Fıkıh Sayfası
Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları
KIYAM Bİ-NEFSİHİ:
148 Allahû Teâla (cc)'nın, başka bir zata veya mekana muhtaç olmayarak, zâtı ile kaim olmasıdır. Kur'an-ı Kerim'de: "Şüphe yok ki Allah, bütün alemlerden müstağnidir"(73) buyurulmuştur. Yani bütün alemlere ve ondaki hiçbir şeye muhtaç değildir. Yine bir başka Ayet-i Kerime'de: "Ey insanlar!.. Siz Allah'a muhtaçsınız. Allah ise hiçbir şeye muhtaç değil (müstağni) dir.(74) hükmü beyan edilmiştir.
geovisit();
TESRIK GÜNLERINDE ALINAN TEKBIRLER
665 Molla Hüsrev: "Tesrik günlerinde alinan tekbirler vacibtir. Çünkü Kur'an-i Kerim'de: "Allah'i sayili günlerde (tesrik günlerinde) zikrediniz" buyurulmustur. Tesrik lûgat yönünden, eti kurutmaya verilen isimdir. Halil b. Ahmed (rha)'den rivayet edilmistir ki; tesrik, tekbirdir. Bir kavle göre "Tesrik tekbiri" diye isimlendirme, Imameyn'in sözüne göre vaki olmustur"(565) hükmünü zikretmektedir.
666 Tesrik tekbirlerinin lafzi sudur; "Allâhû - Ekber, Allâhû - Ekber, Lâ ilâhe illâ'llâhu Vallâhu Ekber, Allâhû Ekber ve li'llâhi'l-Hamd"
MEHİR'İN MAHİYETİ
1113 Allahû Teâla (cc) ve Resûl-i Ekrem (sav) bir işe hükmettiği zaman; mü'min erkek ve kadınların kendi akli çözümlerini öne sürerek, aksine davranışta bulunmaları caiz değildir.(79) Mehir; kitap, sünnet ve icma ile sabit olan bir hükümdür.(80) İbn-i Abidin: "Sonra inaye sahibi mehri şöyle tarif etmiştir: "Mehir, nikâh kıyılırken bud (cim'a istifadesi) karşılığında kocaya vacip olan malın adıdır. Bu, ya adını söylemekle yahud akidle olur." Bu tarifte; şüphe ile cimada ne lazım geldiğine şumulü yoktur diye itiraz olunmuştur. Bundan dolayı bazıları mehri: "Kadının nikâh akdiyle yahud cim'a ile hakettiği malın ismidir" diye tarif etmişlerdir. Mehir sahibi buna cevap vermiş: "Tarif edilen şey, akidle hasıl olan nikâhın hükm
MÜRTED OLMA VE CENAZE NAMAZI - I
Soru: "Zihnime takılan iki mesele vardır. Kaynaklarıyla izah ederseniz sevinirim. Son yıllarda birbirlerini tekfir eden kimselerin sayısı artmıştır. Tekfir edilen birisi öldüğü zaman; cenaze namazını kılıp-kılmamak hususunda, şüpheye düşüyoruz. Nasıl amel etmemiz gerekir? İkincisi: Ölüm yatağında olan bir kimsenin yanında, hatırlatmak niyetiyle kelime-i şehadeti söylemek doğru mudur?"
Nikâhın Feshi
1833 - Abdürrahim Fetvalarından: "İnnin, olan erkeğin karısının isteği üzerine açılan davada, hakim mühlet verdikten sonra, onları birbirinden ayırır" (H.Ec. c. 1/45)
Açıklama: İnnin, cinsi mukarenete kabiliyeti olmayan erkeğe denilmektedir. Kadın, kocasından böyle bir halin bulunduğunu iddia ile boşanma davası açabilir. Hakimin tanıyacağı müddet, ihtiyati bir tedbir olmaktadır. Bu müddet içinde de zevcin aczinini devamı anlaşılırsa, hakim kadın ile erkeğin arasındaki nikâhı fesheder.
1834 - Netice Fetvalarından: "Büluğ çağına ermiş bulunan Hind, şahidlerin huzurunda, kendisini bir erkeğe nikâhladıktan sonra, akdi nikâhı feshedemez." (H.Ec. c.1/29)
Çocuğumuza Dini Sorular
1. Müslümanmısın?
Elhamdülillah Müslümanım.
2. Müslümanım demenin manası nedir?
Allah´ı bir bilmek, Kur´an-ı Kerim´i ve Muhammed Aleyhisselam´ı tasdik etmektir.
