Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

MÜSLÜMANLARIN MASLAHATI, SAVAŞ HUKUKU VE BARIŞ

Soru: "İslâm ülkelerinin birbirleriyle olan ilişkileri pamuk ipliğine bağlıdır. Çeçenistan Devlet Başkanı, İslâm ülkeleri yardım etmediği için, Katolik Hristiyanların lideri olan Papa'ya müracaat etmek zorunda kalmıştır. Bir sohbette bu konu açıldı. Değişik görüşler ortaya atıldı. (...) Savaşın sebebi küfür müdür, yoksa fitne ve fesad mıdır? Müslümanların savaşı temenni etmeleri caiz midir? Cihad ibadetini ihlâsla edâ etmekle, düşmanla sulh yapmak arasındaki münasebet nedir? (...) Müslümanlar savaş esnasında gayrimüslimlerden yardım isteyebilirler mi? Bu konuyu müzakere ederken, birbirinden farklı rivayetler ortaya atıldı. (...) Peygamberimiz (sav)'in Medine'yi korumak için yardıma gelen birisine, iman edip-etmediğini sor

HİDAYET - DALALET VE HÜKÜMLERİ İLE AMEL

Soru: "Halk arasında yaygın olan, "İman ile paranın kimde olduğunu bilinmez" sözü, bir tartışmaya vesile oldu. (..) Hidayet (iman) ile küfür, gece ile gündüz gibi birbirinin zıddıdır. İmanın kimde olduğu bilinmediği takdirde, İslam ahkamının uygulanması mümkün olabilir mi? (..) Dalaletin keyfiyeti nedir? Bir insanın; başkalarını da dalalete sürüklemesi sözkonusu ise, iddialarına cevap verilmesi gerekmez mi? Değişik gerekçelerle susmak, hidayet ile dalaletin birbirine karıştırmasına sebeb olmaz mı? Müslüman olduğunu söyleyen bir kimsenin, küfür ahkamı ile hükmetmesi ma'zur görülebilir mi?"

SAHİH İMAN İLE SALİH AMEL ARASINDAKİ MÜNASEBET

Soru: "Merhum şehid Sedat Yenigün; MTTB'de yaptığı sohbetlerde, Türkiye'yi tarif ederken "Mozaik Toplum" tabirini kullanırdı. Bizim sülalemiz de aynı vasfı taşımaktadır. Dedemiz hafız olan ve Osmanlı'nın son yıllarında müftülük yapan bir alimdir. (..) Büyük amcamın oğlu, üst düzey bir bürokrattır. Kendisi "İslam fıkhına irtica, müslümanlara mürteci" diyen zalimlerle aynı zihniyete sahiptir. Küfrünü gizlemez. Ancak insanlara iyilik etmeyi sever. (..) Ortanca amcamın oğlu, sorulduğu zaman müslüman olduğunu söyleyenlerdendir. Çağdaş uygarlık adına, İslam fıkhının hükümlerini hafife alır ve masonlarla gayet iyi geçinir. (..) Müslüman olmayan bir kimse; insanlığa faydalı olan hizmetleri yaptığı için, ahirette herhangi

Müdarebe ortaklığı



Mudârebe ortaklığı, kâr şirketidir. Bir taraftan sermaye, diğer taraftan emek ve iş görmek üzere yapılan bir çeşit ortaklıktır.
Bu nevi ortaklıkta sermaye bir veya müteaddit kimselere ait olur, sermayeyi işler hale getirip üretmek ise diğer bir kimseye ait olur. Sâyin neticesinde elde edilecek kâr da belirli bir nispet ve ölçü ile müşterek olur.
Bu çeşit ortaklıkta çalışan kimseye Mudârib, sermaye sahibine de Rabbülmâl adı verilmektedir. Bu ortaklığa diğer bir isim olarak "Mukraarada" da denilir.

İddet

lügatte iddet, saymak mânâsına gelir. İddet´in ıstılahı mânâsı ise kadının kocasından ayrılmasından sonra başkasına varmadan beklemesi gereken müddettir. Bu, kadının hamile olup olmadığının bilinmesi, ric´î talakta evlilik hayatına tekrar dönme imkânının verilmesi (ve boşamayı kötüye kullanmalardan korumak) içindir.

