Orucu nasıl tutmalıyız?
Muhterem Müslümanlar!
Cenab-ı Hak, insanı, zât-ı ilâhisine ibadet etmek için yaratmış ve birtakım kulluk vazifeleriyle mükellef tutmuştur. Bu ibadetlerden bir kısmı, içte başlayıp dışa doğru genişleyen; bir kısmı da muhitten merkeze doğru daralan hususiyetler arzetmektedir.
Nefse hakimiyetin en kesin çaresi, en emin yolu oruç tutmaktır. Cenab-ı Hak, okumuş olduğumuz âyet-i kerimede buyuruyor ki:
«Ey iman edenler, sizden evvelki (ümmet) lere yazıldığı gibi sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz edildi). Tâ ki konmasınız» (1).
Gün sayısında, mevsim ve zamanlarda bazı farklar bulunmakla beraber bizden evvelki ümmetlere oruç farz kılınmıştı. Allahü Teâlâ onlara ihsan ettiği bu lütfü bize de ikram etti ve takva mertebesine ersinler diye, hicretin ikinci senesi, ümmet-i Muhammed'e orucu farz kıldı.
Oruç; Allah'ın emrini yerine getirmek niyetiyle, tanyerinin ağarmasından itibaren güneşin batmasına kadar yemekten, içmek^ ten ve nefsanî arzulara uymaktan kendini tutmaktır.
Oruca başlarken düşüncemizin nokta-i hareketi, yüce Mevlâmı- . zın emrini yerine getirip rızasını kazanmak olmalıdır. Orucu perhizden ayıran şey, niyettir.
Orucun ibadetler arasındaki yeri, diğerlerinden üstündür. Hiçbir ibadet oruçla kıyaslanamaz. Namaz farizasında, günün muayyen vakitlerini ibadet için ayırırken oruçta günün tamamım bu vazifeye tahsis etmekteyiz.
Ashab-ı kiram'dan Ebû Ümâme (r.a.):
«Ey Allah'ın Resulü, bana bir iş emrediniz» demişti. Resûl-i Ekrem:
«Sana oruç tutmak lâzımdır. Çünkü (ibadetler içinde) orucun dengi yoktur» buyurmuşlardır (2).
Ebû Ümâme bu arzusunu üç defa tekrarlamışsa da Resûldllah Efendimizin cevabı hep aynı olmuştur.
Ebû Ümâme, Resûlullah Efendimizin bu tavsiyesine o kadar dikkat gösterirdi ki, bir misafiri gelmedikçe onun evinde gündüz duman tütmezdi.
Oruç tutan mü'minler, pek çok fayda elde ederler. Bunlardan birkaçını saymakta fayda mülâhaza etmekteyiz.
Oruç tutmak günahların affına sebeptir.
Cenab-ı Hak, bizim nefsanî kayıtlardan kurtulmamız ve ittikaâ sahibi olmamız için orucu emretmiştir. Toklukla feyiz kanalları tıkanır. Mide boş kalınca, cisim nûrânî bir hâl alır; kalbin pası, ruhun kiri arınır. Ruhanî varlığı temizlenen kimse, yaptığı kötülüklere nadim olup günâhlarına tevbe eder.
Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyrulmaktadır:
«Kim (farziyyetine) inanarak ve (sevabını) umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları yarlığanır» (3).
Zekât, nasıl malımızı fakirlerin haklarından temizlemekte ise, oruç da uzuvlarımızın işledikleri günah kirlerini temizler. Müslim'in rivayet ettiği bir hadîs-i şeriften öğreniyoruz ki: İki namaz arasındaki hatalar, kılınan namaz hürmetine; namaz ile affolunmayan günahlar, eda edilen cuma namazının bereketine; bunun af hududu dışında kalan suçlar da Ramazan-ı Şerifin şerefine bağışlanır. Ancak, büyük günahlardan kaçmak da şarttır,
Muhterem din kardeşlerim!
İnsan, bazı taraflariyle meleklere benzemektedir. Meleklerde bulunan akıl, insanda da mevcuttur. Bu sebeple onlar gibi Allah'a karşı ibadet mükellefiyeti taşımaktadır. Diğer bir yönüyle de şâir mahlû-katla müşterek taraflara sahiptir. Erkeklik dişilik gibi cinsî farklar ve yemek içmek gibi bedenî ihtiyaçları bulunmaktadır.
