Fıkıh Sayfası
Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları
'ALLAH' kelimesinin gücü
Hollandalı bilim adamı ve psikolog Vander Hoven ALLAH kelimesini oluşturan harflerin sırrını bulduğunu açıkladı. Prof. Hoven'in hastalar üzerindeki araştırmasının sonucu ise şöyle..
Hollandalı bir psikolog olan Vander Hoven Kur’an okumanın ve ALLAH kelimesini tekrar etmenin hastalar ve sağlıklı insanlar üzerindeki etkilerini bulduğunu açıkladı.
Hollandalı bilim adamı ve psikolog Vander Hoven ALLAH kelimesini oluşturan harflerin sırrını bulduğunu açıkladı. Prof. Hoven'in hastalar üzerindeki araştırmasının sonucu ise şöyle..
Hollandalı bir psikolog olan Vander Hoven Kur’an okumanın ve ALLAH kelimesini tekrar etmenin hastalar ve sağlıklı insanlar üzerindeki etkilerini bulduğunu açıkladı.
Namazın Mekruhları
Namazın Mekruhları Namazın içinde sağa sola bakmak, Elbise veya vücut ile oynamak, (Vücuda yapışan elbiseyi küçük bir hareketle silkelemekte bir beis yoktur.) Özürsüz, parmağını çıtlatmak, Secde yerindeki taşları temizlemek, Elini böğrüne koymak, Bir yerini bir veya iki defa kaşımak, (Namazda burun akıntısını silmek yere akıtmaktan evlâdır.) Özürsüz bağdaş kurmak, İnsan yüzüne karşı kılmak, Kor halindeki ateşe karşı namaza durmak, Bir kimsenin önünde, başı üzerinde, sağında, solunda arkasında veya elbisesinde bakan kimsenin kolayca görebileceği kadar belirgin resim varken namaz kılmak, Gerinmek, Esnemek, Tehıyyatta ayak parmaklarını dikip, ökçelerin üzerine oturmak, Kaynaklarını yere koyup dizlerini göğse çekerek veya el
Orucu bozup hem kaza hem keffaret gerektiren şeyler
ORUCU BOZUP HEM KAZA HEM DE KEFFÂRETİ GEREKTİREN ŞEYLER
Bunlar yirmi iki tane olup oruçlu bir kimsenin, bunlardan birini kendi rızasıyla, kasden ve mecbur kalmadığı halde[1] yaparsa tendisine hem kaza, hem de keffâret lâzım gelir, ki bu yirmi iki jey şunlardır:
(1) Herhangi bir kimseyle ön ve arkadan cinsel ilişkide bulululduğunda her ikisine de (kaza ve keffâret gerekir); (2) ister gıda /e isterse tedavi maksadıyla olsun, birşey yeyip
(3) içmek,
(4) ağışa giren yağmur (damlasın)ı yutmak;
(5) kokuşmuş dahi olsa, çiğ 2t yemek; [ancak kurtlanmış birşeyin yenilmesi bu hükmün dışındadır],
(6) fakih Ebu'l-Leys'e göre iç yağı yemek,
MİRÂSTA "SAHİH DEDE'NİN" DURUMU
1935 Mûrisle (ölen kimseyle) arasında kadın bulunmayan dedeye "Sahih Dede" adı verilmiştir. Babanın babası, babanın babasının babası!.. Araya kadın girerse "Fâsid dede" denir ki; bu "Zevi'l-erham" içerisinde mütâlaa edilebilir. Sahih dede; babanın olmadığı durumlarda, baba gibi mütalâa edilmiştir. Baba vâris olunca, dede düşer. Bu hususta icma hasıl olmuştur. Resûl-i Ekrem (sav)'in; babanın olmadığı durumda, dedeye aynen onun gibi muâmele edilmesini tavsiye ettiği bilinmektedir. İki kız ile birlikte vâris olarak kalan dede Resûl-i Ekrem (sav)'e hissesinin olup-olmadığını sormuş, Resûlallah (sav): "-Sana altı da bir hisse var" cevabını vermiştir. Dede meselesini öğrendikten sonra giderken: "-Sana bir altı da bir daha var" buyurmuştur.(68
Namazın ve orucun ıskatı
NAMAZ VE ORUCUN ISKATI[1][1]
(Bu Hususta) Vasiyet Etmek Ne Zaman Şarttır, Ne Zaman Değildir?