İddet´in Meşruiyetinin Delili

İddet´in meşru olduğu, Kur´an, Sünnet ve İcma ile sabittir. Aşağıda bu hususla ilgili ayet ve hadîsler zikredilecektir. Bunlar, iddet´in hükümlerini beyan ederek meşruiyetine delâlet etmektedir.

İddet´in Meşruiyetinin Hikmeti

Kocası ölen kadın şu sebeplerden ötürü iddet bekler:

A. Ölen kocanın hakkını yerine getirmek, hakka karşı vefakârlık gös­termek.

Haccın sünnetleri

Haccın sünnetleri: Tavafı kudum, remel, hervele, eyyamı nahr geceleri Minâda gecelemek, üç cemre arasındaki tertibe riyaet gibi, şeylerdir: Sayılacak olursa:

1 — İhrama girerken yıkanmak, yahut abdest almak (1).

2 — İki rekât namaz kılmak (2).

3 — Beyaz bir ridâ ile, beyaz bir izar tutunmak (3).

4 — Güzel koku sürünmek (4).

5 — İhram bağlanmış olduktan sonra, vasat derecede sesini yükselterek, bol bol telbiye ve salâvatı şerife etmek (5).

6 — Telbiyeyi her başlayışta, üç kere etmek.

7 — Resûlü ekrem sallâllâhü teâlâ aleyhi ve sellem efendimiz hazretlerine, salâvatı şerife getirmek.

8 — Cenabı Hakka duâ etmek (6).

9 — Mekkei mükerremeye duhul için, yıkanmak.

Nikâhta vekâlet ve fuzuli müdahilin akdi

İzdivaç edecek hür bâliğ ile, hürrei baliga nikâhlarının akdini, şâhitler huzurunda — kendilerinin hazır bulunmalariyle — icrâ edebilecekleri gibi, — vekâletle — dahi icra edebilirler ki, birinin bizzat kendi ve diğerinin vekili yahut her ikisinin de vekili, akdi yapmış olur.

Memlûkün ve bâliğ olmayanın akidleri, icazete mütevakkıf olmakla, onların bu bapta tevkili, yâni kendi taraflarından vekil tâyin etmeleri dahi, sahih ve semeredar olmaz. Vekilin ancak, âkil ve mümeyyiz olması şart olduğundan, memlûk ve matuh ve mümeyyiz sabi, vekil olabilir.

Tevkîl — ki bir kimse kendi işini (konumuza nazaran, nikâh akdi hususunu) başkasına tefviz edip, onu bu işde, kendi yerine ikame eylemektir — şahide muhtaç değildir.

Başlıca Büyük Günahlar

Günah Nedir ve Başlıca Günahlar Günah: Allâh'ın haram kıldığı herhangi bir şeyi yapmaktır. Günahlar İki Kısımdır Büyük günahlar, Küçük günahlar. Başlıca Büyük Günahlar Allâh'a ortak koşmak, Adam öldürmek, Nâmuslu kimseye iftira etmek, Zina etmek, Harpten kaçmak, Sihir yapmak ve yaptırmak, Yetim malı yemek, Ana ve babanın, meşrû isteklerine karşı gelmek. Harem-i şerifte günah işlemek. Fâizcilik yapmak, Hırsızlık yapmak, İçki içmek. Her ne kadar sayı itibâriyle büyük günahlar 12 ise de, ictihâden bu günahlardan biri kadar çirkin olan herhangi bir günah da büyük günahtır. Ayrıca devamlı yapılan küçük günahlar da büyük günah olur.

IMAMET'E GEÇIRILMESI MEKRUH OLAN KIMSELER

495 Fasik'in imameti tahrimen mekruhtur: Ibn-i Abidin: "Fasik dogru yoldan çikan manasinadir. Ihtimal ondan murad; içki içen, zina eden ve faiz yiyen gibi büyük günahlari irtikap edendir.(233) Bercendi'de dahi böyle denilmistir. Mi'raç'ta su satirlar vardir: "Ulemamizin söylediklerine göre Cum'a'dan baska namazda fasika uymamak gerekir. Çünkü Cum'a'dan baska namazda fasiktan baska imam bulunur. Fetih sahibi diyor ki, "Bu izaha göre Cum'a namazi sehirde birkaç yerde kilindigi zaman Imam-i Muhammed (rha)'in müftabih olan kavli geregince Cum'a'da uymakta mekruhtur. Çünkü baska yere gitmek elindedir"(234) hükmünü beyan etmektedir. Bahsin devaminda "Fasik"a niçin uyulmamasi gerektigini su cümlelerle beyan etmemektedir: "Onu (Fasik'i) imamliga geçirmenin mekruh olusunu u

Nikah

Nikâhın lügat mânâsı bitiştirmek, bir araya getirmektir. Istılahı mânâsı ise eşlerin meşru bir şekilde birbirlerinden istifade etmelerini sağlayan akiddir. Buna nikâh denmesi, erkek ve kadım bir araya getirip birleştirmesindendir. Araplar, cinsî münasebet için ele, akid için de nikâh kelimesini kullanırlardı. Fakat akid için hakikî anlamda, cinsî münasebet için ise mecazî anlamda kullanırlardı. Kur´an´da geçen nikâh lafızlarının tümü, akid mânâsındadır. Bunlardan biri şu ayettir:

Ey mü´minler! Mü´min kadınları nikahlayıp da onlara dokunmadan boşadığınız zaman sizin için onlar üzerine sayacağınız bir iddet yoktur.

(Ahzab/49)

Sargı ve Yara Üzerine Mesh

Sargı ve Yara Üzerine Mesh

11. BÖLÜM: RIZK VE KAZANÇ TEMİNİ BAHSİ

11. BÖLÜM: RIZK VE KAZANÇ TEMİNİ BAHSİ

ZİRAİ MAHSÛLLERİN VE MEYVALARIN ZEKÂTI (ÖŞÜR)

918 İmam-ı Kasani "Öşür'ün" (Zirai mahsûllerin ve meyvaların zekâtının) kitap, sünnet ve icma ile sabit olduğunu beyan ettikten sonra: "Bu hususta Allahû Teâla (cc)'nın şu kavli vardır: "Ey iman edenler!.. (Hak yolunda) infakı, kazandıklarınızın en temizlerinden ve sizin için yerden çıkardıklarımızdan yapınız" (El Bakara Sûresi: 267) Resûl-i Ekrem (sav)'de: "Yağmur ve akar sularla (külfetsiz) olarak sulanan yerlerin mahsûlünden onda bir (Öşür), diğerlerine (Dolap ve kovalarla sulananlarda) yarım öşür (yirmi'de bir ) vardır" buyurmuştur. Sahebe-i Kiram'da "Öşür" hususunda icma etmiştir"(143) hükmünü beyan eder. İbn-i Abidin: "Öşür 1/10 (Onda bir) demektir. Burada ondan murad öşre nisbet edilen şeylerdir. Tâ ki ünvan, öşrün ya

SİYASET, HİLAFET VE İMAMET MESELESİ

212 Kur'an-ı Kerim'de: "Ey iman edenler, Allah'a itaat edin. Peygambere ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin. Eğer birşey hakkında çekişirseniz onu Allah'a ve Peygambere döndürün. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, bu hem hayırlı, hem netice itibariyle daha güzeldir" (En Nisâ Sûresi: 59) hükmü beyan buyurulmuştur. İmam-ı Şafii (rha) bu Ayet-i  Kerime'yi zikrettikten sonra: "Araplar imamet diye bir müesseseden habersizdiler. O dönemlerde Araplar indinde, bazı kimselerin, diğer bazı kimselere itaat etmesi sevimli bulunan birşey değildi. Kat'iyyen beğenilmezdi. Allahû Teâla (cc) ulû'l-emr'e itaati de emretmektedir. Ancak bu mutlak manada itaat değil, istisnai bir itaattir. Yani hak ve vecibelerde itaat!.. "Eğer birşeyde ihtilafa d

ZÜHD VE REKAİK

Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü´nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ölüyü üç şey takip eder. İkisi geri döner, biri orada onunla beraber kalır: Ölüyü ailesi, malı ve ameli takip eder. Neticede ailesi ve malı geriye döner. Sadece ameli kalır."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 5260

Amr b. Avf (r.a.) şunları anlatmıştır: