Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ VE SİGORTA AKDİ

Soru: "Bütün devletlerin, kendilerine mahsus sosyal güvenlik sistemleri vardır. Konuları birbirinden farklı olan resmi veya özel sigorta şirketleri faaliyet göstermektedir. (...) Türkiye'de, 'mezarda emeklilik' meselesi tartışılmaktadır. Hükümet sözcüleri; başta SSK olmak üzere, sosyal güvenlik sisteminin iflas etmek üzere olduğunu iddia etmektedirler. (...) Bir sohbette bu konu açıldı ve değişik tezler ileri sürüldü. İslam fıkhında sosyal güvenliğin olup olmadığı üzerinde duruldu. Bazı arkadaşlar, zekat ibadetinin sosyal güvenliği sağladığını iddia ettiler. Zekata müstehak olan sekiz sınıfın, güvenliğe ihtiyaç duyan sınıflar olduğunu belirttiler. Aksini savunan arkadaşlar da oldu. Mevcut sigorta kanunları, değişik açılar

Müslüman Çocuğuna Bazı Dini Sualler

Müslüman Çocuğuna Bazı Dini Sualler SUAL - Sen müslüman mısın? CEVAP - Müslümanım Elhamdülillâh. SUAL - Müslümanım demenin mânası nedir? CEVAP - Allâh'ı bir bilmek, Kur'ân-ı Kerîm'i ve Muhammed Aleyhisselâm'ı tasdik etmektir. SUAL - Ne zamandan beri müslümansın? CEVAP - "Belâ" dediğimiz zamandan beri müslümanım. SUAL - "Belâ" zamanı neye derler? CEVAP - Misâk'a derler. Yâni Cenâb-ı Hakk ruhlarımızı yarattığı vakit bunlara hitaben "Elestü birabbiküm" yâni (Ben sizin rabbiniz değil miyim?) diye sordu. Onlar da "Belâ" (Evet Rabbimizsin) dediler. O zamandan beri müslümanım demektir. SUAL - Rabbin kimdir? CEVAP - Allâh. SUAL - Seni kim yarattı? CEVAP - Allâh. SUAL - Sen kimin kulusun? CEVAP - Allâh'ın kuluyum. SUAL - Allâ

Duhul ve halvet

Mehri misil olsun, mehri müsemma olsun, bizce onun mûcibi sahih akiddir. Duhul, onun müekkedidir.

Mehir, üç mânânın biriyle, teekküd eder: Duhul, sahih halvet, vefat.

Bu mânâların biri hâsıl olmazdan evvel mehir, vücubü sabit ve şu kadar ki, - sukûtu muhtemel - olup, akidde sıhhat olmadığına göre, - duhulden evvel - vefat dahi vukubulsa, tamamen, ve akidde sıhhat olup ta, - duhulden evvel - talâk vukuuunda yarım olarak, sâkıt olur.

Zikrolunan üç mânâdan biri hâsıl olduktan sonra, zevce ve onun vefatı sûretinde, hak sahibi - kimse tenzil veya hibe yahut ibra - etmedikçe, mehirden bir şey sâkıt olmaz.

Duhul: Zevcin zevcesine mukarenetidir (1).

NAMAZI BOZAN SÖZLER VE FIILLER

525 Namazi edâ eden mükellefin; kasden veya unutarak konusmasi, namazi ifsad eder. Hanefi fûkahasi Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Muhakkak iste su bizim namazimizdir ki; içinde insanlarin kelâmindan herhangi birsey bulunmaz. Namaz ancak; tesbih, tehlil ve Kur'an-i Kerim'in kiraatidir" Hadis-i Serifini esas almistir.(287) Ayrica namazi edâ ederken birisine kasden selâm vermek, namazi ifsad eder.(288) Kasden kaydinin konulmasinin sebebi sudur: Eger unutarak selam verirse namazi bozulmaz. Çünkü selam zikir hükmündedir. Bu durumda unutma halindeki zikrin hükmüne dahil olur.(289) Kasdî oldugu zaman "Konusma" hükmündedir. Namazi edâ ederken; herhangi bir mü'minin vermis oldugu selami almak da "Konusma" hükmüne dahil olacagi için, namazi ifsad eder. Genel kaide sudur: Mutlak mana

Namaz

Salât lugatta hayır dua´da bulunma anlamını ifade eder.

