Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

İLİMLERİN SINIFLANDIRILMASI

13 Resûl-i Ekrem (sav): "İlim, taleb edilip öğrenilmesi, her mü'min erkek ve kadın üzerine farzdır"(15) buyurmuştur. İslâm ulemâsı; şer'i delilleri esas alarak ilmi, "Farz-ı Ayn" ve "Farz-ı Kifaye" olmak üzere, iki sınıfta mütalaa etmiştir.(16)

İSTİNCA (HACETLERDEN TEMİZLENME)

394 İstinca: pislik yolundan çıkan necaseti gidermektir.(315) İmam-ı Merginani: "İstinca sünnettir. Zira Resûl-i Ekrem (sav) bunu titizlikle ve devamlı olarak yapmıştır"(316) hükmünü zikretmektedir.

 395 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Kim taş ile istinca ederse bunu tek etsin. (Üç, beş, yedi vs.) Kim bunu yaparsa güzel yapmıştır. Kim yapmazsa ona birşey lâzım gelmez" Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi fûkahası: Taş ile istincanın şart olmadığını, aksine su ile istincanın daha efdal olduğunu beyan etmiştir.(317)

İMAN

Ebu Hureyre (r.a.) bir hadisinde şöyle anlattı:

Abdestin Farzları

Abdest Abdest, belli organları usûlüne göre yıkamaktan ve meshetmekten ibâret dinî bir temizliktir. Pek çok ibâdet abdestsiz yapılamaz. Meselâ: Abdestsiz bir kimse namaz kılamaz, Kâbe'yi tavaf edemez, Kur'ân-ı Kerîme el sûremez. Abdestsiz olduğunu bildiği halde namaz kılan dinden çıkar. Abdestin Farzları Abdestin farzları dörttür: Yüzünü yıkamak, Kollarını (dirsekleriyle beraber) yıkamak, Başının dörtte birini meshetmek, yâni elini su ile ıslatarak başına sürmek, Ayaklarını (topuklarıyla beraber) yıkamak. Abdestin Sünnetleri Niyet etmek, Eûzü ve Besmele ile başlamak, Evvela ellerini bileklerine kadar yıkamak, Misvak kullanmak, Bir âzâ kurumadan diğerini yıkamak, Ağzına ve burnuna üç kere su vermek, Kulağını meshetmek, Parmakla

Kabirde Suâl ve Cevapları

Kabir Suâli İnsan öldükten sonra kabre konulunca ona iki melek gelip; rabbinden, dininden, peygamberinden, kitabından, suâl sorarlar. Îman, itaât ve iyi amel sahiplerine Cenâb-ı Hakk orada meleklerin suâline cevap verecek bir kudret verir. Böylece meleklerin suâllerini cevaplandırmaya muktedir olurlar. Fakat kâfirler ve isyan ehli, Münker ve Nekir adlı suâl meleklerini görünce, heybetlerinden korkarak tutulup kalırlar, cevap veremezler. Melekler, suâllerine cevap verebilen mü'minleri cennetle müjdeler ve o andan itibaren bu mü'mine ilâhi ihsan ve mükâfatlar başlar. Cevap veremeyen kâfirlere ve günahkârlara ise: "Vah, yazıklar olsun sana" derler. Ve o kimsenin vücûduna cehennemden derhal mânevi bir hat bağlanır. Artık kabrinde sıkıntı içinde â

Havale

Havale´nin Tarifi

Havale lugaita nakl veya intikal anlamına gelir. Istılahta ise bir bor­cun bir zimmetten diğer bir zimmete nakledilmesini gerektiren bir akiddir. Muğni´î-Muhtaç´da^ şöyle tarif edilmektedir: ´Havale, malın bir zimmetten başka bir zimmete intikal etmesidir´. Fakat birinci tarif daha fazla kullanılmaktadır.

Havale´nin Meşruiyeti

Şu hadîsler, havalenin meşruiyetine delâlet etmektedir:

Zengin kişinin, borcunu ödemeyi uzatması bir zulümdür. Sizin biri-niz(in talep etliği şeyin edası) bir zengine havale edildiğinde

(havaleyi kabul ile ona) müracaat etsin.[1]

Zengin birisinin üzerine havale yapılırsa, o havaleyi kabul etsin.[2]

Selam

2301 - Soru: Bir Müslümana gayrimüslim selâm verse, Müslüman ona nasıl mukabele etmelidir?
Cevap: Efendimiz (sav)'in ashaba ve dolayısıyla bizlere bu husustaki emri şöyle olmuştur: "Ve aleyküm deyiniz."
2302 - Soru: Haram olan şeyleri işleyen bir adama selâm verilip verilmeyeceği hakkında bilgi verir misiniz?
Cevap: Bir kişi "Harama helâldir" demedikçe, sırf bazen haram işliyor diye selâm vermeyi kesmek doğru değildir.
2303 - Soru: Memleketimizde kadınlar erkeklere selâm veriyorlar. Bunun bir mahzuru var mıdır?

KİTAB-UL-EYMAN (YEMİN)



Yemin

Yeminin kısımları

Yeminin hükmü

Zihâr

Liân



Liânın sıfatı



İnânet (Cibab veya hısa sebebi ile ayrılma)



İddet



İddetin nevileri



İddetin tedahülü



İddet nafakası



Hidat' veya ihdat



Bazı meseleler ve hal tarzları



Erkeklerin iddeti



Hadâne



Nesebin sübûtu ve istilad



Dâî (Evlâtlık)

Zevil Erhamın Mirasçı Olması

Zevi´l-Erham´ın Tarifi

Ertem kelimesi, rahm´in çoğuludur. Rahm, lugatta yakınlık mânâsına gelir. Zevi´l-erham´m feraiz ilmi ıstılahındaki anlamı ise, ölen kişinin mirasçıları dışındaki akrabalarıdır. Bunlardan daha önce bahsetmiştik.

