Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

Hac ve Umre

Fıkhî Hükümleri, Delilleri ve Sırları

Hacc´ın Mânâsı

Hacdın lügat mânâsı, kasdetmektir. Lügat âlimi Halil ´Tazim edilen bir insanı çokça kasdetmektir´ diyor.

Haccın şer´î (ıstılahı) mânâsı ise, özel şartlan ile özel birtakım ibadet­leri yerine getirmek maksadıyla Kabe´yi kasdetmektir.

Umrenin Mânâsı

Umre´nin lügat mânâsı ise, ziyaret etmektir. Bazıları ´Mamur olan bir yeri kasdedip oraya gitmektir´ demişlerdir.

Umre´nin şer´î (ıstılah!) mânâsı da özel şartları ile özel birtakım ibadetleri yerine getirmek için hac vaktinden başka bir zamanda Kabe´yi kasdetmektir.

Hac ile Umre Arasındaki Fark

MEZAR ZIYARETI

706 Kabirleri ziyaret etmek ve yanlarinda ayakta duâ okumak da sünnettir. Nitekim Resûl-i Ekrem (sav) "Bakia" mezarligina çiktigi zaman bu sekilde yapmistir. Kabristan'da "Yasin-i Serif" okumak da, sünnetle sabit olmustur. Nitekim: "Her kim kabristana girer de Yasin Sûresi'ni okursa o gün Allah kabirdekilerin azaplarini hafifletir. Okuyana oradakilerin sayisinca sevap verilir"(640) Hadis-i Serifi, bunun delilidir. Yasin Sûresi'ni bilemeyen mükellef; Kur'an-i Kerim'den Fatiha, Ayete'l Kürsi ve Ihlâs okur. "Ya Rabbi; okudugumun sevabini fûlana ve burada yatanlara ulastir" diye dua eder.

Abdest

Abdest anlamına gelen vudû kelimesi vedaet kökünden gelir. Lügat mânâsı güzellik, parlaklık demektir. Şer´î mânâsı ise ´niyetle beraber ab­dest azalarında su kullanmak´ demektir. Vedû şeklinde okunursa abdestte kullanılan su anlamına gelir. Bu suya, azaların bu suyla temizlenmesinden ötürü böyle bir isim verilmiştir.

Abdestin Farzları

Abdestin farzları altıdır: .

1. Niyet

2. Yüzü yıkamak

3. Ellerle beraber kolları yıkamak

4. Başın bir kısmını meshetmek

5. Topuklara kadar ayakları yıkamak

6. Tertib

Abdestin meşruiyeti ve farzları hakkındaki asıl, şu ayettir:

Elbiseler ve Zinetler

Elbise ve zînet´Ierde asıl olan ibahadır. Zira Allah Teâlâ´nın, dünyada yararlanılması için yarattığı elbise ve zînet gibi şeyler hakkındaki hüküm­ler umumidir.

Allah, yeryüzünde bulunanların hepsini sizin, (faydalanmanız) için yarattı.

(Bakara/29)

O size istediğiniz herşeyden verdi. Eğer Allah´ın nimet(ler)ini sayacak olsanız bitiremezsiniz.

(İbrahim/34)

De ki: ´Allah´ın kullan için yarattığı zîneti ve temiz azıkları haram kılan kimdir? Bunlar, dünya hayatında iman edenlerindir. Kıyamet günü ise, (kâfirler için değil) yalnız onlar içindir´. Bilen kimseler için ayetlerimizi böylece uzun uzun açıklıyoruz. (A´raf/32)

Ecel

Kader ve Kazâya İman Îmanın altıncı şartı kadere inanmaktır. (Kader ve kaza meselesi bazan zor anlaşıldığından, kolay kavrayabilmek için, önce insandaki irâde-i cüz'iyye'yi izah edelim.) İrâde-i Cüz'iyye İrâde-i cüz'iyye: Cenâb-ı Hakk'ın kuluna verdiği mahdut bir salâhiyet ve tercih hakkıdır. Fakat ehemmiyeti pek büyüktür. Zira insan, irâdesini hayra sarf ederse Mevlâ hayrı, şerre sarf ederse şerri yaratır. Bu itibarla insan, Cenneti de, Cehennemi de bu irâde ile kazanır. Evet, Hâlık (Yaratıcı) yalnız Cenâb-ı Hakk'tır. O dilemezse, o yaratmazsa hiç bir şey olmaz. Şu kadar ki, kul kâsib yani isteyip çalışan, Mevlâ ise Hâlik yani yaratan'dır. İnsana verilen irâde-i cüz'iyye otomobilin direksiyonu gibidir . İnsan direksiy

TEYEMMÜM NEDİR?