İnsan; yeme, içme ve nefsanî taraflara fazla meyledecek «olursa hayvaniyet sıfatı galip gelerek melekî duyguları zayıflatır.
Oruç duanın ka.bulüne sebeptir.
Oruç tutan insanda yeme içme gaileleri sınırlandığı ve azaldığı için melekî duygular harekete geçer ve kuvvet kazanır. Böyle ulvî bir sıfata bürününce duaları daha çabuk kabul olunur. Zira nefsin hâkimiyetinden kurtulan ruh, şevk ve heyecanla duaya iştirak edince, ağzından çıkan her mübarek kelime bârigâh-i ehadiyete yükselerek hedefini bulur.
Peygamber Efendimizin bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurulmak-tadır:
«İftar vakti, oruçlu için reddolunmayacak bir dua vardır» (4).
Bu sebepledir ki, iftar zamanı dua etmek müstehaptır. Peygamberimiz, Sâ'd bin Muâz'ın iftar ziyafetinde bulunmuş ve şöyle dua buyurmuştur:
«Yanınızda oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi kimseler yesin ve üzerinize melekler dua etsin» (5).
Bu faydalardan biri de oruçluya cennet yolunun açılması ve. cehennemin yolunun kapanmasıdır. insan, oruçtan aldığı feyizle nef-sânî heveslere hâkim olunca cennetin nesimî havası kendisine doğru esmeye baslar. Esen bu lâtif hava ile cehennemin alevleri sakin olup kapılan kapanır.
Oruç, insanı ateşten koruyan kalkan ve sağlam bir kal'adır (6).
Neseî ve Beyhâkî'nin rivayet ettiği bir hadîs-i şerifte buyrulmak-tadır ki: «Mübarek ay, Ramazan, size geldi. Aziz ve Celi! olan Allah, Ramazan orucunu üzerinize farz kıldı. O ayda gök kapılan açılır, cehennem kapıları kapatılır, şeytanlar bağlanır. Ramazanda bin aydan daha hayırlı (kadir) gece (si) vardır. Onun hayrından mahrum olan, (her hayırdan) mahrum kalır» (7).
Oruçlunun cennete girmesinde bile ayrı bir ikram ve saltanat olacak! Cennetin EEYYAN adlı kapısı, sadece oruç tutanların girmesine tahsis edilecek ve o kapıdan onlardan başkası girmeyecektir (.8).
Her şeyin bir temizlenmesi vardır. Bedenin temizliği de oruç ibadetiyle olmaktadır. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
«Her şey'in bir zekâtı (temizlenmesi) vardır. Cesedin zekâtı da oruçtur. Oruç, sabrın yansıdır» (9). Temizlenen vücut, sıhhate kavuşacağından dolayı Fahr-i Kâinat Efendimiz «Oruç tutunuz ki, sıhhat bulaşınız» (10) buyurmuştur.
Oruç tutmaktan maksat, nefse hâkimiyeti te'min ve iyi ahlâk sahibi olmaktır. Yoksa sadece mideyi boş tutmak değildir. Bu sebeple oruçlu bir mü'min, vücut uzuvlarının tamamı ile oruca iştirak etmelidir.
Bir hadîs-i şerif meali ile hutbemize son verelim:
(11)Buharı ve Ebû Dâvud.
«Yalan sözü ve yalanla iş görmeyi terk etmeyenin yeme ve içmesini 'bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur» (11).
Cenab-ı Hak, insanı, zât-ı ilâhisine ibadet etmek için yaratmış ve birtakım kulluk vazifeleriyle mükellef tutmuştur. Bu ibadetlerden bir kısmı, içte başlayıp dışa doğru genişleyen; bir kısmı da muhitten merkeze doğru daralan hususiyetler arzetmektedir.
Nefse hakimiyetin en kesin çaresi, en emin yolu oruç tutmaktır. Cenab-ı Hak, okumuş olduğumuz âyet-i kerimede buyuruyor ki:
«Ey iman edenler, sizden evvelki (ümmet) lere yazıldığı gibi sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz edildi). Tâ ki konmasınız» (1).
Gün sayısında, mevsim ve zamanlarda bazı farklar bulunmakla beraber bizden evvelki ümmetlere oruç farz kılınmıştı. Allahü Teâlâ onlara ihsan ettiği bu lütfü bize de ikram etti ve takva mertebesine ersinler diye, hicretin ikinci senesi, ümmet-i Muhammed'e orucu farz kıldı.
