Kasm

Erkekler evlenmiş oldukları kadınlar ile, iyi geçinmeğe memur olmakla beraber, hür olanlara göre dördü, ve erikkaya göre ikiyi tecavüz etmemek üzere, müteaddit zevce, tezevvücüne de mezundurlar.

Müteaddit zevce edinmeğe müptelâ olanlar (1), onlar arasında adalet etmekle mükelleftirler.

İşte kasm: Nikâhlıları arasında adâlet ve müsavat icrasından ibarettir. Birden ziyade karısı olanlar hakkında, bu da başka bir vâciptir: (2). Zevc onları sohbet ve muvanesette bulundurabilmek için, beraberce beytutette (3), müsavi tutar. Aralarında müsavat üzere, birer veya ikişer ... gün veya gece, tâyin ederek, her biriyle - nöbetleşe - beraber bulunup, ünsiyet eder. Hiç birinin nöbetini, diğerine geçirmez.


Nöbet müddet ve miktarını ve nöbetin başlangıcını tâyin vazifesi, kocaya aittir.

Zevcelerden biri, kendi nöbetini ortağına bırakabilir. Bıraktıktan sonra, yine isteyebilir. Zevc, onlardan birinin nöbetinde, izni olmadıkça diğerine gidemez. Meğer ki, hastalığı cihetiyle, iyadetine gitmiş olsun. Marazı şiddetlenirse, iyi oluncaya kadar kalabilir.

Onlardan birinin nöbetinde, zevc hastalanıp kalırsa - iyileştikten sonra - diğerinin nöbetinde dahi, o kadar kalmak lâzım gelir. Zevc, eğer onların bulunmadığı bir evde, hastalanmış ise, her zevcesini kendi nöbetinde yanına çağırır.

Kasm işinde, zevcenin bâkiri ve seyyibi, eskisi ve yenisi, genci ve ihtiyarı, müslimesi ve kitabiyyesi, âdetlisi ve lohusası, sıhhatlisi ve hastası müsavidir.

Zevcin bu hususta, hiç bir veçhile, itirazı makbul olmaz..

Müsaferette kasm yoktur. Zevc dilediği zevcesiyle müsaferet eder. Münasip olan, kurrâ atmaktır. Hasta zevc, iyileştikten sonra, yine nöbetine müsavat üzere riayette bulunur. Diğerlerinin: «müsaferet ettiğin ile bulunduğun müddet kadar, şimdi bizimle bulunmalısın» demeğe hakları olmaz.

Seferî olmadığı zamanda, zevc, nöbet tertibinden evvel, zevcelerinden birinin yanında, bir çok müddet bulunmuş olur da, diğeri dâva ederse, hâkim bundan böyle müsavata riayet etmesini, zevce emr ve tenbih eder. Müsavata riâyette bulunmayan zevc hapisten gayri sûretle, tâzir olunur.

Kasm: Nikâhlılar arasında, müsavat icrasından ibaret olmakla, serârî (odalıklar) arasında, kasm lâzım değildir (4). Menkuhaların biri başkasının memlûkesi bulunmak sûretinde, hürre ile onun arasındaki nöbet dahi, müsavat üzere değildir.

Nikâhı rakîk faslında mezkûr olduğu ve usulde mukarrer bulunduğu üzere Rikkiyyet, helâliyyet ve onun ferîleri gibi, keramatı dünyeviyyeye ehliyette, halin kemâline münafîdir: Hill hususunda, rakîk kâmilül-hâl olmadığından, ikiden ziyade zevce alamadığı, ve hürre üzerine, câriye nikâhlanamadığı gibi, hillin ferilerinde dahi, rik ehli kâmilül-hal olamadıklarından, câriyenin iddeti iki âdet veya mukadderin yarısıdır. Talâkı ikidir. Kasmda, cariyenin hürre ile hakkı, üçte birdir. Üçte iki de hürrenindir.

Kasm, zikrolunduğu üzere, elde olan işlerde, vâciptir. Muhabbet gibi, elde olmayan işlerde, ve neşâtı mutevakkıf bulunan hususatta, kasme riâyet vâcip değildir (5). Zevce, hükmen vâcip olan, zevcesiyle zevciyyeti müddetinde bir kerre - muvakaa - etmektir.

------------------

(1) Zimahşerî, «Dalgalar içinde yüzenler mi, yoksa müteaddit kadınla evli olanlar mı bedbahttır, bilemem.» demiştir.

(2) Murafaada, hâkim kasmı zevce emr eder. Bu hükümden sonra, kasm etmeyen zevc, tâzir ve ukubet olunur.

(3) Burada, mekûl ve melbus ve süknanın ziyadesi, nafaka babındaki ifadeyemuhaliftir ki, orada - müftâbih kavl - nafakanın, zevciyyet haline göre, muteberolmasıdır. Fakir zevce ile ganî zevcenin nafakası bir olmamak lâzımdır.

(4) Müteaddid nikâhlısı olan kimse, onları kendi rızaları olmadıkça, bir evdebir araya getiremez. Bu bapta dahi, odalıkların rızası aranmaz. Odalık ile cemindezevcenin dahi rızasına bakılmaz. Çünkü, câriye, evin eşyası menzilesindedir.

(5) Bütün menfaatlarda, müsavatı gözetmek müstahaptır.