Fıkıh Sayfası
Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları
Günahlardan arınma mevsimi: Üç aylar (2)
O bakımdan ALLAH Teâlâ'nın kullarına tevbe kapısını, affetme, mağfiret eyleme kapısını açmış olduğu bir ayın kapısından geçmiş oluyoruz. Demek ki, Receb ayında tevbe edeceğiz, ALLAH Teâlâ'nın affını, mağfiretini isteyeceğiz. Şaban ayında Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin has ümmeti olmağa çalışacağız. Ramazan ayında da ALLAH Teâlâ'nın lütfuna ermeye, ümmet olarak mükâfatları kazanmaya gayret edeceğiz. Enes b. Malik (R.A.) den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, Receb ayına girdiği zaman: "ALLAHümme bârik lenâ fî Recebe ve Şaban ve belliğnâ Ramazan. = Ey ALLAH'ım! Receb ve Şaban ayını bize mübarek kıl. Ve bizi Ramazana ulaştır." diye dua ederlerdi. (Taberani, el-Mucemu'l-Evsat, No: 3951; 4/558, Beyhaki, Şuabu'l-Îman, Sıyam:23, No: 3815; 3/375)
Pislikler ve bunların temizlenme yolları
PİSLİKLER1 ve BUNLARDAN TEMİZLENME YOLLARI
Pisliğin Çeşitleri
[1][1]Ağır Pislikler:
Şarap, akmış kan,1 ölü (hayvan) eti2 ve derisi,3 eti yenmeyen hayvanların sidikleri, köpek pisliği, yırtıcı hayvanların tersi ve salyaları, tavuk, ördek ve kaz pislikleri ve benzerleri ile insan bedeninden çıkınca abdesti bozan şeyler ağır pisliklere birer örnektir.
Hafif Pislikler:
Hafif pislikler ise at idrarı,4 eti yenen hayvanların idrarı ve eti yenmeyen kuşların tersleri ve benzeri pisliklerdir.
Pisliklerin Ne Kadarına Göz Yumulur?
1) ERKEĞİN ERKEĞE KARŞI AVRETİ:
1659 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Erkeğin avreti; göbeği ile dizi arasında kalan kısımdır"(79) Hadis-i Şerif'ini esas alan Hanefi fûkahası: "Bir erkeğin; göbeği ile diz kapağı arası avrettir. Bir başka erkeğin bu kısma bakması haramdır. Resûl-i Ekrem (sav): "Diz kapağı avrettir" buyurmuştur. Bir erkek; diğer bir erkeğin avret mahallinin dışındaki uzuvlarına bakabilir" hükmünde ittifak etmiştir. İmam-ı Malik'e göre; diz kapağı avret değildir.
Zekat
ZEKAT
Zekâtın Mânâsı
Zekât, Arap dilinde iki mânâya gelir: Bunlardan birisi temiztir. Nitekim Allah Teâlâ'nın:
"Onların mallarından sadaka al; bununla onları (günahlar-1 n) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin." (Tevbe, 103) meâlin-d âyet-i celîlesinde zikri geçen "tüzekkîhim kelimesi bu mânâda kullanılmıştır. Bu kelimenin ikinci mânâsı, fazla-l şma ve artıştır. Meselâ, "bitki artıp fazlalaştı" mânâsına gelen| îke'zzer'u ifâdesindeki "zekâ kelimesi de binada kullanılmıştır.
Oruçla Kucaklaşmak
Orucun, şekil bakımından dikkat edilmesi gereken pek çok yönü vardır. Bu yüzden, mümin kişi orucu dinin temel rükünlerinden biri olarak kabul edip benimsedikten sonra, geriye sadece bir husus kalır: Orucu Rasulullah s.a.v.’in yaptığı şekilde yerine getirmek için elden gelen çabayı harcamak.
Oruç tutmak, gerek Allah’ın kitabı ve gerekse Hz. Peygamber s.a.v.’in hadisleri ile şartlarını taşıyan herkese farz olan bir ibadettir. Namaz, hac ve zekat gibi uyulması gereken kuralları vardır. Bu nedenle, diğer ibadetler yerine getirilirken istenen şartlara nasıl riayet ediliyorsa, oruçta da aynı hassasiyetin gösterilmesi gerekmektedir.
Mesela namaz kılan bir insan tekbir almak, rükû ve secdeye gitmek zorundadır. Bunlar kişinin kendi tercihine bırakılmış değildir. Her fert namazı Hz. Peygamber s.a.v.’in öğrettiği şekilde, ondan geldiği şekilde kılmak durumundadır. Namazı kendi anlayışına göre yeni bir kalıba sokarak içine bir şeyler katamaz veya içinden bir şey çıkaramaz. Bu nedenle ibadetlerin ruhsal boyutu kadar şekil boyutu da çok önemlidir.
