabakada yenersen sana şu kadar mal vereceğim´ diye va´dde bulunur. Fakat arkadaşı buna karşılık hiçbir va´dde bulunmaz; yani müsabıklardan biri diğerine ´Beni yarışta geçersen sana şu kadar mal vereceğim, fakat ben seni geçersem sen bana hiçbir şey vermeye­ceksin1 der.

III. Bu şekildeki müsabakada, müsabıklardan her ikisi de yarışı kazanana muayyen bir mal vermeyi kabul eder; yani müsabıklardan hangisi yenilirse, diğerine belli bir mal vermek üzere müsabaka yaparlar.

IV. Bu şekildeki müsabakada, üçüncü şekildeki müsabaka gibidir. Ancak burada atı, birinci ve ikinci yarışçının atına denk olan üçüncü bir yapsa daha müsabakaya katılır. Bu üçüncü yarışçı onları geçerse, ikisinin de ortaya koyduğu malı alır, fakat onlar üçüncü yarışçıyı geçer­lerse, ondan hiçbirşey almazlar. Eğer birinci ve ikinci yarışçı, müsabakayı aynı anda bitirip berabere kalır, üçüncü yarışçı da onlardan geride ka­lırsa, hiçbiri birşey almaz; zira ortaya mal koyan birinci ve ikinci yanşcı berabere kalmıştır. Üçüncü yarışçı da geri kalması halinde herhangibir şey vereceğini va´detmemiştir. Eğer üçüncü yarışçı, birinci ve ikinci yarışçıdan biriyle berabere kalır, diğeri de onlardan geride kalırsa, üçün­cü yanşcı (muhallil) ile birinciliği paylaşan yarışçı hiçbir mal vermez. Geride kalan yarışçının ortaya koyduğu malı, muhallil (üçüncü yarışçı) ile diğer yarışçı paylaşırlar.

Müsabaka Çeşitlerinden Haram ve Caiz Olanlar

Bu müsabaka çeşitleri incelendiğinde bunlardan üçüncü şeklin ha­ram olduğu, kumara benzediği anlaşılır. Birinci, ikinci ve dördüncü şe­kildeki müsabakaların ise meşru olduğu anlaşılır.

Dördüncü şekildeki müsabakaya, muhallil denilen üçüncü bir ya­rışmacının katılması ve yarışmayı kaybetse bile hiçbirşey vermemesi, bu müsabakayı haram olmaktan çıkarmaktadır. Bu bakımdan muhallil denilen üçüncü bir yarışçının müsabakaya katılıp kaybetse bile hiçbir şey vermemesi, dördüncü şekildeki müsabakayı, üçüncü şekildeki mü­sabakadan ayırmıştır.

Müsabaka´nın Şartlan

Müsabaka´nın -hangi şekli olursa olsun- muayyen birtakım şartları vardır. Bunlar kısaca şöyle sıralayabiliriz:

1. Müsabıklar (yarışan kişiler), yarışın nerede başlayıp nerede sona ereceğini bilmelidirler.

2. Müsabaka´ya (yarışa) katılacak atlar veya develer belli olmalıdır.

Yarışa katılacak atlar veya develer belirlendikten sonra, onların değiştirilmesi caiz değildir; yani yarışmacılardan biri atını veya devesini değiştirirse müsabaka fasid olur.

3. Yarışa katılacak atlar denk olmalıdır.

Yani yarışa katılacak atların kazanma ve kaybetme ihtimali olmalıdır. Eğer atlar içinde kesinlikle yarışı kazanamayacak bir at varsa veya kesinlikle kazanacak bir at varsa, müsabaka caiz olmaz.

4. Yarışa katılan yarışçılar, kazananlara ne kadar mükâfat verileceğini bilmelidirler.

Yarışçılar; birinci gelene, ikinci gelene, üçüncü gelene ne kadar mükafat verileceğini, verilecek mükâfatın cinsini bilmelidirler. Eğer ya­rışçılardan biri kazananlara ne kadar mükafat verileceğini, verilecek mükafatın cinsini bilmezse, müsabaka sahih olmaz.

5. Kazanan yarışçılara verilecek olan mükafat (para veya mal) ya -rışcılar tarafından ortaya konulmamalıdır.

Kazanan yarışçılara verilecek olan para veya malı, devlet veya zenginlerden biri vermelidir. Yarışçılardan birinin, kazanan yarışçıya verilmek üzere ortaya bir mal koyması, kaybeden yarışçılardan-hiçbir şey alınmaması şartıyla caizdir. Eğer her yarışçı, belli bir mal veya para koyar, yarışı kaybeden yarışçılar koydukları parayı da kaybederlerse, bu müsabaka sahih olmaz. Bu müsabakanın caiz olabilmesi için muhallil denilen ve yarış için mal koymayan, hiçbir durumda kaybetmeyecek olan bir yarışçı daha olması gerekir.

Yarış İçin Ortaya Para/Mal Konmasının Müsabaka´ya Et ki­şi

Yukarıdaki izahlarımızdan, yarışma için ortaya para/mal konmasının müsabaka´nın meşruiyetine mâni olmayacağı, müsabaka´yı fasid etmeyeceği açıkça anlaşılmıştır. Hatta halkın cesaretlenmesi için bu teşvik bile edilmiştir. Eğer yarışçıların tümü ortaya belli bir para veya mal koyarlarsa, yarışı kaybedenler koydukları parayı veya malı da kaybederlerse, işte o zaman yarışma için ortaya konulan para veya mal, şer´an müsabaka´yı ifsad eder. Bu şekilde ortaya konan para veya malın müsabakayı ifsad etmesinin sebebi, bunun bir tür kumar olması, biniciliği teşvik etmekten çıkmasıdır. Kumar ise Allah Teâlâ tarafından şu ayet-i kerime ile açıkça yasaklanmıştır:

Ey iman edenler! İçki, kumar, (ibadet ve saygı duruşu için) dikilen taş (ve benzeri şeylerden yapılan put)lar ve kısmet okları ancak pistirler ve şeytan´ın (süslü gösterdiği) işlerdendir. Bunlardan sakının. Umulur ki felah bulursunuz. (Mâide/90)

Kendisiyle Müsabaka Yapılması Caiz Olan Şeyler

Müsabaka, savaşa elverişli olan, hücum edebilen, geri dönebilen at, katır, deve gibi her hayvanla yapılabilir. Bunlara elverişli olmayan öküz, inek, kuş, vb. hayvanlarla müsabaka yapılması caiz olmaz. Bunun delili şu hadîs-i şeriftir:

Yarış için mükâfat, ancak nasî (temren, ok, kargı gibi şeylerin ucundaki sivri demir) veya huff (deve tabanı) veya hâfir (toynaklı) lardadır.[2]

İslâm´ın ilk zamanlarında kullanılan savaş aletleri bunlardı. Buna binaen zaman ve mekâna göre savaşta kullanılan diğer silahlarla da müsabaka yapılabilir.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Buharî/410, Müslim/1870

[2] Tirmizî/1700, Ebu Dâvud/2574