Oruç; Allah'ın emrini yerine getirmek niyetiyle, tanyerinin ağarmasından itibaren güneşin batmasına kadar yemekten, içmek^ ten ve nefsanî arzulara uymaktan kendini tutmaktır.
Oruca başlarken düşüncemizin nokta-i hareketi, yüce Mevlâmı- . zın emrini yerine getirip rızasını kazanmak olmalıdır. Orucu perhizden ayıran şey, niyettir.
Orucun ibadetler arasındaki yeri, diğerlerinden üstündür. Hiçbir ibadet oruçla kıyaslanamaz. Namaz farizasında, günün muayyen vakitlerini ibadet için ayırırken oruçta günün tamamım bu vazifeye tahsis etmekteyiz.
Ashab-ı kiram'dan Ebû Ümâme (r.a.):
«Ey Allah'ın Resulü, bana bir iş emrediniz» demişti. Resûl-i Ekrem:
«Sana oruç tutmak lâzımdır. Çünkü (ibadetler içinde) orucun dengi yoktur» buyurmuşlardır (2).
Ebû Ümâme bu arzusunu üç defa tekrarlamışsa da Resûldllah Efendimizin cevabı hep aynı olmuştur.
Ebû Ümâme, Resûlullah Efendimizin bu tavsiyesine o kadar dikkat gösterirdi ki, bir misafiri gelmedikçe onun evinde gündüz duman tütmezdi.
Oruç tutan mü'minler, pek çok fayda elde ederler. Bunlardan birkaçını saymakta fayda mülâhaza etmekteyiz.
Oruç tutmak günahların affına sebeptir.
Cenab-ı Hak, bizim nefsanî kayıtlardan kurtulmamız ve ittikaâ sahibi olmamız için orucu emretmiştir. Toklukla feyiz kanalları tıkanır. Mide boş kalınca, cisim nûrânî bir hâl alır; kalbin pası, ruhun kiri arınır. Ruhanî varlığı temizlenen kimse, yaptığı kötülüklere nadim olup günâhlarına tevbe eder.
Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyrulmaktadır:
«Kim (farziyyetine) inanarak ve (sevabını) umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları yarlığanır» (3).
Zekât, nasıl malımızı fakirlerin haklarından temizlemekte ise, oruç da uzuvlarımızın işledikleri günah kirlerini temizler. Müslim'in rivayet ettiği bir hadîs-i şeriften öğreniyoruz ki: İki namaz arasındaki hatalar, kılınan namaz hürmetine; namaz ile affolunmayan günahlar, eda edilen cuma namazının bereketine; bunun af hududu dışında kalan suçlar da Ramazan-ı Şerifin şerefine bağışlanır. Ancak, büyük günahlardan kaçmak da şarttır,
Muhterem din kardeşlerim!
İnsan, bazı taraflariyle meleklere benzemektedir. Meleklerde bulunan akıl, insanda da mevcuttur. Bu sebeple onlar gibi Allah'a karşı ibadet mükellefiyeti taşımaktadır. Diğer bir yönüyle de şâir mahlû-katla müşterek taraflara sahiptir. Erkeklik dişilik gibi cinsî farklar ve yemek içmek gibi bedenî ihtiyaçları bulunmaktadır.
İnsan; yeme, içme ve nefsanî taraflara fazla meyledecek «olursa hayvaniyet sıfatı galip gelerek melekî duyguları zayıflatır.
Oruç duanın ka.bulüne sebeptir.
Oruç tutan insanda yeme içme gaileleri sınırlandığı ve azaldığı için melekî duygular harekete geçer ve kuvvet kazanır. Böyle ulvî bir sıfata bürününce duaları daha çabuk kabul olunur. Zira nefsin hâkimiyetinden kurtulan ruh, şevk ve heyecanla duaya iştirak edince, ağzından çıkan her mübarek kelime bârigâh-i ehadiyete yükselerek hedefini bulur.
Peygamber Efendimizin bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurulmak-tadır:
«İftar vakti, oruçlu için reddolunmayacak bir dua vardır» (4).
Bu sebepledir ki, iftar zamanı dua etmek müstehaptır. Peygamberimiz, Sâ'd bin Muâz'ın iftar ziyafetinde bulunmuş ve şöyle dua buyurmuştur:
«Yanınızda oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi kimseler yesin ve üzerinize melekler dua etsin» (5).