Müslüman olan genç bir Ortodoks kızın kendi kaleminden hikayesi: Hz. İsa ve Mery
İnancı güçlü olmayan bir baba ile sade bir Ortodoks annenin çocuğu olarak Ukrayna’da dünyaya geldim. Babam beni köy kilisesinde gizlice vaftiz etmiş. Komünizmin bütün yasaklarına rağmen annemden gelen “tek tanrı” inanışı ile büyüdüm. Paskalyayı seviyordum. ...
Müslüman olan genç bir Ortodoks kızın kendi kaleminden hikayesi: Hz. İsa ve Meryem’le ilgili ayetlere çarpıldım
Dünyadaki en büyük trajedi hangisidir? En acıklı biten hayatı kim yaşadı yeryüzünde? Kim ne derse desin bence en büyük trajediyi Tolstoy yaşadı.
Üç aylar ve faziletleri
Cenâb-ı Hakk (c.c) kulları için rahmeti, feyiz ve bereketi diğerlerinden daha bol olan günler ve aylar halk etmiştir. Nasıl ki haftanın günleri arasında Cuma günü faziletli bir gün ise, “üç aylar” olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan ayları da fazileti büyük, feyiz ve bereketi bol, mübarek aylardır.
Receb ayı girince Peygamberimiz (s.a.v); “Allah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a ulaştır!" (Ahmed b. Hanbel; Beyhakî) diye dua ederlerdi.
Diğer bir hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.v.); “Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır.” (Camiü's-Sağîr, Deylemî) buyurmuştur.
Papaz yardımcısı iken Müslüman olan SİNAN YORULMAZ: ÖLÜM TEHDİTLERİ ALIYORUZ!
Sinan Yorulmaz... Uluslararası Tarsus Protestan Kilesesi’nin Evanjelik Başpapazı iken Müslüman olan İlker Çınar’ın yardımcısıydı... Çınar’la birlikte Yorulmaz da Müslüman oldu. Ve İlker Çınar gibi SİNAN YORULMAZ da Gerçek Hayat’a konuştu...
Papaz yardımcısı iken Müslüman olan SİNAN YORULMAZ: ÖLÜM TEHDİTLERİ ALIYORUZ!
MURAT MENTEŞ
Siz, Başpapaz İlker Çınar’ın yardımsıydınız ve onunla birlikte İslam’a döndünüz...
Evet, ben de Müslüman oldum. Gönülden, samimiyetle İslam’a bağlıyım artık.
Kaç yaşındasınız?
25 yaşındayım. 5 yıldır Hıristiyan’dım.
Nasıl Hıristiyan olmuştunuz?
Eski Protestan Başpapazı İlker Çınar aracılığıyla İzmir’de bir seminere katılmıştım. İlker Çınar, 1987’den beri Hıristiyan camiasının içindeydi.
Tebrik ederiz Müslüman olduğunuz için.
Çok teşekkür ederim. Allah sizden razı olsun.
Ne zaman Müslüman oldunuz?
1 ay oluyor. Kurban Bayramı’ndan biraz önceydi.
Müslüman olmanıza yol açan belirgin bir etken var mı?
İnsan Olmaya Doğru
“Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim
Minicik gövdeme yüklü Kaf Dağı
Bir zerreciğim ki arşa gebeyim
Dev sancılarımın budur kaynağı” (Necip Fazıl)
Doğu edebiyatının üstadlarından Şirazlı Sâdî: “İnsan bir damla kan ve bin endişedir.” derken, vahye muhatap insanın tanımını yapıyor. Bu soylu endişeler insanı anlamlı kılıyor. Maddi olandan onu koparıp beş duyu idrakinin hapsettiği ten kafesinden kaçırıyor.
Nitekim eşref-i mahlukat sırrınca bizim tanımladığımız insan daima miraç yani yükseliş halindedir. Sidre-i Müntehâ’ya olan yolculuğunda beden varlığının yükünü azalttıkça yükseleceğine inanır ve güzelin hasretini çeker. “Sonum yokluksa bu varlık niye?” sorusunu hem sorar hem de sorunun cevabını verir. Çünkü onun ötelerle işi vardır. Uhrevî olanın resmini en güzel o çizer.
Günahlardan arınma mevsimi: Üç aylar (3)
Üçüncüsü: Receb ayının yirmiyedinci gecesi, Mîrac gecesidir. Bu gece, âlemlerin rahmetçisi, mü'minlerin şefaatçisi o yüce Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin "Mîrac Mu'cizesi'nin" tahakkuk ettiği, Yaradan'ın Cemâl-i bâ kemâliyle müşerref olduğu, Cenâb-ı zülcelâl Hazretlerinden biz ümmetlerinin afvını dilediği bir gecedir.
Dördüncüsü: Şaban ayının onbeşinci gecesi, Berat gecesidir. Bu gece, Cenâb-ı Hakk'ın; tevbe eden Muhammed ümmetinin günahlarını affederek, mağfiret beratlarını verdiği bir gecedir.
