Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

İMAN İLE AMEL ARASINDAKİ MÜNASEBET

Soru: "Daha çocuk yaşta iken Kur'an kursu hocası bize "imanın rüknü, kalb ile tasdik ve dil ile ikrardır" cümlesini ezberletti. (..) Bazı eserlerde iman; "kalb ile tasdik, dille ikrar ve azalarla amel" şekline tarif edilmektedir. Bu tarif, daha uygun değil midir? (..) İman ile amel arasındaki münasebeti araştırırken, bazı tereddütlerim oldu. Mesela: Sahih-i Buhari'de, Hz. Ebu Zer'den rivayet edilen: "La ilahe illallah diyen cennete girer. Zina etsede, şarab içse de, hırsızlık yapsa da..." hadisi ile, Sahih-i Müslim'de Hz. Cabir'den rivayet edilen, "namazı terkedenin kafir olacağına" dair hadis arasındaki çelişki, dikkatimi çekti...(..) İmanın rükünleri ile amel arasında ne gibi münasebet vardır? Amellerin edasında ve kabulünde ölçü

Namazın âdâbı

Âdâb edebin cem'idir. Edeb (4), Rasûl aleyhis-sâlâtu ves-selâmın bir veya iki kere işleyip (5), muvazabet buyurmadıklarıdır: Rükû ve sücud tesbihlerinin ziyadesi, ve kıraeti mesnûnenin fazlası gibi ki, sünnetin ikmali için meşrû' olmuştur (6).

Şunlar, namazın âdâbı cümlesindendir:

1 — Erkek kısmı iftitah tekbiri sırasında, ellerini yenlerinden çıkarmak (7), meğer ki, soğuk gibi zaruret, mâni ola.

HARİCİLER - MÜRCİLER

Soru: "- YÖK'ün isteği üzerine; Prof. Dr.Hüseyin Atay, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Prof. Dr. Beyza Bilgin, Prof. Dr. Rami Ayas, Dr. Arif Güneş ve Dr. Hasan Elik isimli öğretim üyeleri, "İslam Gerçeği" ismini verdikleri bir eser hazırlamışlardır. Bu eserde "-İtikadi mezhepleri iki ana kola ayırmak gerekir. Bu iki ana kol, İslam tarihi boyunca mezhepleri etkilemiştir. Bunlar Hariciler, yani ameli imandan sayanlar mezhebi ve Mürcie, yani iman ile ameli ayıranlar mezhebidir" (sh:30) denilmektetidir. (..) İman ile amel arasındaki münasebet hususunda, Ehl-i sünnet'in görüşüne yer verilmemektedir. Ayrıca İmam-ı Azam Ebu Hanife "Mürcie" ilan edilmiştir. (Sh:31) İman ile amel arasındaki münasebetin keyfiyeti açısından; Ehl-i sünnet, Harici ve

HELAL RIZKIN MAHİYETİ VE FAİZİN TOZU DUMANI

Soru: "-Bütün Müslümanlar; Allahu Teala'nın (cc) ticareti helal, faizi haram kıldığını bilmektedirler. Buna mukabil Türkiye, tam bir faizciler ülkesi haline gelmiştir. (..) Müslümanlar dükkanlarına "Rızkın Allahü Teala'dan" olduğunu belirten dini levhaları asıyorlar. Fakat bunun ne manaya geldiğini düşünmüyorlar. Bende onlardan birisiyim.(..) Bundan otuz yıl önce köyümde ziraat ile meşgul olurken, ellerim nasır tutuyordu. Belki zengin değildim. Fakat vicdanen huzur içindeydim. Şimdi o günlerimi arıyorum. Geçtiğimiz yıl; faizin haram olduğunu bildiğim halde (...) Bankası'ndan kredi çektim. İktisadi krizle birlikte, faiz yükünün altında inliyorum. (..) Bir Hadis kitabında, şu mealde bir hadis-i şerifi okumuştum: "Faiz yemeyen kims

İstinca, İstibrâ istinka

İstincâ, necaseti ref' ve izale etmektir ki, def'i tabiiden sonra erkeğe ve kadına ait bulunur. (Buna dilimizde, taharetlenmek denilir.

Taharetlenmekten âciz olana, ancak nikâhlısının yardımı caizdir.)

İstibrâ, ihlilden yâni sidik mecrasından sidik damlalarını gidermektir ki, küçük su döküldükten sonra olur ve erkeklere mahsustur.

İstinka, istincâda mübalâğa etmek ve temizliğe son derece ihtimam eylemektir.

İstinca, su ile olduğu gibi, ufak taşlar ile, ve evvelâ taş ve sonra su kullanarak, ikisini birleştirerek dahi olur.

