Güncel Bazı Sorular ve Cevaplar

2000 - Soru: Top oynadığı zaman, Hz. Hüseyin'in (ra) başı ile oynamış gibi oluyor diyorlar. Bu görüş doğru mudur?
Cevap: Top oynamak, İslâmi ölçülere uyan bir spor olmadığı için, zaman israfına yol açtığı ve ekonomik çalışmalarımızı engellediğinden dolayı meşru değildir. Ancak, bunun önünü almak için yapılan teşbih yanlıştır. Zira bu oyun Hz. Hüseyin'in (ra) başı ile oynamakla başlamış değildir. İlk defa İngiltere'de başlamış ve oradan dünyaya yayılmıştır. Müslüman; ok atmak, ata binmek ve çocukları ile şakalaşmak gibi işlerin dışında oyunla zaman öldürecek kadar bir zamana sahip değildir. Bu oyunun bir faydası yoktur. Bir de kısa giyilmesi sebebiyle tesettür ihlâl edilmiş olmakla katmerlenmiş vebal tahakkuk etmektedir.
2001 - Soru: Günümüzde insanların çoğu şans oyunlarıyla meşgul. Spor-Toto, Spor-Loto, Sayısal-Loto, at yarışları. Bu oyunları oynamak İslâm dinine göre caiz midir?
Cevap: Bu oyunlar, İslâmi ölçülere göre Meysir'e dahildir. Meysir, kumar oynamak mânâsına gelmektedir. Kumarda zahmetsizce para çarpmak veya çarptırmak olduğundan, İslâmi bir tabir olarak, bu oyunlara Meysir adı verilmektedir. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tarafından hazırlanan ve ilk baskısı Diyanet İşleri Başkanlığı'nca yaptırılan Hak Dini Kur'an Dili adlı tefsirin (c. 2, 5, 1804)'de piyangonun her çeşidinin ve diğer şans oyunlarının kumar olduğuna işaret olunmaktadır.
2002 - Soru: Bazı neşir vasıtalarındaki faiz reklâmları, müstehcen giyimli kadınlarla yapılan eğlence programlarının izlenmesi caiz midir?
Cevap: İslâm dininde faiz, Kur'an-ı Kerim, Hadis-i Şerifler ve İcma-ı Ümmetle haramdır. Faize teşvik de caiz değildir. İslâm fıkhının kaide-i külliyelerinden birinde "Def-i mefasid, celb-i menafiden evlâdır" denilmekte, ferd veya topluma zarar verecek şeylerin önlenmesi, menfaat temininden önde gelmektedir. Toplum ahlâkını bozacak eğlence programlarını izlemek, elbette ki caiz değildir.
2003 - Soru: Günümüzdeki memurlar ve çalışanlardan zorunlu tasarruf adı altında kesintiler yapılmakta. Bunun faizleri de belirli dönemlerde "nema" adı altında dağıtılmaktadır. Bunu almak caiz midir?
Cevap: Bu kesintiler zorunlu olarak yapılsa da "nema" ismiyle ödenen meblağ, "ribel-fadıl", yani kesilen paranın miktarını aşan fazlalık, faizdir. O kişi, kendisinden kesilen ana parayı almakla yetinmeli ve nema ismiyle kamufle edilen miktarın faiz olduğunu bilmelidir.
2004 - Soru: Bilardo, satranç gibi oyunlar caiz midir?
Cevap: Bu gibi oyunlarda karşısındaki insanın parasını oyun yolu ile kendine mal etmek için seçilecek her vasıta ve oyun kumardır. Satranç oyunu Hanefi, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre haramdır. Kıyas yoluyla bilardoyu da bu hükme bağlayabilirsiniz. Çocukların sokakta oynadıkları ceviz oyunları, İslâmi hükümlere göre kumardan sayılmıştır.
2005 - Soru: Pek çok kimse, bankalardan araba, ev vesaire almak için kredi alıyor. Bu kredinin faiz oranı da enflasyondan daha düşük deniliyor, caiz midir?
Cevap: Araba ve ev almak için bankadan kredi almak İslâmi ölçülere ters düşmektedir. Prensip olarak helalden temin edip biriktirdiği parayla ev, araba vs. almayı düşünmelidir. Faiz oranının düşük olması, haramlık hükmünü değiştiremez.
2006 - Soru: Bayanların, erkeklerin de bulunduğu bir ortamda çalışması uygun mudur?
Cevap: Kadın, bayanların toplu olarak bulunduğu bir ortamda çalışıyor ise, tesettüre de riayet ediyorsa ve hayatını devam ettirmek için çalışmak mecburiyetindeyse caizdir. Fakat bir erkekle birlikte tek başına bir odada bulunmak suretiyle çalışmak zorunda kalıyorsa, İslâmi hükümlere göre halvet sayılacağından, bu şekildeki mesaisi caiz değildir.
2007 - Soru: Emeklilerin aldığı toplu para (ikramiye) caiz midir:
Cevap: Devlet memuruna verilen maaşı ve emeklilik maaşı almak caizdir. O kimse hayatının en güçlü zamanlarını memleket hizmetine harcamış olmakta ve devlet de ondan yeteri kadar faydalanmış bulunmaktadır. Çalışamayacak duruma gelince, maslahata binaen, ona emekli maaşı da verilebilir. Millet ve memleket hizmetlerinde çalışmayı cazip hale getirmek için emeklilik ikramiyesi de verilebilir. Bu, devletin istihdam politikasıdır.
