Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

DEVLET MEMURİYETİ

1545 Yeryüzünde ilk insan cemaati; Hz. Adem (as) ve çocuklarından teşekkül etmiştir. Kendi aralarındaki ilişkilerde; Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği  hükümlere tabi olmuşlardır. Esasen bütün peygamberler insanları Allahû Teâla (cc)'ya ibadet etmeye ve Tağut'a kulluktan kaçınmaya davet etmişlerdir.(288) İnsanlar arasındaki bütün ilişkiler; Allahû Teâla (cc)'nın hükmüne göre düzenlenmek mecburiyetindedir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "- Ey Davud, biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. O halde insanlar arasında hak (ve adalet) le hükmet!.. Heva ve hevesine tabi olma ki; bu seni Allah yolundan saptırır. Şüphesiz Allah yolundan sapanlar için, hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azab vardır"(289) hükmü beyan buyurulmuştur. B

MÜZARAA'NIN SIHHAT ŞARTLARI

1528  Müzaraa'nın sıhhatli olabilmesi için, sekiz şart vardır. Bunlardan herhangi birisi bulunmazsa, müzaraa fasid olur. Bu şartları, kısaca izaha gayret edelim.
  Birincisi: Gerek arazi sahibinin, gerek işleticinin; akid yapabilecek durumda olmaları esastır. Yani herhangi bir ehliyet arızası söz konusu olmamalıdır.
  İkincisi: Müzaraa akdine konu olan arazinin (toprağın) ziraate elverişli olması gerekir. Zira müzaraa'dan beklenen gaye; başka türlü gerçekleşemez.
  Üçüncüsü: Ortaklık tesis edilirken, müddet beyan edilmelidir. Bir-iki yıl vs.
  Dördüncüsü: Tohumun; kimin tarafından temin edileceği bilinmelidir.
  Beşincisi: Tohumun cinsi ve vasfı kat'i olarak beyan edilmelidir.

Kıbleye Yönelmek

493 - Soru: Kıbleyi araştırarak namaza durmuş olan kimse, hata ettiğini namaz içinde iken anlasa ne yapar?
Cevap: Doğru bulduğu tarata dönerek namazın geri kalanını bu istikamete doğru kılar.
494 - Soru: Kıbleyi araştırmayı neticesinde kanaati bir yöne doğru vaki olduğu halde kendisi başka bir cihete dönerek namaz kılacak olsa namazı sahih olur mu?
Cevap: Olmaz. Böyle hareket etmesi ile "kıbleden başka bir yöne namaz kılan kimse" durumuna düştüğünden dolayı, küfre gitmiş olacağından korkulur. Namazdan sonra kıbleye isabet etmiş olduğunu anlamış olsa bile yeterli olmaz. Zira bu kimse hakkında Kabe'nin bulunduğu cihet, onun araştırmasının neticesinde kanaatinin vaki olduğu yöndür.

İsnâ Aşeriyye mesaili (4)

1 — Teyemmüm ile namaz kılmakta olan kimse, namaz sonunda tahiyyatı, okuyacak kadar oturduktan sonra, su istimaline kaadir olmak.

2 — Müteyemmime, iktida eden kimse, kuuddan sonra, suyu görüpimamı suyun istimaline, kendince kaadir bilmek (5).

3 — Meste mesh edici olan musâllînin, mesih müddeti, mezkûr kadeden sonra münkazî olmak.

4 — Ayağındaki mesti, ondan uğraşarak çıkarmak (6).

5 — Ümmî olan musâllî, mezkûr kuuddan sonra, hatırlamak veyagörüp anlamak sûretiyle sûre öğrenmek (7).

6 — Musâllî uryan iken, mezkûr kuuddan sonra, setri avret edici şeybulmak.

7 — Musâllî namazı îmâ ile kılmakta iken, rükû ve sücuda — sonradan — kaadir olmak.