Bu faydalardan biri de oruçluya cennet yolunun açılması ve. cehennemin yolunun kapanmasıdır. insan, oruçtan aldığı feyizle nef-sânî heveslere hâkim olunca cennetin nesimî havası kendisine doğru esmeye baslar. Esen bu lâtif hava ile cehennemin alevleri sakin olup kapılan kapanır.
Oruç, insanı ateşten koruyan kalkan ve sağlam bir kal'adır (6).
Neseî ve Beyhâkî'nin rivayet ettiği bir hadîs-i şerifte buyrulmak-tadır ki: «Mübarek ay, Ramazan, size geldi. Aziz ve Celi! olan Allah, Ramazan orucunu üzerinize farz kıldı. O ayda gök kapılan açılır, cehennem kapıları kapatılır, şeytanlar bağlanır. Ramazanda bin aydan daha hayırlı (kadir) gece (si) vardır. Onun hayrından mahrum olan, (her hayırdan) mahrum kalır» (7).
Oruçlunun cennete girmesinde bile ayrı bir ikram ve saltanat olacak! Cennetin EEYYAN adlı kapısı, sadece oruç tutanların girmesine tahsis edilecek ve o kapıdan onlardan başkası girmeyecektir (.8).
Her şeyin bir temizlenmesi vardır. Bedenin temizliği de oruç ibadetiyle olmaktadır. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
«Her şey'in bir zekâtı (temizlenmesi) vardır. Cesedin zekâtı da oruçtur. Oruç, sabrın yansıdır» (9). Temizlenen vücut, sıhhate kavuşacağından dolayı Fahr-i Kâinat Efendimiz «Oruç tutunuz ki, sıhhat bulaşınız» (10) buyurmuştur.
Oruç tutmaktan maksat, nefse hâkimiyeti te'min ve iyi ahlâk sahibi olmaktır. Yoksa sadece mideyi boş tutmak değildir. Bu sebeple oruçlu bir mü'min, vücut uzuvlarının tamamı ile oruca iştirak etmelidir.
Bir hadîs-i şerif meali ile hutbemize son verelim:
(11)Buharı ve Ebû Dâvud.
«Yalan sözü ve yalanla iş görmeyi terk etmeyenin yeme ve içmesini 'bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur» (11).
Konular
- Zaman Anlayışımız ve Ramazan
- Biraz Açlık, Daha Çok Takva: Oruç
- Efendimiz (s.a.v.)'in hicreti
- Mahremiyet ve Tesettür
- Kul Hakkı Kimin Hakkı?
- Din, nasihat üzere kaimdir
- İnsan Olmaya Doğru
- Hayat âhiret hayatıdır
- Günahlardan arınma mevsimi: Üç aylar
- Mübarek Üç Aylar'ı Nasıl Değerlendirmeliyiz?
- Günahlardan arınma mevsimi: Üç aylar (2)
- Üç aylar ve faziletleri
- Günahlardan arınma mevsimi: Üç aylar (3)
- Mübarek Üç Ayların Fazileti
- Günahlardan arınma mevsimi: Üç aylar (4)
- Berat gecesinde yapılan ibadetin fazileti büyüktür
- Camide “Tevrat dersi vereceğim” diyen imam
- Ramazan ayına adım adım yaklaşıyoruz
- Günahlardan arınma mevsimi: Üç aylar (5)
- Mümin, iyi ve değerli kabul ettiği şeyleri infak etmeli!
- ‘İnsanları cehenneme sürükleyen yalnızca dilleridir’
- Helal çizgisinde hayat
- Kazançta helal duyarlılığına sahip olabilmek
- KUR'ÂN: EN MUHTEŞEM, EN MÜKEMMEL KİTAP
- BATI, MEDENİYETİ MÜSLÜMANLARDAN ÖĞRENDİ
- ABD hapishanelerinde 93 kişinin hidayetine vesile oldu
- gitanes brunes filter cheap cigarettes online, buy one pack cigarettes online qq
- nat sherman naturals original discount cigarettes online, buy additive free cigarettes online nx
- 20 yıllık papaz Müslüman oldu ülke karıştı
- Kur'an'ı Bulgarca'ya çevirirken Müslüman oldu