Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

İMTİHAN DÜNYASI VE EBEDİ ALEM

Soru: "Üniversitede farklı ideolojileri savunan arkadaşlarla, aynı sıraları paylaşıyoruz. Fırsat buldukça siyasi meseleleri müzakere ediyoruz. Yaygın olan kanaat şudur: 'Teknolojinin gelişmesi dünyayı küçük bir köye çevirmiştir. Bu küçük köyün patronları, sanayileşmiş yedi ülkenin liderleridir. Bu ülkelerin hiçbirisi İslam ülkesi değildir. Japonya müstesna, diğer altı sanayileşmiş ülke Hıristiyandır. Müslümanlar, dünya hayatına değer vermedikleri için geri kalmışlardır.'(...) Yaygın olan bu kanaat doğru mudur? İslam Dini, dünya hayatına değer vermemiş midir? Peygamberimiz, 'Dünya hayatı kafirlerin, ahiret hayatı ise mü'minlerindir. Bu taksime razı olunuz' tavsiyesinde bulunmuş mudur?"

DEVLET MEMURİYETİ VE İŞÇİLİK

1539 Bir hizmet akdine dayanarak; meşru bir işde, ücret karşılığı çalışan kimseye "Ecir" (ücretli) denir. Dikkat edilirse bu tarif; hem memuru, hem işçiyi kapsamına almaktadır. İslâm ûleması "icare" konusunda titizlikle durmuştur. İcare; lûgat yönünden "Fiâle" ölçüsünde "ecir"den alınmadır. Menfaat bedeli, ücret gibi manalara gelir. Ayrıca "icâr" (kira) manasına da kullanılmıştır.(283) İslâmi ıstılahta: "Malum bir menfaati, belli bir ücret karşılığında satmaktır"(284) şeklinde tarif edilmiştir.

1540 Yaptıkları hizmetin mahiyeti esas alınarak ücretliler iki kısma ayrılmışlardır:
  1) Ecir-i Has (hususi ücretliler)

EMANET:

170 Peygamberler emindirler. Gerek din, gerekse dünya hususunda her türlü itamada şayandırlar. Allahû Teâla (cc)'nın emirlerini ve yasaklarını ziyadesiz ve noksansız olarak tebliğ etmişlerdir. Kur'an-ı Kerim'de: "O (peygamberler) Allahû Teâla (cc)'nın gönderdiklerini tebliğ edenler, O'ndan korkanlar, Allah'tan başka kimseden çekinmeyenlerdir. Hesap görücü olarak Allah yeter"(108) buyurulmuştur. Peygamberlerin vahye ihanet etmeleri veya gizlemeleri asla ve asla düşünülemez. Resûl-i Ekrem (sav): "Allahû Teâla (cc)'nın emretmiş olduğu hiçbir şey yoktur ki, size emretmiş olmayayım. Allahû Teâla (cc)'nın sakındırdığı hiçbir şey yoktur ki, sizi ondan sakındırmış olmayayım"(109) buyurarak meselenin ehemmiyetini beyan etmektedir.

MİRÂSTA "BABANIN" DURUMU

1931  Vâris olarak babanın; "Farz-ı Mutlak", Farz-ı maa't-tâsib" ve "Ta'sib-i Mahz" olarak isimlendirilen üç hali vardır. Şimdi bunları sırasıyla ele alalım. Kur'ân-ı Kerîm'de: "(Ölenin) çocuğu varsa anne ve babadan her birine terikenin altıda biri (verilir)" buyurulmuştur. Eğer baba; oğul veya oğlun oğlu... ile berâber vârisse, oğul birinci sınıf asabe olarak kalanı alır. (Baba Ayette sabit olan hissesini alır) Resûl-i Ekrem (sav): "Hisseleri ehillerine verin. Kalan mala en lâyık olan erkektir" buyurmuştur. Oğul mûrise (ölen kimseye) babadan daha yakındır.
Bu hale "Farz-ı Mutlak" denilir. Şöyle gösterebiliriz:

KUR'ÂN-I KERİM VE ANAYASAL HUKUK DEVLETİ

Soru: "Size, zihnime takılan bir meseleyi sormak istiyorum. Buradaki bazı dini cemaatler, 'Anayasamız Kur'an' sloganını siyaset malzemesi olarak kullanıyorlar. (...) Eğer bu iddia doğru ise; Resul-i Ekrem (sav)'in Medine'de ilan ettiği anayasayı, nasıl izah edebiliriz? Osmanlı döneminde; Müslümanların halifesi olan İkinci Abdülhamid'in tasdik ettiği anayasa, Kur'an-ı Kerim değildi. (...) 'Anayasamız Kur'an' sloganı doğru mudur?"