2008 - Soru: Trafik, kasko ve diğer sigortalar caiz midir?
Cevap: Sigorta mevzuunda, İslâm beldelerinde, değişik beyanlar yapılmış bulunmaktadır. Bazı ilim adamları caiz görmekte, birçoğu da cevaz vermeyip, "haram"dır demiş bulunmaktadır.
Açıklama: Suriye ilim adamlarından Dr. el-Zerka, Mısırlı Muhammed Abduh, Şeltut gibi bazı zatlar, sigorta müessesesinin bir yardımlaşma şirketi olduğunu müdafaa etmişler ve dolayısıyla sigortanın meşruluğuna hükmetmişlerdir. Hanefi mezhebi üzerine telif edilmiş ve kaynak eser durumundaki Reddü'l Muhtar'ın müellifi İbn-i Abidin Muhammed Emin, Mısırlı âlimlerden Mustafa Hamamı ve Mekke-i Mükerreme'deki Rabıtatü'l Âlemi'l İslâmi'nin fıkıh heyeti, sigortanın haram olduğunu açıklamışlardır.
Birbirinden tamamen farklı ve zıt iki görüş karşısında, onların delillerini ve müdafaalarını aktarmak yerine, vardıkları netice ve verdikleri hükmü nakletmekle yetiniyor ve ihtilaflı mevzularda ihtiyata uygun hareket etmenin daha muvafık olacağını belirtmek istiyorum. Şahsi kanaatim de sigortanın caiz olmadığı istikametindedir.
Bu hususta geniş bilgi edinmek isteyenlerin İbn-i Abidin'in Reddü'l Muhtar adlı eserinin 3. cildinin 345. sayfasına bakmalarını, ayrıca Prof. Hamdi Döndüren'in Ticaret ve İktisat İlmihali adlı eserinin 167-168. sayfaları ile Halil Gönenç Hoca'nın Günümüz Mes'elelerine Fetvalar adlı kitabının c. 1, s. 147-151'de verilen malumatı gözden geçirmelerini tavsiye ederim.
2009 - Soru: Borsadaki hisse senetlerini almak uygun mudur?
Cevap: İslâmi ölçülere uygun olarak kurulmuş bir müessesenin ortağı olmak üzere onun senetlerini almak, kâr ve zararına ortak olmak caizdir.
Bu gibi senetlerin alım satımını yapmak tamamen ayrı bir husustur ve "Borsabazlık"tır. Bu yüzden asli işini ve ticaretini ihmal edip, ekran karşısında borsadaki gelişmeleri heyecanla takip ederken büyük maddi sıkıntılara ve hatta iflaslara maruz kalan nice kimseleri bilmekteyiz.
Bu mevzuda dini bilgi ve akademik belgeye sahip Prof. Hamdi Döndüren'in İslâmi Ölçülerle Ticaret Rehberi adlı eserinin 285-286. sayfalarından bazı pasajları aşağıya alıyorum.
Hisse senetlerinin, hazine bonosu ve tahvil gibi menkul değerlerin alım-satımının yapıldığı menkul kıymetler borsası faaliyetleri birtakım aracı kuruluşlar eliyle yürütülmektedir. Bunların brocer adı verilen memurları, borsa içindeki alım-satımları arz ve talep dengesine göre günlük borsa fiyatlarını oluşturmaktadırlar. Kimi zaman bir şirketin işlerinin bozulduğuna dair çıkarılan yalan bir haber, bir anda ona ait hisse senetlerinin değerini düşürmekte, bir diğeri için çıkarılan olumlu uydurma haber de onun hisse senetlerinin değerini yükseltmektedir. Borsa muameleleri sürekli olarak bu çeşit spekülasyonlara açıktır. Aracı kuruluşlar çeşitli şehirlerde acente ve temsilcilikler açmaktadırlar. Borsalarda, fiyatları düşürmeye veya yükseltmeye çalışarak kazanç sağlama işine "borsa oyunu" denir.
Diğer bir husus da, temsil ettiği servet meşru olmayan ya da tahvillerde olduğu gibi, faizli menkul kıymetleri de satmak caiz olmadığı gibi, bunların faizli kredi kullanımı yoluyla alım-satımının da caiz olmadığında şüphe yoktur. Diğer yandan, aracı kuruluşların ve bunların temsilcilerinin borsa oyunlarıyla hisse senedi arz ve talep dengesini bozmalarının büyük ölçüde kul haklarının yenmesine yol açtığı açıktır.
2010 - Soru: Kız öğrencilerin ilim öğrenmeleri farz. Ancak ilim öğrenmek için gittikleri okulda başlarını açma zorunluluğu var. Bu zorunluluk karşısında başlarını açıp okula devam etmeleri caiz midir?
Cevap: Her Müslümanın bilmesi zaruri olan dini bilgileri öğrenmek, erkek ve kadın herkese farzdır. Mantık, matematik gibi diğer ilimleri öğrenmek ise mubahtır. Bu noktayı belirttikten sonra, İslâmi ölçüleri ihmal etmemek kayıt ve şartıyla kızların tahsil yapması caizdir. Tahsil yapmak için başını açmak zorunda kalıyorsa, Allah Teâlâ'nın örtmeyi emrettiği başını, kulların açmasını istemesi üzerine iyi düşünmelidir. Allah (cc), yarattığı insanı kendisine kul olması için halketmiş ve dünya hayatıyla ilgili tercihlerini bu çerçeve içerisinde vermesini tavsiye etmiştir.