Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

HAKİMİYET KAYITSIZ VE ŞARTSIZ ALLAH (CC)'NINDIR

Kur'an-ı Kerim'de Resûl-i Ekrem (sas)'e hitaben: "(Ve şu emri indirdik) insanlar arasında, Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmet!.. Sakın onların (insanların) heva ve heveslerine uyma" ( El Maide Sûresi: 49) hükmü beyan buyurulmuştur. Allah'ın (cc) hükümlerine mukabil olmak ve onların yerine geşmek üzere; insanların hüküm icad etmesi caiz olmadığı gibi, küfür ahkamına razı olmaları da caiz değildir. Resûl-i Ekrem (sas)'in: "Nefsim yed-i kudretinde olan Allahû Teâla (cc)'ya yemin olsun ki, arzusunu İslâm'a tabi kılmayan kimse iman etmiş olmaz"(15) buyurduğu bilinmektedir. Allahû Teâla (cc)'nın mülkünde küfür ahkamı ile hükmetme hakkı hiş kimseye tanınmamıştır. Molla Hüsrev: "Siyerû'l ecnas'ta kaydedildiğine göre; bir kimse başkas

Uzvu Eksik Olanların İbadeti

370 - Soru: Kolu dirsekten aşağı kesik bulunan kimse abdest ve teyemmümde nasıl yapar?
Cevap: O kısmı abdest alırken yıkar, teyemmüm ederken mesheder.
371 - Behce Fetvalarından: "İki elleri olmayan ve abdest aldıracak kimsesi bulunmayan şahıs, dirseğine kadar kollarını yere, yüzünü de duvara (sürüp) mesh ederek teyemmüm yapar" (H.Ec. 1/5) Açıklama: İslam dini, namaz kılacak kimsenin mazereti nisbetinde kolaylık getirmiş ve bu suretle dini vazifelerin ihmaline set çekmiş; abdest almaya kudreti olmayan kimseye teyemmüm yapma kolaylığı göstermiştir.
372 - Behce Fetvalarından: "Yalnız bir ayağı bulunan kimsenin, diğer ayağı üzerine meshetmesi caiz olur" (H.Ec. 1/6)

İstiska (yağmur duâsı)

Sukya talebi (suvarılmağı istemek), yâni birinden su istemek demek olan, istiska, fukaha ıstılâhında, Hak Celle ve âlâdan, kıtlık vaktinde, yağmur istemek, mânâsında kullanılmıştır ki, Türkçesi yağmur duâsına çıkmaktır. Duâ ve istiğfardan ibaret ise de, duâdan evvel, üftâ edilen Hazreti imamın kavline göre, cemaatsiz, ve imameyn kavlince - cehren ve cemaatle - iki rekât namaz kılmak dahi, câiz olduğundan, istiska bâbı, kitab-us-salât baplarından, olmuştur.

İçecek ve kullanacak ve hayvanatı mezrialarını, sulayacak kuyu ve ırmakları olmayan ve yahut olsa da, kifayet etmeyen, yerler ahalisi (1), hacet vaktinde, istiska etmek câiz, ve sünneti seniyyede vâkidir.

İNSANI KÜFRE DÜŞÜREN HALLER

224 Önce küfür kelimesi üzerinde duralım. Arapça bir kelime olup "Kefera" fiilinden masdardır. Lûgat manası: "Bir şeyi örtmek, gizlemek, varlığı istifhama yer bırakmıyacak derecede açık olan bir şeyi, sun'i olarak gizlemektir."(187) Delâlet-i ve subûti kat'i nass'ları tasdik etmeyen ve Allahû Teâla (cc)'yı inkâr edenlere kâfir denir. İmam-ı Gazali küfrü "Resûl-i Ekrem (sav)'in getirmiş olduğu haberlere inanmamak ve onları yalanlamak"(188) şeklinde tarif etmiştir. İbn-i Abidin: "Küfür lûgatta örtmek manasınadır. Şeriatte ise: Hz. Muhammed (sav)'in kesin olarak dininden olup, Cenab-ı Hakk (cc) tarafından getirmiş olduğu bilinen şeylerde Resûlullah (sav)'ı yalanlamaktır"(189) tarifini esas almış!.. Allahû Teâla (cc)'ya iman etmeyen, Res

