Uçağı kaçırdı, İslam’ı yakaladı

Danilo Giannoni, bineceği uçağı kaçırınca hayatı değişti. Asıl mesleği takı tasarımcılığı olan İtalyan Giannoni’nin ebru yapmaya başlamasının ve Türkiye’ye yerleşmesinin ilginç bir hikâyesi var: Ülkesine dönme planı, uçağa yetişemeyince suya düştü. İstanbul’a giden Giannoni, ilk görüşte vurulduğu ebru için yaşantısını değiştirdi. Önce ülkesine dönerek çalıştığı şirketlerden ayrıldı, sonra evini İstanbul’a taşıdı. ‘Sır Kapısı’ hikayelerini çağrıştıran bir tanışmanın ardından Müslüman oldu.

İSLAMİYET’E GİDEN YOL ‘EBRU’DAN GEÇER

Şer zannettiğimiz şeyler bazen hayır çıkar. Bunu yaşamadan bilemeyiz. Danilo Giannoni, böyle bir tersliğin ardında saklı güzellikleri elbette bilemezdi. İtalyan vatandaşı olan Giannoni, bir ebru sanatçısı. Asıl mesleği takı tasarımcılığı olan Giannoni’nin ebru yapmaya başlamasının ve Türkiye’ye yerleşmesinin ilginç bir hikayesi var: Bulgari, Damiani ve Leo Pizzo gibi ünlü firmalarda mücevher tasarımcısı olarak çalışırken, 2002 Eylül’ünde tatil için geldiği Antalya’dan ülkesine dönerken uçağı kaçırıyor. Arkadaşlarının önerisiyle 3 günlüğüne İstanbul’a giden Giannoni, sokakta ebru yapan insanları görüyor. Kendi deyimiyle ilk görüşte vurulduğu ebru için bütün yaşantısını değiştiriyor. Önce ülkesine dönerek çalıştığı şirketlerden ayrılıyor, arkasından ise evini İstanbul’a taşıyor. “Eğer uçağı kaçırmamış olsaydım herhalde dünyanın bir yerinde takı sergisinde veya fuarında olurdum.” diyen Giannoni, Beyoğlu’nun arka sokaklarında küçük bir dükkanda ebru yapmaya başlıyor. Aldığı kitaplarla ve örnek aldığı sanatçıların eserlerini görerek ebru yapmayı öğrenen Giannoni, şimdi ise geçen yıl Taksim’de açtığı 3 katlı atölyesinde ebru dersleri veriyor. Ebru öğrenmeye karar vererek tüm yaşantısını bir anda değiştiren Giannoni, yardım için başvurduğu kişilerden yeterli desteği alamamaktan yakınıyor.

Kendisine örnek olarak 20. yüzyılın ebru üstatlarından Necmettin Okyay’ı alan Giannoni, figüratif ebrunun ilk örneklerinden olan çiçekli ebru türünü geliştiren Necmettin Hoca’nın eserlerinden oluşan bir koleksiyona da sahip. Necmettin Okyay’ın kuzeni ve öğrencisi olan Mustafa Düzgünman’ın eserlerinde de aynı duyguyu ve heyecanı aldığını açıklayan Giannoni, onlardan sonra gelen ustalar için aynı şeyleri düşünmediğini dile getiriyor. Ailesinin kendisini bir deli gibi gördüğünü belirten Giannoni, insanların “Dünyanın en iyi firmaları ile çalışıyorsun, takı tasarımında 7 defa ödül aldın, bir anda ilk defa gördüğün bir sanata ‘vuruldum’ diyerek onlarla ilişkini kesip tanımadığın bir ülkeye gidip yerleşiyorsun. Sen tam anlamıyla çılgın bir delisin.” dediğini dile getiriyor.

Kendisini ebruyla özdeşleştiren Giannoni’ye göre ebru, heyecanların, duyguların ve renklerin bir karışımı. Giannoni, “Benim hayatım ebruya çok benziyor. Ruh halim ebru gibi değişken olabiliyor. Yağmur yağdığında yaptığım ebruyla güneşli havada yaptığım ebru çok farklı oluyor.” diyor. Giannoni, ebru yaparken ruhunu beslemeyi de ihmal etmiyor. Ruh dengesini kurmak için ney dinlemeyi tercih eden Danilo, ebruyu modern çizgilere taşımış. Ebruyu birçok üç boyutlu objeye taşıyan sanatçı, gündelik hayatta kullandığımız objelere taşınan ebrunun böylece güncelliğini koruyacağı görüşünde.