350 Teyemmüm'ün lûgat manası mutlak manada "Kasd"dır.(210) İslâmi ıstılâhta ise; temizlenmek niyetiyle temiz yeri (toprak vs.) kasdetmektir. Bedayi ve diğer kitaplarda: "Hususi şartlar altında temizlenmek kasdı ile yeri iki hususi uzuvda kullanmaktır" diye tarif edilmiştir.(211) Esasen teyemmüm temiz yerden yüz ve ellere yapılan meshin ismidir. Kasd şarttır çünkü kasıd niyettir.

SEHIV SECDESI

606 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Her sehiv için selamdan sonra iki secde vardir"(444) Hadis-i Serifini esas alan Hanefi Fûkahasi, sehiv secdelerinin "Vacib" oldugu hususunda ittifak etmistir. Sehiv secdesi ancak;
  1) Vacibin terki veya tehiri.
  2) Farzin tehiri, takdimi veya tekrari.
  3) Vacibin tagyiri (degistirilmesi) gibi hallerde vacib olur.(445)
  Vacibin tagyiri; gizli okunacak yerlerde açiktan okumak, açiktan okunacak yerlerde gizli okumak gibi hallerdir. Görüldügü gibi bu da bir nevi vacibi terk etmektir. Kafi'de de böyle beyan edilmistir. Sehiv secdesi'nin tam olarak kavranabilmesi için namazin vaciblerinin çok iyi bilinmesi zaruridir. Namazin farzlarinin terki durumunda sehiv secdesi yapilmaz, namaz yeniden kilinir.

NİKÂH'IN ŞARTLARI

1090 1) Nikâhlanan kimselerin, akıl baliğ ve nikâh akdi konusunda hür olmaları şarttır. Akıl; nikâh akdi hususunda asli şarttır.  Mecnunun ve aklı ermeyen çocuğun nikâh akdetmesi sahih olmaz. Diğer iki şart ise; nikâhın infaz edilmesinin şartıdır. Akıllı çocuğun nikâhı, velisinin izni ile akdedilir. Bedai'de böyledir.
  2) Şer'i şerifin; nikâhlanmasını helâl kıldığı bir kadının bulunması da nikâhın şartlarındandır. Nihaye'de böyledir.

DEVLET MEMURLUĞU, HEDİYE VE RÜŞVET

Soru: "-'Devlet dairelerinde vazife yapan akrabalarımız vardır. Söylediklerine göre kendileri rüşvet almıyorlar, fakat hediye verilirse kabul ediyorlar. Ortak kanaatlerine göre, çalıştıkları (...) işyerlerinde rüşvet oldukça yaygındır. Bu meseleyi müzakere ederken "devlet memurlarının aldığı hediye helal mıdır, haram mıdır?" konusunda ihtilaf ortaya çıktı.( ..) Hediye ile rüşvet arasındaki fark nedir? İslam fıkhını uygulayan bir devlette rüşvet hastalığının önüne nasıl geçilebilir? (..) Akrabayı ziyaret, terkedilmemesi gereken amellerden birisidir. Kazançlarından şüphe ettiğim akrabalarımın; hediyelerini kabul edip-etmeme veya ikram ettikleri şeyleri yeyip-yememe konusunda vicdanen rahatsızım. Bu meseleyi izah ederseniz sevin

Ezân ve ikamet

Namaz vakitleri, Cenâb-ı Hakkın nimeti ilâhiyyesi olan namaz için, zahiren sebep, ve iycabı gaybîsi için de alâmet olduğu gibi, ezân dahi vakitlere alâmet olmuştur. Ezân, ilâmdır. Vakitler havasa, ezân umuma ilamdır. (Müslime lâyık olan, vakit ile mütenebbih olmaktır. Vakit kendisini agâh etmeyen kimseyi ezân agâh eder).

Bu babta îrad edilecek kelâm: Ezânın sübûtüne ve veçhi tesmiyesine, ve lûgatten ve şer'ân olan tefsirine ve faziletine ve sebebine ve şartına ve hükmüne ve rüknüne ve sıfatına ve keyfiyetine ve vaktine, sebeb ve mahallî meşrûuiyetine dâirdir.

«Siz namaza nidâ ettiğiniz zaman...»('Maide: 58)

Ezânın sübûtü, kitap ve sünnet ile sâbittir ki, Kitab-ı Kerimde:

$

$

ÂRİYET'İN (ÖDÜNÇ VERMENİN) ÖNEMİ

2027 Arapça mütehassısları "Âriyet" kelimesinin lûgat manası hususunda ihtilâf etmişlerdir. Sıhâh'ta: "Âriyet; teşdid ile "Âriyyet" şeklindedir. Sanki o; âr'a (Utanmaya) mensûbtur. Çünkü Âriyet (Ödünç) istemek; utanma vesilesi ve ayıbtır" şeklinde izâh edilmiştir. Hidâye'de: "Âriyet; ariyye'dendir. Âriyye ise atıyye (ihsan, ikram)dır" denilmiştir. Kâfi'de ise: "Âriyet; teâvürden'dir. Teâvür ise; nöbetleşe manasınadır. Sanki Âriyet veren; mülkü ile faydalanma hususunda kendisine geri verilinceye kadar, başkasına nöbet vermiştir"(124) şeklinde izâh edilmiştir. İslâmi ıstılâhta: "İvazsız (Herhangi bir karşılığı olmadan, ücretsiz) menfaati temlik etmeye "Âriyet" denilir. O bir nevi ihsan ve atıyyedir.(125) Resûl-i Ekrem (sa

TEDAVİ



1- Soru: Haram olan bir şey ilaç olarak kullanılabilir mi? Mesela, içinde alkol bulunan bir ilaç ile tedavi caiz midir?

Şükür secdesi

Secdei-şükür dahi, — kavli müftâbih — üzere, sevap üzerine taattir ki, sürûr ve tebşir vaktinde (1) Allahü teâlâya şükür ederek, secdeye varmak vardır ve sevaptır. Hazreti seyyidül-kâinatta ve sahabesinde vâkî olmuştur (2).

Şükür secdesi, — şartları ile — tilâvet secdesi gibidir. Tekbir ile varılır ve Cenab-ı Hakka, hamd ve şükür ve tesbih olunup, tekbir ile kalkılır.

------------------

İMAN'IN RÜKÜNLERİ

114  İman yalnız kalben tasdik midir, yoksa ikrarla beraber kalbî tasdik midir? suali çerçevesinde farklı görüşler ileri sürülmüştür. İbn-i Abidin "Hanefilerin ekserisine göre; tasdikle beraber ikrardır. Muhakkıklara göre yalnız tasdiktir. İkrar ise dünya ahkamının icrası için şarttır. İkrarı imanın rüknü kabul etmeyenler şunun üzerinde ittifak etmişlerdir. Kalbiyle tasdik eden kimseden her ne zaman diliyle ikrar etmesi istenirse, ikrar etmesinin lazım olduğuna inanmalıdır"(27) hükmünü zikreder. İmam-ı Azam'a (rha) göre; gerçek iman kalbî tasdikten ibarettir. (28) Zira dil ile ikrar ettikleri halde, kalben tasdik etmeyen münafıklar, kafir hükmündedir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "İnsanlardan öyle kimseler vardır ki kendileri iman

AİLE'DE KARŞILIKLI HAK VE GÖREVLER

1135 Koca, karısının "Mehr-i Muaccel'ini" zifaftan önce vermek ve nafakasını temin etmek mecburiyetindedir. Aksi takdirde kadın; cinsi temastan kaçınabileceği gibi, kocasının izni olmadan evden dışarı çıkabilir.(121) Kadın; mehrini aldıktan sonra kocasının meşru emirlerine itaat etmek mecburiyetindedir. Bu itaat, şer'i şerifle sınırlıdır. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Allahû Teâla'ya isyan hususunda mahlûka itaat yoktur"(122) buyurduğu bilinmektedir. Dolayısıyle hem koca, hem karı; Allahû Teâla (cc) ve Resûlü (sav)'nün tekliflerine muhatabtır ve mükelleftir. Kadın; kocasının İslâm dinine uymayan tekliflerine ve emirlerine itaatle yükümlü değildir. Hayız halinde olmadığı süre içerisinde (Diğer hastalık halleri müstesna) kocasının cin