Eda Keyfiyeti

İnsan ve hayvandan olan, düşman müvacehesinde, yahut sel veya yangın gibi, korku ve muhatara halinde, toplanmış bulunan müslimin, farz namazı edâ için, - hasren ve tahsisan - muhterem bir imama uyma arzusunda - anlaşamadıklarında - o imam, onları iki kısma ayırarak bir kısmını, düşmanla yüz yüze bırakıp, diğer kısmı ile namaza durur. Kılınacak namaz, seferi yahut sabah namazı veya cuma, yahut bayram (yâni iki rekâtlı) olduğuna göre, o kısma bir, ve hazarı yahut akşam namazı (yâni ikiden ziyade rekâtlı) olduğuna göre, iki, rekât kıldırdıktan sonra, kendisi imam kalıp, cemaati olan kısmı, yürüyerek, harp safı üzere, düşmana karşı olurlar onların, imam arkasından ayrılmaları, ikili namaza göre, ilk rekâtın, ikinci secdesinden

İCTİHAD'A MUKTEDİR OLAMAYAN FUKAHA'NIN TABAKALARI

75 ASHAB-I TAHRİÇ:  Bunlar asla ictihad yapmaya muktedir değildirler. Ancak mutlak müctehid'in, şer'i konularda takip ettiği usûlü gayet iyi bildikleri ve kaynaklara vakıf oldukları için; "Mücmel" olan bir ictihadı veya iki manaya ihtimalli mübhem bir hükmü, mukayese etmek sûretiyle kendi reylerine göre izah edebilirler. Fahrüddin-i Razi ve emsali bu tabakadandır. Mukallid'lerin en üst sınıfı budur.   

 76 ASHAB-I TERCİH:  Bazı rivayetlerin, diğerlerinden daha üstün olduğunu tesbit edebilen fukaha'ya "Tercih Erbabı" denir. Ebû'l Hasen Kuduri ve İmam-ı Merginani bu sınıftandır. Meselâ: "Bu evlâdır, bu daha sahihtir, insanlar için bu daha münasibtir" gibi hükümler serdederler.   

FİYAT YÜKSELTMEK

Soru: "Ağabeyim açık artırmalara katılıyor ve alıcı olmadığı halde fiyat artırıyor. Diğer alıcılardan, çekilme karşılığı belli bir ücret alıyor. (...) Kendisine bunun doğru olmadığını söyledim. Fakat ikna edemedim. (...) Anlattığım bu fiilin hükmü nedir?"

Sehiv Secdesinin İcabettiği Yerler

Sehiv Secdesi Sehiv secdesi, namazda unutma veya gafletle yapılan bir noksanlık veya fazlalıktan meydana gelen hatâyı düzeltmek için yapılması vâcip olan secdedir. Sehiv Secdesinin İcabettiği Yerler Sehiv secdesi namaz içindeki bir vâcibin terk veyâ tehir edilmesinden, Farzın ise sâdece geciktirilmesinden dolayı lâzım gelir. Farzın terk edilmesinde ise, sehiv secdesi kâfi gelmez; namazın yeniden kılınması gerekir. Namazın sünnetlerinden herhangi birinin terkedilmesi hâlinde ise, sehiv secdesi lâzım gelmez. Bir kimse namazda gizli okunacak yerde aşikâr okusa, vitir namazında kunutu terk etse veya dört rek'atli bir namazda birinci oturuşu unutarak terketmiş olsa, secde-i sehiv yapar. Böylece noksanını tamamlamış, hatâsını düzeltmiş olur. Sehiv

CUM'A NAMAZI ILE ILGILI DIGER MESELELER

649 Cum'a Namazi iki rek'attir. Her iki rek'atinda da Fatiha Sûresi ve Zammi Sûre açiktan okunur. Serahsi'nin Muhiyt'inde de böyledir.(534) Cum'a Namazi'na tesehhüdde veya sehiv secdesinde yetisen kimse namazini tamamlar. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Sizler namazdan yetistiginizi kilin ve kaçirdiginizi da kaza edin" Hadis-i Serifi esas alinmistir.(535) "Cum'a Imami" hutbe için minbere çiktigi zaman insanlar namaz kilmayi ve konusmayi terkederler. Imam-i Azam Ebû Hanife (rha) bu hususta Resûl-i Ekrem (sav)'in "Imam hutbeye çiktigi zaman, ne namaz kilmak vardir, ne de konusmak" Hadis-i Serifini esas almistir.(536) Muhakkak ki namaz kilmak ve konusmak "Hutbe'yi" dinlemeye mani olur.