3. Ne zamandan beri Müslümansın?
"Bela" dediğimiz zamandan beri Müslümanım.
4. "Bela" zamanı neye derler?
Misak´a derler. Yani Cenab-ı Hakk ruhlarımızı yarattığı vakit bunlara hitaben:
"Elestü birabbiküm" yani (Ben sizin rabbiniz değil miyim ?) diye sordu.
Onlar da: "Bela" (Evet Rabbimizsin) dediler. O zamandan beri Müslümanım demektir.
5. Rabbin kimdir?
Allah
6. Seni kim yarattı?
Allah
7. Sen kimin kulusun ?
Allah´ın kuluyum.
8. Allah kaçtır diyenlere ne dersin?
Allah birdir derim.
Mehirde muvazaa, tasarruf ve tekrar
Akidler, sırren bir miktar, veya mehrin cinsi üzerine, ve aşikâr olarak (1) ondan ziyade bir miktar, veya başka bir mehir cinsi üzerine, nikâhı akdetmiş olmak sûretinde, taraflar muvazaada, yâni zahirin süm'a (2) olduğunda, müttefik olmadıkça, akdin zahiri muteber olur. Meğer kiaksi ispat oluna.
İmhardan sonra (mehrin tâyininden sonra), geri alınmamak üzere (3) tesmiye olunan mehir, zevcenin milki olmakla, onda tasarruf hakkıdahi, zevcenindir.
Zevc kendisine dahil olsun olmasın, zevcei mükellefe mehrini kocasına - rızâsiyle - bağışlayabilir. Ve bu bapta velîlerden hiç birinin, ne babasının ve ne gayrisinin, itiraza hakkı olamaz. Ölen kocasına dahi, bağışlayabilir. Mehrini, zevcinin veresesine dahi, hibe etse, olur.
5. DİĞER KAYNAKLAR
54 İslâm fıkhının; kitap, sünnet, İcma-ı Ümmet ve Kıyas-ı Fûkaha'dan başka kaynakları da mevcuttur. Ancak bu "Edille-i Erbaa"; bütün ehl-i sünnet müctehid imamlarının ittifakına mazhar olmuştur. Şimdi üzerinde duracağımız kaynaklar ise; müctehid imamların bir kısmı tarafından kabul, bir kısmı tarafından reddedilen (üzerinde ittifak olmayan) hususlardır. Kısaca bu kaynaklar hakkında bilgi verelim.
geovisit();
Ef'âl-i Mükellefîn Sekizdir
Ef'âl-i Mükellefîn İslâm dîni akıllı ve bâliğ olan müslüman erkek ve kadınlara bazı emir ve yasaklarda bulunmuştur. Bu emir ve yasaklara teklif, müslümanlara da mükellef denir. Mükelleflerin işlemeleri veya işlememeleri gereken şeylere ef'âl-i mükellefîn denir. Ef'âl-i Mükellefîn Sekizdir Farz: Kat'î delil ile sabit olan hükümlerdir ve iki kısımdır: a) Farz-ı ayın: Mükellef her müslümanın ancak kendisinin yapması ile yerine gelen amellerdir. Beş vakit namaz ve oruç gibi. b) Farz-ı kifâye: Bazı müslümanların yapmaları ile diğer müslümanlardan mesûliyet kalkan farzlardır. Cenâze namazı ve selâm almak gibi. Eğer böyle bir farzı müslümanlardan hiçbirisi yapmazsa hepsi mes'ûl olurlar. Vâcip: Farz derecesinde kat'î olmayan
Orucu Bozup Kazâ ve Keffâret İcâbettiren Şeyler
Orucu Bozup Sadece Kazâ İcap Ettiren Şeyler Oruç hatırında iken boğazına birşey kaçmak, Ağzına aldığı veya burnuna çektiği su boğazına kaçmak, Niyetin vakti geçip öğleden sonra niyet etmek, Unutarak yedikten sonra, orucu bozulmadığı halde herhangi birşeyi kasden yemek, Ağzına giren kar veya yağmur suyunu yutmak, İğne vurdurmak, Burnuna ilâç çekmek, Kulağına yağ akıtmak, Fecr-i sâdık doğmadığı zannı ile sahur yemek, Güneş battığı zannı ile iftar etmek, Kusmuğunu ağzından çıkarmayıp yutmak, Arkadaşının veya zevcesinden başkasının tükrüğünü yutmak, Kendi tükrüğünü dışarı çıkarıp sonra yutmak, Su veya yağ ile ıslanmış parmağını ayıp yerlerine sokmak, Dişi kanayıp kanı, tükrüğünden fazla veya tükrü
Naht (yontmak) ile temizleme
Naht ki, yontmaktır, tahtada olur. Tahtanın yenisi pislenirse, naht ile temizlenmiş olunur. Eskisi yıkanır.