Onlar için salât (dua) et. Şüphesiz senin salâtın (duan) onlara huzur verir. (Tevbe/103)

Yani ´Onların affedilmeleri için Allah´a dua et!´

Fakihlerin ıstılahında ise, iftitah tekbiriyle başlayıp selâmla sona eren ve kendine mahsus şartları bulunan söz ve fiillere salât denir. Bu söz ve fiillerin tümüne, içinde dua olduğu için salât denilmiştir. Çünkü dua, bunların en önemli kısmını teşkil etmektedir. Böylece kül! (bütün), par­çasının ismini almıştır.

Namaz´ın Hikmetleri

Namaz´ın birçok hikmet ve sırları vardır. Bunları şöyle özetleyebiliriz:

DÜNYADAKİ VE AHİRETTEKİ ŞEFAATİN KEYFİYETİ

Yaratılış itibariyle birbirine bağımlı olan insanlar, cemiyet halinde yaşamak durumundadırlar. Tek başına yaşamak isteyen insana "vahşi", onun içinde bulunduğu hale de "Vahşet" denilmiştir. İbn-i Abidin; farz olan ilimleri tasnif ederken: "Kulun dinini icrası, Allah(cc) için amelinin ihlası ve kulları ile muaşereti hususunda muhtaç olduğu ilimleri öğrenmesi İslam'ın farzlarındadındır"(1) diyerek, önemli bir mahiyeti gündeme getirmiştir. Kavmi, rengi, dili, dini ve meşrebi ne olursa olsun; insanlarla münasebetlerimizi, İslam'ın tayin ve tesbit ettiği sınırlar içerisinde sürdürmek durumundayız. Mü'minlerin birbirleriyle olan münasebetlerinde, kardeşlik hukukuna ve fütüvvet ahlakına riayet etmeleri farzdır. Resul-i Ekrem (sav)'in:

Süt Emzirme

1730 - Behce Fetvalarından: "Bir çocuğa, emzirme müddetinden sonra süt vermek ve zaruret olmadıkça kadının sütünden faydalanmak caiz olmaz" (H.Ec. 1/42)
Açıklama: Radâ (süt emzirme) müddeti iki yıldır. İki yaşını doldurmuş bulunan bir çocuğun, bir kadını emmesiyle radâ hükmü sabit olmazsa da zaruret olmadıkça büyük bir çocuğa süt vermek ve kadının sütünü başka bir şeyde kullanmak caiz değildir.
1731 - Behce Fetvalarından: "Babası fakir olan küçük çocuğu, sütlü bulunan annenin emzirmesine cebir kullanılır" (H.Ec. 1/42)

Tavaf

1388 - Soru: Bir kimse tavaf ederken farz namaz için kaamet getirilse ne yapması gerekir?
Cevap: Tavafı bırakıp imama uyar ve namazı tamamladıktan sonra tavafın eksik kalan şartlarını tamamlar.
1389 - Soru: Tavaf yapmaya gücü yetmeyen bir hastanın arkadaşları, hasta uyurken onu tavaf ettirseler, tavafının yerine geçer mi?
Cevap: Eğer onlara "Bana tavaf yaptırınız" demiş de ondan sonra uyumuş ise onların yaptırdıkları tavaf geçerli olur. Fakat hasta böyle bir şey söylemiş değilse, arkadaşlarının yaptıracakları tavaf, onun mükellef olduğu tavafın yerini tutmaz.
1390 - Behce Fetvalarından: "Hac yapan kimse, (farz olan) ziyaret tavafını terketse hac farizası ödenmiş olmaz" (H.Ec. 1/24)

Üç Talak Meselesi

Üç talak meselesi üzerinde müçtehidler ve fıkıh alimleri, birçok açıklamalarda bulunmuşlar ve bunun neticeleri hakkında mufassal bilgiler sunmuşlardır. Bu hususla ilgili fetvaları din kardeşlerimizin istifadesine arzetmeden önce kısa bir açıklama yapmakta fayda mülahaza etmekteyiz.
a) Ayrı ayrı zamanlarda birer birer boşama yaparak üç boşamada bulunmak
b) Önce bir, daha sonra iki talak ile üç boşama hakkını kullanmak
c) Önce iki, sonra bir boşamada bulunmak suretiyle üç talak vermek
d) Bir defada üç talak vermek suretiyle bütün boşama haklarını bir defada kullanmak.

DİNİN TARİFİ

96 ALLAHÛ TEÂLA (CC) tarafından vahiy yolu ile indirilen, peygamberler tarafından tebliğ edilen, insanların dünyada ve ahirette kurtuluşuna vesile olan itikadi ve ameli nizama din denilir.. Bu tarif, Hz. Adem (as) beri devam eden ve Allahû Teâla'nın (cc) katında yegane din olan İslâm'ın mahiyetini ifade eder.