ARAZİYİ ÜCRETSİZ VERMEK DAHA HAYIRLIDIR

1538 İbn-i Abbas (ra)'dan rivayet olunduğuna göre, Resûl-i Ekrem (sav) tarlayı kiraya vermekten nehyetmemiştir. Fakat; "- Sizden birinizin tarlasını ziraat için kardeşine meccanen vermesi, kendisi için o arazi mukabilinde, muayyen ücret almaktan daha hayırlıdır"(282) buyurmuştur. Esasen cihad sonucu elde edilen topraklarda; ümmetin mülkiyeti esastır. Dolayısıyla bu topraklarda; bütün müslümanların hakları bakidir. Herhangi bir İslâm beldesinin; küffar tarafından istilasında (Allahû Teâla (cc) muhafaza buyursun) bütün mü'minlere cihad farz-ı ayn olur. Aynı zamanda bu istila; bütün mü'minlerin ortak mülkiyetinde olan arazilerinin elden gitmesi, mahiyetini de taşır.

geovisit();

Ka'de-i Ahîre

Ka'de-i Ahîre Namazın rükünlerinden altıncısı ka'de-i ahîredir ki, son oturuş demektir. Ka'de-i ahîre, namazın sonundaki oturuşta "Et-tehıyyâtü"yü okuyacak kadar oturmaktır. Kaadede erkekler, sağ ayaklarının parmakları kıbleye gelecek şekilde çevirir ve sol ayağını yatırarak iki ayağı üzerine oturur. Kadınlar ise iki ayaklarını sağa çıkararak uylukları üzerine oturur. Kadınların bu oturma şekline teverrük denir. Kaadede eller dizlerin üzerine kıbleye doğru serbest olarak konur.

B) ŞİRKETÜ'L İNAN

1452 Önce kelime üzerinde duralım. İnan; açık olmak manasınadır. Dizgin (Atın yuları) manasını da ifade eder.(159) Hanefi fûkahası; "İnan şirketi belli bir nevi ticarette veya umumi ticarette bulunmak için iki veya daha fazla şahsın, muayyen bir sermaye koyup, kârı aralarında anlaştıkları oranda paylaşmak şartıyla kurdukları şirkettir"(160) tarifini esas almıştır. İnan ortaklığı; ticaretle uğraşan herkes arasında caiz olur. Serahsi'nin Muhiyt'inde de böyledir. Bu ortaklık; erkeklerle kadınların, bülûğa ermiş kimselerle sabilerin, hürlerle, ticaret yapmasına izin verilmiş kölelerin ve müslümanlarla kâfirlerin arasında da caizdir. Feteva-ı Kadıhan'da da böyledir.(161) Şirket-i inan; kefil olmayı değil, birbirine vekil olmayı gere

İŞ AHKÂMI VE İŞÇİ HAKLARI

1557 İcarede üzerine akid yapılan şey (ma'kudünaleyh) menfaatdir.(311) Yani işçi; emeğini, belli bir ücret karşılığı satmaktadır. Dolayısıyla işveren ve işçinin; üzerinde anlaştığı işin, meşru olması ilk şarttır. İslâm dininin haram kıldığı herhangi bir hususta icare sahih olmaz.(312) Ayrıca müslümanlara has olduğu sabit olan her türlü ibadet karşılığı ücret almak batıldır.(313) Mesela; bir kimse, bir başkasını namaz kılıvermesi için ücretle tutamaz. Bu husustaki icare de sahih değildir.

Hadler

Allah Teâlâ, insana ikram etmiş, onu yarattıklarının bir çoğundan üstün kılmıştır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

Andolsun ki biz Ademoğu 11 arını şan ve şeref sahibi kıldık. Onları (çeşitli vasıtalarla) karada ve denizde taşıdık. Kendilerine temiz rızıklardan verdik. Onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık. (İsra/70)

Allah Teâlâ´nın, insanı şan ve şeref sahibi kılıp ikram etmesinin te­cellilerinden biri de yeryüzünü imar etmesi için onu halife kılmasıdır. Allah Teâlâ bu hususta şöyle buyurmuştur: