Kinâyeli sözler ve hükümleri

Talâk için istimal edilmek üzere tâyin edilmemiş olduğu halde, o mânâda kullanılan, ve fakat başka mânâyı da muhtemel bulunan kelimeler, talâkın kinayeli lâfizlarındandır.

Ehline lâyık ol, yuların boynundadır, babanın evine git, benden git muradına er, örtün, başını ört, sen azadsın, kendine koca ara, cehenneme kadar yolun açıktır, sen bana leş gibisin, senin kocan değilim, sen benim karım değilsin, sen benden bainsin, ben senden ayrıldım, gibi ki, bunlar talâk mânâsını ifadede sarih olmayıp, ona ve diğer mânâya dahi muhtemel olmakla, onlarla talâkın vukuu, zevcin niyyetine ve yahut - talâk müzakeresi - gibi karineye delâlet eder.


Maksud ve meramını anlatmış olmak hasebiyle, sözde asl olan sarahattir. Arabîde (tatlik) talâk mânâsında sarih, ve (itlâk) o mânâda kinaye olduğu gibi, Türkçemizde dahi, (boşamak) lâfzı sarih ve (bırakmak) lâfzı kinayedir. Ancak, itlâk lâfzı, o mânâda mütearef olmadığı için, niyyete muhtaçtır. (Bırakmak) ve (terketmek) lâfızları ise, talâk mânâsında, mütearef olduğundan - niyyetsiz - talâkı bâyini mûciptir.

Bir kimse, zevcesinin babasına: «Ben senin kızını istemem, kime isterse varsın» demekle, talâkı niyyet etmiş olmadıkça, zevcesini tatlik etmiş olmaz.

Kezalik, bir kimse zevcesinin, mesireye gitme talebi üzerine: «Ben seni ip ile bağlamadım, boşsun git» deyip, bununla talâk murad etmediğini, söylese tasdik olunur.

Kezalik, bir kimse zevcesine, yükünden boş ol, deyip muradı, doğum yap halâs ol, demek olsa talâk vâki olmaz.

Kezalik, zevcesine, istediğin yere gidersin, bana karı olmazsın, demekten başka bir şey söylememiş olan kimse, mücerret bu söz ile, zevcesini boşamış olmaz.

«Sana dört yol açıktır» demekle, niyyet dahi etse, talâk vâki olmaz. Eğer «Hangi yolu istersen onu tut» cümlesini dahi, ilâve eder ve niyyet eylerse, talâkı bâin vâki olur.

Bir kimse, zevcesiyle çekişip ona «var yıkıl git» demekle talâk murad etmedikçe, onu tatlîk etmiş olmaz. «Artık ben seni istemem, babanın evine git» demek dahi böyledir.

«Cehenneme git» dahi, böyledir.

Kezalik, bir kimse zevcesiyle çekişip, zevci ona: «Senin muradın nedir?» dedikte: «Muradım seni boşamaktır» dese ve lâkin boşamasa, zevcesini, o sözle boşamış olmaz.

«Senin işin, kendi elindedir» tâbiri, Arabîde tefvizdir ki, talâk hakkını zevceye terk etmektir. Zevci tarafından, o tâbire muhatap olan zevce, o mecliste başka şey ile meşgul olmayarak, talâkı ihtiyar ve nefsini tatlik ederse, zevcinden boş düşer ve illâ düşmez. Nitekim, beyan olunur.

Ona anlaşılması kolay olan «İraden elinde olsun» tâbiri, bizce boşama elfazındandır. Binaenaleyh, zevcesine talâkın müzakeresi esnasında «İraden elinde olsun» diyen kimsenin zevcesi - niyyetsiz - mübane olur (1).

(Şart olsun) tâbiri dahi, talâkın vukuu için böyledir ki, Arabîde şart, talâkı incaz değil, talik ise de, Türkçede tenciz dahi olur ki, Behçede: «Şart olsun demek, avretim boş olsun mânâsında mütearef olan, belde ehlinden biri, zevcesine öyle demekle, onu boşamış olur» diye mezkûrdur.

Kezalik, «Başına gün doğsun» demek, ben seni boşadım, mânâsında mütearef olan, belde ahalisinden biri zevcesine öyle söylemekle, onu sarîhan boşamış olur.

(Senden geçtim) tâbiri müfarekat ettim, mânâsında mütearef olan belde ehlinden bir kimse zevcesine, talâk niyyetiyle, böyle söylese zevcesi ondan bâin düşer.

Nikâhı nefy etmek dahi, - niyyet ile - talâktır. Binaenaleyh, zevcesi için, talâk niyyetiyle «aramızda nikâh yoktur» diyen kimsenin zevcesi bâin olur.

Niyyetsiz, nikâhı nefy etmek talâk değildir: Evli olana «Evli misin?» diye, sorulan suale (değilim) diye cevap vermek - niyyetsiz - talâk olmadığı gibi, zevcesinin, ben sana zevce olmam, demesi üzerine, öyleyse, benim zevcem yoktur, demek dahi niyyet olmadıkça talâk değildir.

Bir kimse zevcesine: Anam yahut kızım veya kardeşim, demekle talâk vâki olmayıp (2), eğer talâk murad ederek «şimdiden sonra, anam yahut kız kardeşim ol» derse, onu bâinen boşamış olur.

------------------

(1) İraden elinde olsun, demek zevcenin talâkında mütearef olan, belde ehalisinden Zeyd, talâkın müzakeresi esnasında, zevcesi Hinde, iraden elinde olsun, dese Hind Zeydden talâkı bâin ile boş olur mu? Cevabı: Olur. Bu surette Zeydin talâk niyyeti yahut Hindin o mecliste, nefsini tatlîki lâzım mıdır? Cevabı: değildir.

(2) Zevceye, sen benim anamsın, demek yahut onu «kızım! hemşirem!» gibi tâbirlerle çağırmak, zıhâr değilse de, tahrimen mekruhtur.