SÖZ TAŞIMANIN HÜKMÜ

1773  Mü'minler arasında; dargınlığa ve fitneye sebep olacak sözleri birinden diğerine taşımak (nemime) haramdır. Kur'ân-ı Kerîm'de: "(Doğruya da, eğriye de) Alabildiğine yemin eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) daima ayıplayan, (gammazlıkla) laf getirip götürmeye koşan (insanları hayırdan men eyleyen, aşırı zâlim çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka kulağı kesik (damgalı soysuz) olan hiçbir kişiyi tanıma"(299) hükmü beyan buyurulmuştur. Müfessirlerin cumhuru bu ayette vasıfları sayılan kimsenin Velid b. Muğire olduğunu beyan etmişlerdir. Rivayete göre Velid b. Muğire bunu işitince; annesinin yanına gitmiş kılıcını çekerek Muhammed beni on sıfatla teşhir etti. Bunlardan dokuzunu kendimde buldum.

KİTAB-UT-TAHARE (TEMİZLİK)

Temizlik

Sular

Mâi mutlak

Mâi mukayyed

Esâr (artık sular)

Taharri (temiz suyu araştırma)

Âbâr (kuyular)

İstinca, İstibrâ istinka

Ahkâm-ı vuzû (Abdeste ait hükümler)

Abdest hükümlerinin tamamlanması

Abdestin sünnetleri

Abdestin âdâbı

Abdestin mekruhları

Abdestin vasıfları

Abdesti bozan şeyler

Abdesti bozmayan şeyler

Gusül, Guslün ahkâmı

Farz olan gusül

Guslün sünnetleri

Guslün âdâbı

Guslün mekruhları

10. BÖLÜM: HAD VE HUDUD BAHSİ

10. BÖLÜM: HAD VE HUDUD BAHSİ

Kadr Sûresi

Kadr Sûresi بِسْـمِ ٱللهِ ٱلرَّحْمٰنِ ٱلرَّحِيمِ



اِنَّا اَنْزَلْنَاهُ فِى لَيْلَةِ ٱلْقَدْرِ ﴿﴾ وَمَا اَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ



ٱلْقَدْرِ ﴿﴾ لَيْلَةُ ٱلْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ ﴿﴾ تَنَزَّلُ



ٱلْمَلآَئِكَةُ وَٱلرُّوحُ فِيهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْ مِنْ كُلِّ اَمْرٍ ﴿﴾



سَلاَمٌ هِىَ حَتّٰى مَطْلَعِ ٱلْفَجْرِ ﴿﴾

Kader ve Kazâya İman

Kader ve Kazâya İman Îmanın altıncı şartı kadere inanmaktır. (Kader ve kaza meselesi bazan zor anlaşıldığından, kolay kavrayabilmek için, önce insandaki irâde-i cüz'iyye'yi izah edelim.) İrâde-i Cüz'iyye İrâde-i cüz'iyye: Cenâb-ı Hakk'ın kuluna verdiği mahdut bir salâhiyet ve tercih hakkıdır. Fakat ehemmiyeti pek büyüktür. Zira insan, irâdesini hayra sarf ederse Mevlâ hayrı, şerre sarf ederse şerri yaratır. Bu itibarla insan, Cenneti de, Cehennemi de bu irâde ile kazanır. Evet, Hâlık (Yaratıcı) yalnız Cenâb-ı Hakk'tır. O dilemezse, o yaratmazsa hiç bir şey olmaz. Şu kadar ki, kul kâsib yani isteyip çalışan, Mevlâ ise Hâlik yani yaratan'dır. İnsana verilen irâde-i cüz'iyye otomobilin direksiyonu gibidir . İnsan direksiy

Âhirete İmân

Hak Teâlânın, bu âlemi yoktan var ettiği gibi, dilediği kadar yaşattıktan sonra, buna son verip, başka bir oluş daha peyda edeceğine, ve (mahv'u imâte) buyurduğu bilcümle rûh sahiplerini, yeniden ihyâ ederek, bir yere getirdikten sonra, iyiler, iyiliğini ve kötüler kemliğini görerek muhasebe ve muhakeme ile beraber, (adlü fazlîle) muamele buyurup, (ehil ve müstahakkını), (Dârül-azâb vel-ukûbe) olan Cehennemine ve (Ehli îmânı) kendi fazlü keremiyle (Dârül-fevz ves-sürûr) olan Cennetine göndereceğine inanmaktır.