Zevi´l-Erham´ın Mirasçı Olmasının Şartları

Zevi´l-Erham´ın mirastan istifade edebilmeleri için şu şartların bu­lunması gerekir:

A. Karı veya koca hariç, ölen kişinin terekesini pay ve asabe yoluyla alacak kimse bulunmamalıdır.

Ahkâm-ı vuzû (Abdeste ait hükümler)

$

Vuzû', ki abdesttir, vezâettendir. Vezâet: hüsün ve nezafettir. Şer'an vuzû': mâruf üç âzâyı yıkamak ve başa mesh eylemekten ibaret, özel bir temizilktir. (Mesih, başın rub'unda nezafet mânâsı aşikâr değil ise de, itibar galibedir).

Onda lûgat mânası dahi vardır. Çünkü, abdest dünyada, âzâyı tanzif ile temiz ve müstahsen kıldığı gibi onunla ibadeti hakka kıyam olunduğu için, âhirette dahi sahibine ravnak olur.

(Abdest) yüze nur ve kalbe sürürdür.

ABDEST'İN MEKRUHLARI

308 Abdest'in mekruhları şunlardır:
a) Mazmaza ve iştinşakı sol elle yapmak,
b) Özürsüz olarak sağ elle sümkürmek,
c) Suyu yüze şiddetle çarpmak,
d) Abdest almak için bir kap tayin edip, o kaptan başkasına abdest aldırmamak,
e) Bir su ile üç defa mesh etmek.(111)

  Güneşte ısıtılan su ile abdest almak da mekruhtur. Resûl-i Ekrem (sav) Hz. Aişe (ranha)'nin suyu güneşte ısıttığını görmüş: "-Yapma Hümeyra!.. Çünkü bu baras illetini doğurur" buyurmuştur. Hz. Ömer (ra)'den de, buna benzer bir rivayet nakledilmiştir. Hem Hanefi, hem Şafii fûkahası bu hususta müttefiktir."(112)

GUSÜL ABDESTİ İLE İLGİLİ DİĞER MESELELER

332 Cünüb, hayız ve nifas hallerinde olan mükelleflere (bu hallerden temizlenmedikleri süre içerisinde) haram olan birtakım fiiller mevcuttur. Bunlar;
  a) Bir ayet-i kerime miktarı dahi olsa Kur'an-ı Kerim okuyamazlar ve O'na (Kur'an'a) el süremezler.(169) Ancak dua ve zikir yapmalarında herhangi bir mahzur yoktur.

Namazın Mekruhları

1038 - Soru: Namaz dışında parmak çıtlatmakta mekruhluk var mıdır?
Cevap: Bunda bir kerahet yoktur. Namaz içinde mekruh olduğunun ifadesi, namazı bozacak "amel-i kesir" olma tehlikesi veya namazın sevabını azaltan bir iş olmasından ileri gelmektedir.
1039 - Soru: Ezan okunduğu sırada camide bulunan kimse, ezanın okunmasından sonra o vaktin namazını tek başına kılsa ve camiden çıkmış olsa namazı mekruh olur mu?
Cevap: Halkın davetine icabet etmiş olması bakımından camiden çıkması mekruh olmazsa da, cemaati terk etme kerahetinde bulunmuş olur.
1040 - Soru: Namazda gözleri yummanın keraheti neden ileri gelmektedir?

İskat-ı savm

İskatı savm dahi, iskatı salât gibi farz ve vacip olarak, meyyitin zimmetinde kalmış olan, oruçlara taallûk eder.

Her günlük oruca, her namaz için olduğu gibi, bir fidye verilmek lâzım gelip, fidyenin miktarı, lüzum ve itasının sureti ve devrin icrası, kitabı salâtın iskat faslında beyan olunduğu veçhiledir (1).

Kazâ olunacak ramazan orucunun günleri malûm olduğu gibi, nezr edilmiş olan savmın günlerinin miktarı dahi, nezr edence malûmdur. Kefareti var ise, o da malûm olmak gerekir. Vasiyyeti de, ona göre olur. Vasiyyetin lüzumu, kazâ lüzumunun fer'idir (2).

Kadınlar, âdet ve lohusalık günlerinde geçen, namazları kazâ etmezler ise de, oruçları ederler.

------------------

Nesebin sübûtu ve istilad

Neseb: Ebeveyn cihetinden olan, iştiraktir.

Çocuğun nesebi, onu doğuran anadan şüphesiz sabittir (1). Babadan sabit olmayabilir (2).

Nesebin sübutü için, üç mertebe vardır (3):

Birincisi: Sahih nikâhtır. Fâsid nikâh dahi, doğum olduğu takdirde ona mülhaktır.

Bunun hükmü, neseb dîvetsiz (4) sâbit olmak, ve yalnız nefy ile müntefî olmayıp, sahih nikâha göre, liân ile müntefî olabilmektir. (Liân babına bakınız.)

İkincisi: İstilâddır ki, cariyeyi, âtîdeki beyan veçhile, ümmü veled kılmaktır-

Bunun hükmü, neseb dîvetsiz sabit, ve yalnız nefy ile müntefî olmaktır (5).

Üçüncüsü: İstîlâdın olmamasıdır ki, teserrî suretinde, cariye ümmü veled olmamaktır.