TEBLİĞ (HÜKÜMLERİ ÖĞRETME) GÖREVİ

1811 Daha önce "Cihad'ın Teşri Merhaleleri" başlığı altında; tebliğin mâhiyetini izah etmiştik!.. İbn-i İshak'a göre; Resûl-i Ekrem (sav) Mekke'de ilk üç yıl inancını gizlemiştir!.. Daha sonra Allahû Teâla (cc)'nın beyan buyurduğu şekilde tebliğe devam etmiştir.(62) Kur'ân-ı Kerîm'de: "Sizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki (Onlar herkesi) hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar. İşte onlar muradına erenlerin ta kendileridir"(63) hükmü beyan buyurulmuştur. İslâm ûleması: "İyiliği emretmek (Emr-i Bi'l Mâ'ruf) ve kötülükleri önlemeye çalışmak (Nehy-i An'il Münker) farz-ı kifâye olan bir ameldir. Çünkü bu işle meşgul olan bir cemaatin bulunması emredilmiştir. Hiç kimse bununla me

FERÂİZİ İCRÂ MEMURU (KÂSIM) VE VAZİFESİ

1924 Akil-baliğ olan vârislerin aralarında anlaşarak; mirâsı taksim etmeleri mümkündür. Çünkü hak kendilerine âiddir. Buna "Rizâen Taksim" adı verilir. Ferâize göre taksimin ne şekilde yapılacağını bilmiyorlarsa; ehil olan bir âlime müracaat ederek, meselenin çözümünü talep edebilirler. Esasen taksimin sebebi; ortakların (veya ortaklardan sadece birisinin) hissesinden faydalanmak arzusudur. Esasen vârislerden; taksim hususunda talep olmazsa, mesele atıl kalır.(57) Vârisler arasında; terikenin paylaşılması hususunda ihtilâf çıkarsa ne olacaktır? İşte bu noktada "Kazâen taksim" hadisesi gündeme girer.(58) Ferâizi icrâ memuru (Kâsım) mirâs davalarında mü'minlerin ihtilâflarını hükme bağlayarak kadı'ya yardımcı olur. İmam-ı Şafii

Sulama hakkı

3016 - Abdürrahim Fetvalarından: "Vefat eden kimsenin tarlası kime intikal ederse, o tarlanın sulama hakkı da o kimseye geçer" (H.Ec. 2/159)
3017 - Abdürrahim Fetvalarından: "Bir köy halkının, kendilerine mahsus ve belirli bir suvatları varken, oranın yakınında olup başka bir köyün suvatından sığırlarını sulamak isteseler, o köyün halkı engellemeye güçlü (ve salahiyetli) olur" (H.Ec. 2/159)
3018 - Abdürrahim Fetvalarından: "Akar bir sudan, eskiden beri tarlasını sulama hakkı bulunan Zeyd, o tarlayı bahçe yapmış olsa, sulama hakkı bulunan diğer kimseler, "Sen tarlayı bahçe yaptın" diyerek Zeyd'i eskiden olduğu gibi sulamaktan engellemeye güçlü olmazlar" (H.Ec. 2/159)

Terâvih Namazı

Terâvih Namazı Terâvih namazı ramazan ayının sünnetidir. Kadın ve erkeğe sünnet-i müekkede olup yirmi rek'attir. Cemaatle kılmak sünnettir. Tek başına da kılınabilir. Yatsı namazından sonra, vitir namazından evvel kılınır. İki veya dört rek'atte bir selâm verilir. Her selâmdan sonra biraz oturmak sünnettir. Bu esnada salevât-ı şerîfe, salât-ı ümmiye, âyet veya duâlar okunur. İmam, terâvih kıldırırken arkasındaki cemaatin durumunu nazar-ı itibâra alır; Şâfiî mezhebinden olanlar da varsa iki rek'atte bir selâm verir.

