Dâî (Evlâtlık)

Daî: Oğulluk ve edinilmiş evlâd demektir. Fakat çocuk, firaş sahibinin olup, firaş ise izdivaç (1) ile, hâsıl olabileceğinden, evlâtlık edinilen çocuk demek olan daî, çocuk değildir (2). Yâni, bir kimse, nesebi başkasından sabit olan bir çocuğu, kendisine evlât edinmekle, o çocuk, onun kendi çocuğu olmuş olmaz.

Nafakası ve hadâne ücreti, ona âit olmadığı gibi, çocuk erkek olduğuna göre, onun mutallâka veya muhallefesini (3), ve kız olduğuna göre de (4), kendisini tezevvüç etmek, dahi haram olmaz. Onlar yâni evlâtlık çocuk ile babalık, yekdiğerine sıhr olabilirler, amma vâris olamazlar.


Nesebi bilinmeyen, yâni nesebi, bir kimseden sabit ve malûm olmayan bir şahsı, yaşı onun babası olmağa, müsait bulunan bir kimse «Bu benim oğlumdur» diye, ikrar ederse, o şahıs, gerek tasdik etsin ve gerek tasdik etmesin, nesebi ondan sabit ve aralarında irsi câri olur (5).

Malûm olduğu üzere (daî), süt veledinin gayridir. (Süt evlât) dahi, miras hususunda, (daî) gibidir. Hürmet hususunda ise, sûlbî çocuğu gibidir. Nitekim, kitabı rıdâda zikrolunmuştur.

(Daî), veled olmadığı gibi, (lâkit) dahi, veled değildir.

------------------

(1) İstilâda dahi, şâmildir.

(2) Cenabı Hak, «Evlâtlıklarınız, evlâdınız değildir,» (Ehzap: 4) buyurdu.

(3) Muharremat faslında, sıhriyyet sebebiyle nikâhı haram olan kadınlara bakınız.

(4) Daî lâfzının, kıza şümulü yok ise de, bu suret, genişletilerek zikrolunmuştur.

(5) Nesebi meçhul bulunan, köle olduğuna göre, nesep ile beraber, ıtık dahisabit olduğu gibi, bir kimse nesebi malûm bulunan kölesi için, «Bu benim oğlumdur» demekle dahi, köle kendinden küçük olmak suretinde, ittifakla, ve büyükolmak suretinde, indelimam, ıtık sâbit olur ki, o kimse onun hakkında, ıtkını ikraretmiş olur. Eğer ikrarında sadık ise, yâni itakı vâki ise, köle — kazaen ve diyaneten — ve eğer kâzip ise, yalnız — kazaen — azat olmuş olur.