Beşincisi: Ramazan ayının yirmiyedinci gecesi Kadir Gecesi'dir. Bu gecenin, içerisinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha faziletli olduğu, ALLAH Teâlâ tarafından haber verilmiştir.
İslamî Hizmet ve Faaliyetleri Yapanlarda Aranacak Şartlar
İslamî hizmet ve faaliyetleri, rastgele sıradan Müslümanlar değil, vasıflı ve ahlaklı Müslümanlar yapmalı ve yürütmelidir. Bunların başlıca özelliklerini sayıyorum:
1. Sahih itikatlı olacak, bid'atçi ve sapık olmayacak.
2. Musalli, yani beş vakit namazı kılan olacak.
3. İlmihali iyi bilecek.
4. Fâsık-i mütecâhir (büyük günahları açıkça ve küstahça işleyen) olmayacak.
5. Arivist (ikbal avcısı) olmayacak.
6. Mürüvvetli bir Müslüman olacak.
Zaman Anlayışımız ve Ramazan
Ramazan kendi başına mübarek ve değerli bir aydır, oruç da kendi başına önemli bir ibadettir. Bu iki müstesna kudsiyet bir araya geldiğinde ortaya çıkan “Ramazan orucu” olgusu, müminler için hem emsalsiz bir lütuf, hem de emsalsiz bir fırsat olarak anlam kazanmaktadır.
Her milletin ve kültürün kendine göre değerli ve anlamlı zaman dilimleri vardır. Bağımsızlığına kavuşmak, tarihî bir zafer kazanmak yahut bir felaketten kurtulmak gibi o milletin tarihinde dönüm noktası niteliğindeki olayların cereyan ettiği günleri sembolize ettiği için anlamlıdır, önemlidir onlar.
Ancak her milletin kendisi için son derece önemli olsa da, bu zaman dilimleri başka milletler ve kültürler için ayrıcalıklı bir anlam ifade etmeyebilir. Din’in “mübarek” dediği zaman dilimleri ise böyle değildir. Onların milletler ve kültürler üstü bir anlamı ve kuşatıcılığı vardır. İdrakiyle müşerref olduğumuz Ramazan ayı da Yüce Dinimizin “mübarek” olduğunu bildirdiği bu müstesna zaman dilimlerindendir.
Apaçık “Kur’an’ın Şifresi” Olur mu?
28 Şubat sonrası Türkiye’de sistemli bir şekilde yürütülen “İnanç Erozyonu” toplumun dinî duyarlılığının en yoğun olduğu dönem olan Ramazan aylarında daha da sıklıkla sahneye konmakta. İslam’ın halk nezdinde duyarlılık odağı olmasının ardından bu gelişmenin önünü kesmek isteyen egemen sistem halkı İslam’a, İslam’ı simgeleyen Hoca, Başörtüsü, Vakıf, Cihad gibi kavramlara olumsuz anlamlar yüklemesini sağlamak, en azından İslamî mesajla halk arasında bir güven sorunu yaratmak için medya aracılığıyla psikolojik bir savaş yürütmektedir.
İnmemiştir Kur’an bunu hakkıyla bilin!
Ne Mezarlıkta okunmak, ne de Fal Bakmak için
Mehmed Akif Ersoy
Apaçık “Kur’an’ın Şifresi” Olur mu? Kur’an’ı Fal Kitabı Sanma Hatası
1.Giriş:
Karı-Koca Münasebetleri Cinsel İlişkiler
2054 - Soru: Bir erkek, hamli önlemek için azil yapsa ve buna da kadının rızası olsa veya ana karnındaki çocuğu canlanmadan önce düşürse bunda bir mahzur var mı?
Hayat âhiret hayatıdır
Sahabeden Sehl bin Sa'd, Uhud savaşı sırasında yaşı küçük olduğu için bu savaşa katılamamıştı. Diğer yaşı küçük sahabiler gibi Medine'de kalmıştı. Ancak Allah Resulü'nün yaralandığı haberi Medine'ye ulaştığı zaman, herkes gibi O da çok üzülmüştü.
Bu sıralarda Allah Resulü'nün mübarek kızları Hz. Fatıma'nın, babasının yaralanma haberini duyar duymaz hemen O'nun yanına koştuğunu ve yardım etmeye başladığını, Sehl bin Sa'd, şöyle bildirmektedir:
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Uhud savaşında yaralandığı haberini duyduğumuz zaman çok üzüldük. Kızı Hz. Fatıma'nın bir kalkan içinde su getirerek Peygamberimizin yaralarından akan kanları temizlediğini, bir hasır parçasını yakarak küllerini Peygamber'in yaralarının üzerine sürdüğünü bizzat gördüm.
Sehl bin Sa'd Hendek'te...