Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

Av ve av hayvanları

Saydın, zebayihin, udhiyenin, menasike münasebeti âşikâr olmakla bunlara âit mesaili dahi, kitab-ul-hacca ilâve ettik. Bunlardan sonra akikadan bahseyledik.

Sayd ve istiyad kelimeleri, avlanmak mânâsınadır. Misyad dahi ağ ve tuzak demektir.

Biz bu bapta, hem avdan, hem de avlanmaktan bahsedeceğiz. Avcıya sayyad diyeceğiz.

Av: İnsandan çekingen ve korkak olan, yabanî hayvandır. Yeneni ve yenmeyeni olur.

Avlamak: Onu sığındığı yerden çıkarıp, elde ekmektir. Bunun rüknü ve hükmü vardır.

Avlanmanın rüknü: Avlanma fiilinin, şartınca ehli olandan suduru ve yerinde vukuudur.

MİRÂSTA "ANNE'NİN" DURUMU

1934  Kur'ân-ı Kerîm'de: "(Ölenin) çocuğu varsa; anne ve babadan her birine terikenin altıda biri (verilir)" buyurulmuştur. Mûrisin (ölen kimsenin) iki erkek çocuğu ve bir kız çocuğu olduğunu farzedelim; bunlarla birlikte annesinin mirâstaki durumunu gösterelim. Çizelgede de gösterdiğimiz gibi annenin üç hali vardır.
Bu birinci haldir:

Dikkat edilirse mûrisin annesi (1/6) hisseni almış, kalanı (mûrisin) iki oğlu ile bir kızı (ikili-birli) paylaşmışlardır.

Oruç tutmak

İbâdet niyetiyle aç durmaktan ibârettir ki, Cenâb-ı Hakka ihlâs üzere, gündüzün fecrin başlangıcından güneş batıncaya kadar yemek, içmek, ve cinsî münasebette bulunmaktan kendini menetmektir.

Yılda beş gün, yâni Ramazan bayramının ilk günü ile Kurban Bayramının dört günü, müstesnâ olmak üzere, her gün oruç tutulabilir.

Farz olarak Ramazan orucu vardır ki, terk olunamaz. Ramazan ayı senenin hangi mevsimine rastlarsa rastlasın, o günler, arka arkaya oruç ile geçirilir. Hastalık, yolculuk ve emziklilik gibi bir mâzeretle, oruç tutmağa tahammül edemeyenler, âdet ve lohusalık özürleri olan kadınlar, Ramazan orucunu mâzeretleri geçince öderler.

NAMAZ'DA ERKEKLER ILE KADINLARIN BIR HIZADA BULUNMASI

505 Molla Hüsrev: "Bilmis ol ki; erkeklerle kadinlar bir rükün miktari ayni hizada bulunurlarsa, namazi bozar"(249) hükmünü zikretmektedir. Imam-i Merginani de: "Kadinlarla erkeklerin, namaz kilarken bir hizada bulunmalari namazi ifsad edicidir. Dolayisiyla kadinlar geride dururlar. Eger ikisi ayni namazda müsterek olduklari halde (kadin erkegin hizasinda durursa) erkegin namazi, (eger imam kadinlara da imamete niyet etmisse) fasid olur"(250) buyurmaktadir. Bu ifadeden de anlasilacagi üzere; erkeklerle kadinlarin bir hizada olmalari, bazi sartlarla namazi ifsad eder. Simdi bunlari kisaca zikredelim:
  Birincisi: Kadinin, erkekle ayni hizada bir rükün edâ edecek kadar bulunmasidir. Eger rükünden az olursa namaz ifsad olmaz.

KADER İNANCI

Soru: "Üniversitede farklı ideolojileri savunan öğrencilerle, değişik konularda münakaşalarımız oluyor. Ateist olduğunu söyleyen bir öğrenci, 'Sizler kazaya ve kadere iman ediyorsunuz. Fakat benim Allah'ın varlığını inkar etmeme tahammül edemiyorsunuz. Belki bu benim kaderimdir' dedi. (...) Bir insanın, 'İmanı veya küfrü seçmek benim elimde değildir' demesi doğru mudur?"

Îman

Îman

Îman, Peygamber Efendimiz (s.a.v) in Hazret-i Allâh tarafından getirip tebliğ buyurduğu hususların tamamını kabul ve tasdik etmektir. İman, bu tasdikten ibarettir. Fakat kişinin, hayatında ve ölümünde kendisine müslüman muâmelesi yapılması için kelime-i şehâdeti dili ile söyleyip kalbi ile tasdik etmesi şarttır.

İmanın şartları altıdır. Bu altı şart aşağıda Arapça aslını ve tercümesini göreceğimiz Âmentü'de açıklanmıştır.

Beş Vakit Namaz

Beş Vakit Namaz Sabah Namazı Sabah namazı 2'si sünnet, 2'si farz olmak üzere 4 rek'attir. İlk önce sünnet, sonra farz kılınır. Namaz kılmak isteyen kimse, abdestli olarak Kıble'ye döner ve ayakta olduğu halde, kalbinden "sabah namazının sünnetini kılmaya" niyet edip, "Allâhü Ekber" diye tekbir alır ve aynen "Namaz nasıl kılınır?" bölümünde tarif edildiği gibi 2 rek'at namaz kılar. Böylece sabah namazının sünnetini kılmış olur. Sabah namazının farzı da tıpkı sünneti gibi kılınır. Farza başlarken kaamet getirir ve kalbinden "Bugünkü sabah namazının farzına" diye niyet eder. (Kadınlar hiçbir namazda kaamet getirmezler.) Bilenlerin sabah namazının farzında uzun sûre okumaları sünnettir. İki rek'at bitip selâm verdikte

HAVALE'NİN TARİFİ VE MÂHİYETİ

2023 Önce kelime üzerinde duralım. Havale; lûgat yönünden ihâle manasına isimdir ve mutlak sûrette "nakletmek" manasına gelir.(116) İslâmi ıstılâhta: "Borcun, bir kimseden, diğer bir kimseye nakledilmesine havale denilir"(117) tarifi esas alınmıştır. Havale; sadece borçlarla ilgili bir anlaşmadır. Şöyle ki; borçlu olan kimse, alacaklıyı kendisinden uzaklaştırıyor ve kendisinin alacaklı olduğu başka bir borçluya onu havale ediyor. Istılâhta ise; mutlak manada bir nakil değil, borcun nakledilmesinden ibârettir. Çünkü havale eden demek; "Borcu nakleden" demektir. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Varlıklı (Zengin ve muktedir) olan kimse; kendisine havale olunan kimseye tâbi olsun"(118) buyurduğu bilinmektedir. Buradaki tâbi olsundan maksad; havaleyi kabu

HAD CEZALARI

Hz. Aişe´nin (r.ah.) anlattığına göre:

Hz. Peygamber (a.s.) değeri çeyrek dinar ve daha fazla olan bir mal çaldığında hırsızın elini keserdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 3189

Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:

Hz. Peygamber (a.s.) zamanında değeri çelik ya da deriden mamül bir kalkanın kıymetinden daha az olan şeyleri çalan hırsızın eli kesilmemiştir. Bu kalkan nevilerinin her ikisi de epeyce bir değere sahipti.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 3193

İbn Ömer´in (r.a.) naklettiğine göre:

Resulüllah (a.s.) değeri üç dirhem olan bir kalkanı çalan hırsızın elini kesmiştir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 3194

Ebu Hureyre´nin (r.a.) anlattığına göre:

HAYIZ VE NİFAS HAKKINDA MÜŞTEREK OLAN SEKİZ HÜKÜM

387 BİRİNCİ HÜKÜM: Hayız ve nifas halinde, namazın edası da kazası da düşer. Hz. Aişe (r.anha)'den rivayet edildiğine göre, Resûl-i Ekrem (sav) zamanında hayız'dan temizlenen kadının, hayız süresi içerisinde geçirdiği namazı kaza etmediği, oruç'u kaza ettiği sabit olmuştur.(286) Hayızlı bir kadın; namaz vakitleri girdiği zaman, evinin bir köşesine oturarak tesbih çeker. Bu müstehabtır. Bunu mümkün olduğu kadar yapmalıdır. Zira temiz olsaydı, o vakitte namazı eda edecekti. Siraciye'de de böyledir.(287)

MÜZARAA'NIN ŞEKİLLERİ

1529  Fûkaha; müzaraa'da yedi şekil tesbit etmiş; bunlardan üçünün sahih, dördünün fasid olduğunu zikretmiştir.
  Sahih olanlar şunlardır:
  1) Arazi ile tohum bir taraftan; işçilik, hayvan ve tarım aletleri diğer taraftan!..
  2) Arazi, tohum, hayvan ve diğer tarım aletleri bir taraftan, işçilik diğer taraftan!..
  3) Arazi bir taraftan; işçilik, hayvan, tohum ve diğer tarım aletleri diğer taraftan!..  Bu durumda işçi; mahsulden belli bir nisbet karşılığı araziyi kiralamış olur.

  Fasid olan şekillere gelince:

KAZANCIN EN EFDÂLİ VE EN TEMİZİ: GANİMET!..

783 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Allahû Teâla (cc) kıyametin kopmasına yakın bir zamanda beni kılıçla gönderdi. Rızkımı da mızrağımın altında (Gölgesinde) kıldı. Bana muhalefet edenleri de zelil ve hakiyr eyledi. Her kim kendisini bir kavme benzetirse, o da onlardandır"(154) buyurduğu bilinmektedir. Şurası muhahkaktır ki; kazancın en efdali ve en temizi cihad yoluyla elde edilen ganimettir. Farz olan cihad ibadetinde; hem İslâmı aziz kılma, hem kazanç elde etme fiilleri birleşmiştir.(155) Ayrıca "İnsanlar üzerinden küfrün şerrini kaldırmak" gibi, mübarek bir amel sözkonusudur.

İLÂ'NIN MAHİYETİ

1182 Önce kelime üzerinde duralım. Lugat manası; mutlak yemindir. İslâmŒ ıstılahta; "Ehil olan kocanın, nikâhlısı olan kadınla cinsi temasta (Cim'a'da) bulunmayacağına dair Allahû Teâla (cc)'nın adını veya sıfatlarını veya oruç, hacc, namaz, talak vs... gibi hususları anarak yemin etmesine ilâ denir.(231)

Salât-ı Fethiyye

Salevât-ı Şerîfeler Salât-ı Münciye ٱَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ سَيِّدِنَا



مُحَمَّدٍ صَلاَةً تُنْجِينَا بِهَا مِنْ جَمِيعِ ٱْلاَحْوَالِ وَٱْلاٰفَات



ِ وَتَقْضِى لَنَا بِهَا جَمِيعَ ٱلْحَاجَاتِ وَتُطَهِّرُنَا بِهَا مِنْ



جَمِيعِ ٱلسَّيِّئَاتِ وَتَرْفَعُنَا بِهَا عِنْدَكَ اَعْلَى ٱلدَّرَجَاتِ



وَتُبَلِّغُنَا بِهَا اَقْصَى ٱلْغَايَاتِ مِنْ جَمِيعِ ٱلْخَيْرَاتِ فِى

NAMAZ'IN SÜNNETLERI

464 Namazin sünnetleri sunlardir: Iftitah tekbiri için elleri kaldirmak, elleri kaldirirken parmaklarin arasini açmak, imam olan kimsenin tekbiri açiktan almasi, Sübhaneke'yi gizlice okumak. Istiaze'yi ve besmeleyi gizli okumak, Fatiha Sûresi'nden sonra gizli olarak "Amin" demek, sag eli sol el üzerine koyarak, elleri göbek altinda baglamak, rükû'a giderken tekbir almak, tesbihleri en az üç defa söylemek, rükû'da elleri ve diz kapaklarini tutmak ve bu sirada parmaklari açik bulundurmak, secdeye giderken tekbir almak, secde halinde iken dirsekleri yere koymamak, secde halinde iken karnini uylugunun üzerine koymamak, secde halinde iken en az üç defa tesbih etmek, secde'de elleri ve dizleri yere koymak, otururken sol ayagi yere yayip, sag ayagi dikmek, rükû'dan kalkarken