Farz ve vaciplerin binek üzerinde kılınması

Binek üzerinde, şehir harici olmak şartiyle, ancak nafile kılınır. Farz olan namazları ve salâtı vitir ve nezr ve iki bayram ve nafile olarak baş lanıp ta (1) ifsad edildiğinden dolayı, kazâ olunan namaz gibi, vâcib bulunan namazları ve cenaze namazını, binek üzerinde kılmak ve yerde okuduğu âyetin secdesini binek üzerinde edâ etmek câiz olmaz (2).

Meğer ki, bir zarurete mebni ola (3).

Zarûret sebebiyle, farzın dabbe üzerinde kılınması

$

kavli kerîmiyle mansus olup (4), vâcib dahi, farza mülhaktır.


Zaruret; inmek takdirinde, refikleri durmazsa (5), nefsi veya dabbsi, yahut elbisesi hakkında, hırsız korkusu ve yahut nefsi veya dabbesi hakkında canavar korkusu ve yağmur sebebiyle yerin yüzü gaip ve mülevves olacak derecede, çamur olması ve üzerine serilecek şeyi, itlâf eylemesi gibi şeylerdir.

Yerin yalnız yaşlığı, binek üzerinde namaz kılmağı mübah eylemez. (Dabbesi olmayan dahi, çamurda namaz kaimen ima ile kılar).

Hayvan serkeş olmak ve serkeş olmasa bile binen, âciz bulunmak cihetiyle indikten sonra, onu bindirecek kimse bulunmamak dahi özürdür.

Özür zevaliyle, kılınan namaz iade olunmaz.

Nüzül ve rukûb sebebiyle hastalığı, ziyadeleşecek veya iyiliği gecikecek olan hasta dahi, farzı binek üzerinde, kılmak câiz olur.

Mümkün olursa hayvanı, kıbleye müteveccih olarak durdurur. Mümkün olmazsa durdurmayıp, müteveccih olduğu cihete doğru ima eder.

(Bu, hastaya mahsus değildir. Belki, farz ve ona mülhak olan vacip namazı, hayvan üzerinde kılmanın — alelitlâk hükmü — balçık mekân için dahi budur. Âcizin kıblesi, kaadir bulunduğu cihettir).

İnince, binmeğe kaadir olmayan kimse, yardımcı bulmak meselesi, gayrin kudretiyle kaadir olmak meselesidir ki, o imam indinde âciz ve imameyn indinde kaadir sayılır. Mahremsiz ve kocasız, inmeğe kaadir olmayan kadın gibi ki, o dahi gayrin kudretiyle, kaadir demektir.

(Bu bapta, kavli imameyn, muraccah olduğu, bâbül-cumada mezkûrdur) .

Mahfe içinde bulunan iki arkadaşın biri indiği vakit, diğeri yahut arada olan çocuk, kendi makamına kaim olmamak dahi,'namazı dabbe üzerinde kılmağı, câiz kılan hallerdendir.

Dabbeye yüklenmiş olan mahmel içinde, namaz kılmak dahi, hükümce dabbe üzerinde, namaz kılmak gibidir. Dabbe gerek gidici, gerek durucu olsun.

Eğer hayvan durdurularak, mahmel, altından bir destekle, yere yerleştirilirse, arz hükmünde olur ve artık ondan kılınan farz namaz, rükû ve sücud ile ancak, kaimen sahih olur. Kaiden olmaz. Eğer kıyam yahut nüzul, mümkün olmazsa, kaiden kılar.

------------------

(1) Velev ki, kaiden şürû edilmiş olsun.

(2) Âyetini dabbe üzerinde okumuşsa, secdesini dahi, dabbe üzerinde etmek,sahih olur. Yâni îma ederek.

(3) Hülâsada demiştir ki, dabbe üzerinde farz kılmak, özürle câiz olur. Hayvanı durdurmak mümkün olursa, müstakbel kıble olarak, durup îma eder. Mümkün olmazsa, hayvanın müteveccih olduğu cihete - velevki kıble arkada kalsın kılar.

(4) Mezkûr kavlî kerîm, bakara sûresi âyetlerindendir. «Eğer korkarsanız namazları ayakta, veya binek üzerinde kılabilirsiniz» demektir. (Bakara: 239).

(5) Bu kayıt galibidir. Refiklerinin durmalarının dahi, hırsızın menine, faidesiolmadığı olur. O halde, namazı hayvan üzerinde kılmak, yine caiz bulunur.