Helâya girişte sol ayak, çıkışta sağ ayak atılır. İstincada sol el kullanılır, meğer ki, onda özür ola.

KİNAYELİ BOŞANMA

Soru: "-Benim size soracağım konu boşanma ile ilgilidir. On yıl önce, ailemin münasip gördüğü birisiyle evlendim. Yıllarca herhangi bir problem olmadı. (..) Bundan iki sene önce; kocam sinirlenip "-Defol!.. Baban evine git!.." dedi. Tabii bende gittim. Araya akrabalar girdi ve barıştım!.. Bu hadiseden altı ay sonra, yine bir ihtilaf sırasında "Boş ol!.." dedi. Sonra ağabeyimin ricasıyla barıştım. Tecdid-i nikah ile aile hayatını devam ettirdim.(..) Geçtiğimiz ay yine tartıştık. Bana babamın evine gitmemi söyledi. Ben de çocuklarımı aldım ve babamın evine gittim. (..) Şimdi kocam, ağabeyimi araya koyuyor ve pişman olduğunu söylüyor. Ağabeyime üç talak hakkını kullandığını belirttim. (..) Fakat bazı hocaefendiler "-Defol!.. Baban e

Orucu Bozan-Bozmayan Şeyler

1275 - Soru: Ramazan'da sakız çiğnemekte bir mahzur var mıdır?
Cevap: Oruçlu kimsenin evvelce çiğnenmiş olan sakızı çiğnemesi mekruh olup, yeni alınmış bir sakızı çiğnemesi ise asla caiz değildir. Hele içinde tat ve koku bulunan çikletleri çiğnemek oruç için tehlikelidir.
1276 - Soru: Bir kişinin damağında yara olduğu halde oruç tutuyor. Bu yaradan çıkan suların tükrüğüne karışıp karışmadığına şüphe ediyor. O kimsenin orucu nasıl oluyor?

HADD-İ SİRKAT (HIRSIZLIK CEZASI-MAL EMNİYETİNİN SAĞLANMASI)

1285 İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak için Allahû Teâla (cc) tarafından yaratılmış ve istenildiği zaman elde edilip kullanılabilen, insandan maada (gayri) şeylere mal denir.(103) İmam-ı Şafii (rha) haramı ihtiyaç olarak kabul etmediği için: "İhtiyaçlarımızı karşılayan şeylere mal denir"(104) tarifini esas almıştır. Dikkat edilirse; her iki tarifte de ortak olan nokta "insanın ihtiyaçlarının karşılanması"dır. İslâm dini; insanın zaruri maslahatlarının arasında "mal emniyetini" beyan etmiş, hırsızların ve çete kurarak soygun yapan kimselerin cezalandırılmalarını esas almıştır.(105) Şimdi bu konu üzerinde duralım.

HIRSIZLIK NEDİR?

NİKÂH'TA VELÂYET VE KEFAET

1106 Önce "Veli" ve "Velâyet" kavramları üzerinde duralım. "Veli'nin" lûgat manası; sahib,(61) ve düşmanın hilâfı'dır.(62) Örfen "Veli"; Allahû Teâla (cc)'yı bilen (Mü'min) kimsedir. Malûm olduğu üzere; mükellef hür kadının nikâhı velisiz münakid olur.(63) Ancak küçük çocukların, akli melekelerinde zaaf bulunan kimselerin ve kölelerin nikâhlarının sıhhati için velinin izni şarttır.(64) Zira bunlarda "Aciz" olma durumu sözkonusudur. Lehlerindeki ve aleylerindeki durumları kat'i olarak kavrayamazlar. Hanefi fûkahası: "Şu dört sebeple, velâyet hakkı sabit olur: a) Karabet (Akrabalık), b) Velâet (Efendilik), c) İmamet (Ulû'l Emir ve O'nun naibi olmak), d) Malikiyet (Sahibi bulunmak)" hükmünde ittifak etmiştir.(65) İbn-i Abidin: "Velâyet

Namaz fiillerinin terkibi

Bu fasılda namazın iptidasından intihasına kadar olan af'al ve ait olduğu yerleri zikrolunup, onların farz veya vâcip, yahut sünnet olmasından ibaret olan evsafı evvelce bildirildiği için, beyan olunmayacaktır.

Erkek kısmı namazda —hangi namaz olursa olsun— durmak kasd ettikte ellerini yenlerinden çıkarır (1), sonra kulakları hizasına kaldırır, tâ ki, baş parmakları kulaklarının yumuşağının hizasına varmış olur (2).

Hurre olan kadınlar, ellerini omuzları hizasına kaldırırlar (3).

Kalkık halde gerek erkek, gerek kadın ellerinin içini kıbleye karşı bulundurur, parmaklarını dahi ne açar, ne sıkar.