Kısmen tasarruf ile temizleme

Kısmen tasarruf ki, çok olan şeyin bir kısmındaki tasarruf demektir. Bâzı şeyler hakkında, - aşağıda beyan edildiği gibi - Nedef=pamuk atma, gasli baaz - kısmen yıkama gibi, mutahhirdir. Meselâ, buğday, arpa gibiler, harmanda düğenlenirken, hayvanın kaşanmasiyle, onun lâalettayin bir miktarı, pislenmiş oldukta, o buğday veya arpanın o miktarı, yahut daha çoğu, satma, hibe etme, sadaka eyleme gibi bir tasarruf görmek, yâni elden çıkarılmış olmak ile geri kalan kısım tahir olur.

Elden çıkarılmış olan da tahirdir (1).

O buğday veya arpa, bölüşülmek, yahut (aşağıda bildirildiği üzere) kısmen yıkama yolu da, kısmen tasarruf gibidir.

--------------

2. KOCANIN (ERKEĞİN) DİKKAT EDECEĞİ MUÂŞERET ESASLARI

1681 Şurası muhakkaktır ki; karşılıklı sevgi ve saygı olmadığı süre içerisinde, aile hayatını devam ettirmek imkansızdır. Sevgi ve saygı ortamının meydana gelmesinde; aile reisinin payı, diğer ferdlerden daha fazladır. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de: "Onlarla marûf vech ile muâşeret ediniz. Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de, Allah onda birçok hayır takdir etmiş bulunur"(123) hükmü beyan buyurulmuştur.

YÜZÜK TAKMANIN HÜKMÜ

 1645  Hanefi fûkahası: "Mühür vurmaya ihtiyaçları olduğu için; Ulû'lemr ve kadı yüzük takınır. Başkası için efdal olan yüzük takınmayı (mühür bulundurmayı) terk etmektir. Çünkü ona (mühüre) ihtiyaç yoktur"(57) hükmünde müttefiktir. Buradaki incelik; yüzüğün mühür olarak kullanılmasının, umerâya tahsis edilmesidir. 

YARGIYA AİT HÜKÜMLER

İbn Abbas´ın (r.a.) anlattığına göre:

Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Eğer insanlara ispata gerek kalmadan sadece iddiaları ile hakları verilir olsaydı, bir takım insanlar diğerlerinin kanlarını ve mallarını iddia ederlerdi. Ancak durum böyle değildir, davalıya yemin etmek düşer."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 3228

Ümmü Seleme´nin (r.a.) anlattığına göre:

Haccın Farz Olmasının Şartları

Hac Hac, zilhicce ayında ihrama girerek arefe günü Arafat'ta vakfe yapmak, sonra da Kâbe'yi tavaf etmekten ibarettir. Şartlarını hâiz olan her müslümana, ömründe bir defa hac yapmak farzdır. Haccın Farz Olmasının Şartları Müslüman olmak, Ergenlik çağına ulaşmış olmak, Akıllı olmak, Hür olmak, Aslî ihtiyaçlarına ve evine dönünceye kadar âile ferdlerine yetecek, yol ve vasıta masraflarını karşılayacak kadar paraya sahip bulunmak. İslâm memleketi olmayan yerde müslüman olan kişi, haccın farz olduğunu bilmek. Haccın Edasının Farz Olma Şartları Vücudun sıhatte olması, Yol emniyetinin bulunması, Kadının, kocası veya mahreminin (oğlu, kardeşi, babası gibi, nikâhlanması câiz olmayan bir yakınının) yanında bulunması. Kocası ö

Hatim Duâsı

Hatim Duâsı ٱَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ ٱلْعَالَمِينَ وَٱلصَّلاَةُ وَٱلسَّلاَمُ عَلٰى



سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ وَٱعْفُ عَنَّا



وَٱغْفِرْ لَنَا وَٱرْحَمْنَا اَنْتَ مَوْلٰينَا فَٱنْصُرْنَا عَلَى ٱلْقَوْمِ



ٱلْكَافِرِينَ وَٱعْفُ عَنَّا وَٱغْفِرْ لَنَا وَٱرْحَمْنَا اَنْتَ مَوْلٰينَا



فَٱنْصُرْنَا عَلَى ٱلْقَوْمِ ٱلْكَافِرِينَ وَٱعْفُ عَنَّا وَٱغْفِرْ لَنَا