(Cehennem) ehli küfür hakkında ebedî bir azap yeridir. Âsî olan müminler hakkında, amelinin cezasını görecekler için, muvakkat bir azap yeri olacaktır.

"MİRÂS'A ENGEL OLAN HALLER"İN MAHİYETİ

1907 Mirâsa mâni olan haller:
1. Mûris ile vâris'in farklı dinlerden olması.
2. Vâris'in; mala daha çabuk sâhip olabilmek için mûrisi öldürmesi.
3. İhtilâf-ı Dâr.
4. Vârisin meçhul olması.
5. Karşılıklı lanetleşme sonucu çocuğun nesebinin bilinmemesi.
6. Kölelik!.. Şimdi bunların mâhiyetini izah edelim.

Fetva ve Ifta İle Alâkalı Birkaç Söz



Kâinatın Rabbine hamdin en yücesi ile hamd eder ve Peygamberimiz Hazret-i Muhammed'e, ehl-i beytine ve ashabına salât ü selâm ederim.
İnsanlar, müşküllerini çözmek için, ilim ehlini araştırmışlar ve akıllarına takılan mevzudan sual açmışlardır. Zira ilim elde etmenin yollarından biri de sorup öğrenmektir. İnsanlar, bu ihtiyaçtan müstağni kalamadıkları için, kalbin ızdırablarını dindirmek maksadı ile ehil bir ilim sahibini aramak zaruretini hissetmişlerdir.

Fezâili Hac (Haccın faziletleri)

Kitab-ı Kerimde «Allah için haccetmek insanlar üzerine bir borçtur.» (Ali İmran: 97) ve «İnsanları hacca çağır, onlar yürüyerek veya uzak yollardan gelen bineklere binerek sana gelirler.» (Hacc: 27) buyrulduğu gibi, hadis-i şerifte dahi «İslâm beş temel üzerine kurulmuştur: Allahtan başka tanrı olmadığına ve Muhammed (S.A.V.) in Allahın resûlü olduğuna inanmak, Namazı kılmak, Zekâtı vermek, Hac etmek ve Ramazan orucunu tutmaktır.» «Bilmez misiniz ki; İslâm kendinden öncesini, hicret kendinden öncesini, Hac dahi kendinden öncesini silip süpürmüştür.» (1) buyurmuştur.

İSTİHSAN:

57 Lugatta "Bir şeyi iyi ve güzel görmek, tercih etmek" manalarına gelen "Husn" kökünden gelmektedir. İslâmi ıstılâhta; ümmetin menfaatini ve adalet esasını dikkate alarak, iki hükümden daha kolay olanını tercih etmektir. İmam-ı Serahsi istihsan'ın müsamaha ve ruhsat esasına dayandığını beyan etmiş ve "Kıyas-ı Müstahsen" olarak isimlendirmiştir. (83)

Önsöz

İnsanlığı ve bütün âlemleri büyük bir hikmet ve gâye ile yaratan Allâhü Teâlâ'ya sonsuz hamd ü senâlar olsun. Kâinata en büyük rahmet, en büyük şefaatçı ve en büyük Peygamber Muhammed Mustafâ sallallâhü aleyhi ve sellem'e, O'nun âline, ashâbına ve bütün O'na tâbi olanlara salât ve selâmlar olsun. İlmihal, müslümanların inanç ve ibâdetle ilgili öğrenmeleri icabeden hususları bildiren ilimdir. Peygamber Efendimiz: "İlim öğrenmek her müslüman erkek ve kadın üzerine farzdır", buyurmuşlar. Kâinatın efendisinin bu mübârek sözleriyle müslümanlara farz olduğunu açıkladığı ilim, muhakkak ki, dünyâ ve âhiret saâdetini kazanmalarına yarayacak olan "İlmihal" dir. İşte bunun içindir ki, her müslüman erkek ve kadını