Her musâllî sonra niyyet (yâni akdi kalb) ederek medsiz (4) (Allahu ekber) der (5).

DOĞUM KONTROLÜ VE NÜFUS PLANLAMASI

Soru: "Diyanet İşleri Başkanlığı; doğum kontrolü yapmanın caiz olduğuna dair fetva vermektedir. Bazı gönüllü kuruluşlar; nüfus planlamasını 'ailelerin istedikleri zaman, istedikleri kadar çocuk yapmaları' şeklinde tarif etmektedirler. (...) Her ailenin; bakabileceği kadar çocuk yapması, akla ve mantığa da uygundur. Dinimizin hükümleri ile akıl arasında bir çelişki olamaz. (...) Bazı hocaefendiler; anne rahmine düşen çocuğun dört ay içerisinde aldırılabileceğini söylüyorlar. Bazıları ise; azl fiilinin dışında, hiçbir şekilde doğum kontrolü yapılamayacağını iddia ediyorlar. Her iddia sahibinin, kendine mahsus bir delili vardır. (...) Çalışmak mecburiyetinde olan bir karı-koca; aralarında istişare ederek, doğum kontrolü yapa

NAMAZI EDA EDERKEN HADES'IN VAKI OLMASI (ABDEST'IN BOZULMASI)

517 Namazi edâ ederken abdesti bozulan kimse; namazdan ayrilir. Eger o kimse imamet görevinde ise yerine birisini geçirir, abdest alir ve namaza kaldigi yerden baslar.(273) Imam-i Safii (rha) indinde ise; namaza kaldigi yerden baslamaz, yeniden kilar. Zira onun indinde yürümek ve namazdan ayrilmak namazi ifsad eden bir olaydir. Hanefi fûkahasi Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Namazi edâ ederken kusan, burnu kanayan veya mezisi gelen kimse namazdan ayrilsin, abdest alsin ve konusmadigi süre içerisinde namazina bina etsin (yani kaldigi yerden devam etsin) Hadis-i Serifini esas almistir."(274) Ancak bina'nin sahih olabilmesi için bazi sartlar vardir. Bunlar:

KALBİN KEYFİYETİ VE ZİKİR İBADETİ

Soru: "İslam'a hizmet etmeyi arzu ediyorum. Bunun büyük bir nimet olduğunun da farkındayım. Ancak gaflet içinde olmanın ızdırabını ile kıvranıyorum. (...) Aile efradından gelen zorluklar beni yıldırmıyor. Kalbime gelen bazı vesveselerden muzdaribim. Bazen: "mü'minin niyeti amelinden hayırlıdır" hadisini hatırlıyor, teselli oluyorum. (...) Bilebildiğim sünnetlere ittiba ediyorum. Ancak kalbimin ameli noktasında zaafımın olduğunu hissediyorum. Bu hal, sözlerimin tesirini azaltıyor ve faaliyetlerimi bereketsiz kılıyor.(...) Uzun bir süredir, bir tarikata dahil olmayı düşünüyorum. Fakat karar veremiyorum. Bir tarikata girersem, bu vesveselerden kurtulabilir miyim? Bana ne tavsiye edersiniz?"

Kaplar

Kaplardan maksat, içine sıvı veya katı maddeler konan şeylerdir. Kapların değişik durumları vardır.

1. Altın ve Gümüş Kapların Hükmü

Altın ve gümüşten yapılmış kapların kullanılması yister abdestte, ister su içmede, ister başka şeylerde olsun- haramdır. Ancak zaruret varsa; altın ve gümüşten yapılmış kaplardan başka bir kap da yoksa o takdirde kullanılabilir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Sakın harir (ipekli) ve dibac (ipeklinin başka bir çeşidi) giymeyin. Altın ve gümüşten yapılmış kaplardan yeyip-içmeyin. Çünkü o kaplar ve ipekliler dünya da kâfirlerin, ahirette ise bizimdir.[1]

Irak yolcusu 37 Güney Kore askeri İslamı seçti

Güney Kore'nin başkenti Seul'deki bir camide, Irak'a gidecek askerler, İslam dinine geçmelerinin ardından namaz kılıyorlar. Güney Kore'nin Irak'a göndereceği 3 bin askerden 37'si, önceki gün İmam Süleyman Li Haeng-lae'nin önünde kelime - i şahadet getirerek Müslümanlığı kabul etti. Seul'deki Müslüman cemaatinin lideri olan Güney Koreli Süleyman, askerlere, İslamiyeti kabul etmelerinin, Irak'a konuşlanacak diğer askerlerin Iraklılar tarafından kabullenilmesine yardımcı olacağını söyleyerek, "Iraklılar sonsuza kadar dostunuz olabilir" dedi.