Hayvanlarla İlgili Diğer Meseleler

1550 - Soru: Bir insan boğa besleyip de onu hayvanlara çekecek olsa karşılığında para alabilir mi?
Cevap: Peygamber Efendimiz (sav) öyle bir ücret almaktan bizleri yasaklamıştır. (Ebu Davud c. 3, s. 267-3429 rakamlı hadis-i şerif; Sünen-i İbni Mace, c. 2, s. 731-2160 rakamlı hadis-i şerif)
1551 - Soru: Bir inekten doğan keleyi, anasına çekmekte bir mahzur var mı?
Cevap: Hayvanın neslinin daha elverişli olması bakımından mahzuru olup olmadığını bir veterinerden sorunuz. Şayet bu hususta bir mahzur varsa bu yola tevessül etmemelidir. İlmen tesbit edilen bir zarara dinimiz de müsaade etmez.
1552 - Soru: Zararlı bir hayvan olduğu için bitin öldürülmesinin caiz olduğunu biliyoruz. Acaba biti ateşe vermek suretiyle öldürmek caiz mi?

KURBAN

Cundub b. Sufyan (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:

Kurban bayramı günü Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber hazır bulundum. Namazı kıldı, namazı bitirip de selam verince, namaz bitmeden önce kesilmiş olan bazı kurban etleri ile karşılaştı. Bunun üzerine: "Kim namazdan önce kurbanını kestiyse onun yerine bir kurban daha kessin. Kim kesmemiş ise besmele ile kessin" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 3621

Berâe (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:

KIDEM SIFATI:

149 Allahû Teâla (cc)'nın ezeli olması, yani vücûdunun bir başlangıcı bulunmaması demektir. Eğer Allahû Teâla (cc) kadim ve ezeli olmayıp; hadis olsaydı, var olmak için kendinden başka bir yaratıcıya muhtaç olurdu. Halbuki muhtaç olmak, aciz olmayı beraberinde getirir. Aciz olmak ise, Allahû Teâla (cc) için asla tasavvur edilemez. Vücûdu yokken, sonradan yaratılan bir şey, bir yaratıcıya muhtaçtır. Vücûdu kadim, yani zatının muktezası olan varlık ise, hadis olan bir varlık gibi yaratıcıya muhtaç olmaz. Kıdem sıfatının zıddı "Hudus"tur. Kıdem, Allahû Teâla (cc)'nın zatı hakkında vacip olduğundan, zıddı olan hudus aklen mümkün değildir. Bazı kâfirler: "Her şeyi Allahû Teâla (cc) yaratmıştır, peki Allahû Teâla (cc)'yı kim

Hil ve Harem

Harem lâfzından, haremi şerif dediğimiz, mescidi harâm mânası anlaşılır ise de, Harem ondan ibaret olmayıp, Hil mukabili olarak dahi, istimal olunur.

Mekkei Mükerreme ve civarının nebatı kesilmemek ve hayvanatı avlanılmamak üzere, etrafından hudut tâyin buyurulmuş ve nişan edilmiştir.İşte, o hududun dahili Harem ve harici Hil'dir. Bu tâyin edilen hudut, mevakitten başkadır. (Mevakit), ihram hudududur. Onlar, Mekkei Mükerremeye daha uzaktır (1).

Hillin en yakını, garb canibinden, Mekkeye üç dört mil mesafede olanıdır ki, Mekkei Mükerremeden, Omre çıkanlar, ihram için oraya çıktıklarından Omre tesmiye olunur. Asıl ismi, ten'imdir. (Omre faslına bakınız.)

------------------

ALLAH (CC)'IN FARZ KILDIĞI HAK VEYA "FERÂİZ"

1896 Ehliyet sahibi her insan; Allahû Teâla (cc)'ya iman etmek ve İslâmın çizdiği hududlar içerisinde hayatını devam ettirmek borcundadır. İmtihan alanını ve zamanını Allahû Teâla (cc) tâyin eder. İnsana düşen görev; hiç bir mâzeret ileri sürmeden "Bugün ölecekmiş gibi" hesâb gününe hazır olmaktır. Her canlının; er veya geç ölümü tadacağı kat'i nass'larla sabittir. İnsan ölünce; geriye (az veya çok) Allah'ın kendisine ihsan ettiği nimetleri bırakır!.. Bu noktada karşımıza: "-Bu nimetler kimlere ve ne şeklide teslim edilecektir? suali çıkar!.. Allahû Teâla (cc)'nın kat'i nasslarla edâ edilmesini emrettiği hususlardan birisi de; mirâs'ın hak sahiplerine teslimidir. "Mirâs, irs, verâset, tevârüs, mûris, vâris" aynı kökten