Fevat, fesat ve ihsara âit hükümler
Fevat: haccın fevt edilmesidir. Omrenin belli vakti olmadığı için, onda «Fevat» tasavvur olunmaz.
Haccın fevatı, arefe vukufunu fevt etmekledir. Hadîsi şerifte: «Hacarefe demektir.» buyurulmuştur. Arefe günü veya akşamı, arafatta bulunmayan kimse, haccı fevt etmiş olur.
O halde, bir omre ederek, ihramdan çıkar. Gelecek sene, haccı kazâ eder.
Başka bir şey lâzım gelmez. Başlamış olduğu hac, gerek farz, gerek nafile veya nezir olsun.
Fesad: Haccın veya omrenin fasid olmasıdır. Hacı, hali ihramda, arefe vukufundan evvel, mücameat etmekle, hac fasid olur 4).
Talâkı fuzûlî
Fuzûli hükmünde, ve kavlen veya fiilen icazette, talâk dahi nikâh gibidir: Fuzûli boşama dahi, icazete mevkuf olup, zevc icaze ederse, vâki, ve icâze etmezse gayri vâki olur (1).
İcazenin tevakkufunda, tâlik dahi tenciz gibidir. Tencîzi füzûlide, talâk, zevcin icazeti ânında vâki olduğu gibi, tâliki füzûlide dahi, - icâzetten sonra - şartın husulünde* vâki olur.
«Talâk, nikâhı elinde bulundurana âittir.» hükmünce, tatlîk hakkı münhasıran, mükellef zevcindir. Bir kadının zevci, memlûk kul olsa da, onu ancak o tatlîk etmedikçe ve efendisi füzûlen, tatlîk etmiş olduğuna göre, onun tatlîkini, köle icaze eylemedikçe, kadın mutallâka olmaz (2).
TILAVET SECDESI
610 Tilavet'in kelime manasi "Okumak"dir. Kur'an-i Kerim'in muhtelif sûrelerinde "Secde" Ayet-i Kerimeleri mevcuddur. Imam-i Merginani: "Kur'an-i Kerim'de Tilavet secdesi, ondört yerdedir."(450) hükmünü zikreder. Bunlar; A'raf Sûresi: 206, Ra'd Sûresi: 15, Nahl Sûresi: 60, Neml Sûresi: 25, Secde Sûresi: 15, Sa'd Sûresi: 24'ün sonu, Fussilet Sûresi: 37-38, Necm Sûresi: 62, Insikâk Sûresi: 18-19 ve Alak Sûresi: 19. ayetin sonundadir.(451) Bu Ayet-i Kerimeleri okuyan ve onu dinleyen üzerine secde etmek vacip olur. Zira Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Secde etmek, okuyan ve isiten kimse üzerine vaciptir, gereklidir"(452) buyurdugu sabittir. Mükellef; ister Kur'an-i Kerim'i dinlemeyi kasdetsin, isterse kasdetmesin, Tilavet secdesi üzerine vacip olur. Mesru bir özürü varsa (Hay
14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI
(1) En Nisa Sûresi: 11.
(2) El Meydani-El Lübab fi Şerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 4, Sh: 186. Ayrıca El Mavsili-El İhtiyar fi Ta'lili'l Muhtar-İst: 1980 Çağrı Yay. C: 5, Sh: 84.
(3) El Mavsili-A.g.e. C: 5, Sh: 84. Ayrıca Molla Hüsrev-Dürerû'l Hükkam-İst: 1307 C: 1, Sh: 6, El Meydani-A.g.e. C: 4, Sh: 186.
(4) İbn-i Abidin-Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar-İst: 1982 C: 1, Sh: 103.
(5) İmam-ı Serahsi-El Mebsut-Beyrut: ty C: 29, Sh: 136. Ayrıca El Meydani-A.g.e. C: 4, Sh: 186, El Mavsili-A.g.e. C: 5, Sh: 85, Şeyh Muhammed b. Süleyman-Mecmuaû'l Enhûr Şerhû Damad C: 2, Sh: 746. Sünen-i Tirmizi-İst: 1401 C: 4, Sh: 413 K. Feraiz 2 Had. No: 2091.