“Turist idim intisab ettim”

Şimdiye kadar yaptığı ebru çalışmaları 3 büyük devlet adamının duvarlarını süslüyor sanatçının; İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Japon İmparatoru Akihito ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. İtalyan Başbakanı Silvio Berlusconi’nin İstanbul’a geldiğinde ona verilmek üzere kendisinden 2 tablo istendiğini açıklayan Giannoni, 2 tablonun Başbakan Erdoğan’a, bir tablonun da Japon imparatorunun doğum gününde hediye edilmek üzere satın alındığını açıklıyor. Tabloları alanların isimlerini söylemeyen Danilo, müşterilerinin kendisine güvendiğini belirterek güvenlerini sarsmak istemediğini belirtiyor. Ebrunun yanında artistik danışmanlık hizmeti veren Danilo, İtalya’da bulunan bilgisayar firması ve GSM operatörü ile çalışıyor. Bazı firmaların reklamlarının fonunda ebru kullanmış ve olumlu eleştiriler almış. Sanatçı, “Ebruyu özellikle kullanıyorum. Kendimi gönüllü sanat elçisi olarak görüyorum.” diyor.

Birçok projesinin olduğunu açıklayan Giannoni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşerek projelerini açıklamak istediğini; fakat henüz görüşemediklerini belirtiyor. Hazırlamak istediği ilk projeden bahseden Giannoni, “Ebruyu kullanarak Türkiye’nin kartviziti olacak bir çalışmanın hazırlığı içerisindeyim. Böylece Türkiye’nin tanıtımlarında da kullanılacak bir kartvizit. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşebilirsem projenin detaylarını açıklayacağım.” şeklinde konuşuyor. Danilo’ya teklif getiren yalnızca İtalyan firmalar değil, anlaşma aşamasında oldukları için ismini vermek istemediği bir Türk bankası da kredi alan müşterilerine hediye etmek üzere 5 bin tane ebru siparişi vermek istediğini ifade ediyor. Danilo, yaşantısını neredeyse tamamen değiştiren uçağını kaçırma hikayesinin en büyük meyvesi olarak İslamiyet’le tanışmasını görüyor. “O gün Antalya’da uçağı kaçırmasaydım İslamiyet’le de tanışamayacaktım. Uçağı kaçırmış olmamın tek hikmeti ebruyla tanışmam değilmiş.” diyen Giannoni’nin tanışma hikayesi şöyle: Danilo, çocukluk yaşlarından bu yana rüyasında bir oda ve odanın penceresine yansıyan bir cami görür. Önceleri camiyi tanımadığı için rüyasında gördüğü yapıya anlam veremez. Daha sonra cami olduğunu öğrenir. Danilo’nun rüyaları, 2002 Eylül’ünde Antalya’daki uçağını kaçırarak vakit geçirmek için geldiği İstanbul’a kadar sürer. Sultanahmet’te bir banka oturup kitap okuyan Danilo’nun yanına iyi İngilizce konuşan beyaz sakallı bir yaşlı yaklaşır. Ona burada ne yaptığını sorar. O da turist olarak bulunduğunu söyleyerek yemek yiyebileceği yerleri sorar. Danilo’nun İtalyan olduğunu öğrenen yaşlı adam, “Benim de bir arkadaşım yıllardır bir İtalyan’ı beklediğini söyleyip durur; sakın o sen olmayasın!” der ve tebessüm eder. Yaşlı adam bir süre sohbet ettiği Danilo’yu semazenlerin gösterisine davet eder, böylece bir İtalyan’ı beklediğini söyleyen Yakup Hoca ile Danilo’yu tanıştıracaktır. Yaşlı amcanın söyledikleri, Giannoni’ye ilginç gelir.

Semazenlerin gösterisine giden Giannoni, her akşam gelen Yakup Hoca’nın o akşam gelmediğini öğrenir. Yaşlı adam, “Üzülme, ben seni evine götürürüm.” der. Yakup Hoca’nın evine gittiklerinde ise Danilo beyninden vurulmuşa döner; çünkü yıllarca rüyalarında gördüğü odaya girmiştir. Odanın penceresine yansıyan caminin ise Fatih Camii olduğunu anlar. Yakup Hoca hemen Danilo’nun koluna bakar. Kolundaki beyaz lekeyi görünce “Sen benim yıllardır beklediğim İtalyansın.” der. Müslümanlığa olan çağrısı yıllar önce başlamış olan Danilo, Yakup Hoca’dan İslamiyet’i öğrenir ve Müslüman olur.

İtalyan ünlüleri, Türk engelli çocuklar için seferber edecek

Sanat ve iş dünyasının ünlü isimlerini, otistik çocukların eğitimine katkıda bulunmak için bir araya getiren Danilo Giannoni, şimdi de İtalyan ünlülerini seferber edecek. Tohum Otizm Vakfı’nın yararına hazırlanan ‘Tohuma Su Gerek’ projesi için aralarında Güler Sabancı, Caroline Koç, Leyla Alaton, Oya Eczacıbaşı, Bettina Hakko, Hülya Avşar, Demet Akbağ gibi isimlerin bulunduğu 33 ünlüyü bir araya getiren Giannoni, şimdi de İtalya’daki sanat ve iş dünyasının ünlülerini bir araya getirecek. İtalya’nın yaklaşık 30 ünlü isminin yapacağı ebru çalışmaları, düzenlenecek açık artırma ile satılacak. Elde edilen gelir Tohum Otizm Vakfı’na bağışlanacak.



01.05.2005