imâ ile (dahi) namaz kılmaya gücü yetmeyen bir hastanın, (kılamadığı namazlar) az da olsa, Ölürken vasiyet etmesi gerekmez. Aynı şekilde yolculuk veya hastalık yüzünden orucu yiyenler, vatanlarına dönmeden veya iyileşmeden öldükleri takdirde (ıskat için) vasiyet etmeleri gerekmez.
. ;
Ne Zaman Vasiyet Edilir?
'..
Esmaül Hüsna
Cenab-ı Hakk buyuruyor :
´En güzel isimler Allah´ındır. O halde O´na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.´
(A´raf Suresi :180)
Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh)´ dan rivayetle:
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah´ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. Allah (cc) tektir, teki sever."
Esma´ul Hüsna, en güzel isimler demektir. Cenab-ı Hakk´ın dört bin ismi vardır.
Kur´an-ı Kerim´de bu isimlerin 99´u bize bildirilmiştir.
(Hammami, Yasin Tefsiri :2)
Ayet ve Hadislerden Tesbit Edilen
Cenab-ı Hakk´ın Doksan Dokuz İsmi ve Manaları
Allah
"HUL" NEDİR?
1186 Önce kelime üzerinde duralım. Lugatta mutlak surette izale etme, gidermek manasınadır.(241) İbn-i Abidin: "Hûl lugatta gidermektir!... Araplar "Hala'tün-na'le" derler. "Ayakkabımı çıkardım" manasına gelir. Kadın kocasına fidye vererek ayrılırsa buna "muhâlea" denir. İsmi hul'dür. Bu kelime elbiseyi çıkarmaktan istiare edilmiştir. Çünkü karı-kocadan her biri elbisesini çıkarmış gibi olur. Bunu bahır sahibi Misbah'tan nakletmiştir"(242) buyurmaktadır. Feteva-ı Hindiyye'de: "Muhalea, nikâh akdini, hul'a mahsus sözlerle izale etmek, ortadan kaldırmaktır. Fethû'l Kadir'de de böyledir. Muhalea; alım-satım lafızlarıyla sahih olur. Bu manaya gelen Farsça (veya başka dilden) sözlerle de sahihtir. Zahiriyye'de de böyledir. Hul'un şartı, tıpk
Orucu bozmayan şeyler
ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER
Yirmi dört şey vardır ki orucu bozmaz; bunlar:
(1) Unutara yeme,
(2) içme ve
(3) cinsel ilişki kurma [unutan kimse, tuttuğu orucu (zahmetsizce) tamamlayabilecek güçteyse, kendisini yerken gören kimse (ona oruçlu olduğunu) hatırlatmalıdır, hatırlatmamak mekruhtur. Eğer tutmakta olduğu orucu tamamlayabilecek dermanı yoksa, (oruçlu olduğunun) hatırlatılmaması daha iyidir.
(4) (Kadının tenasül uzvuna) bakmak,
(5) yahut onu düşünmek suretiyle meninin gelmesi -isterse sürekli bakılsın ve düşünülsün durum aynıdır-,
(6) yahut yağ
(7) veya sürme sürünmek -sürmenin tadım boğazında hissetse bile durum değişmez[1][1]-,
(8) yahut kan aldırmak,
Feraizde Hesap İlmi
Feraiz bahsinin başında feraiz´in ıstılahî anlamının, payların (hisselerin) fıkhı ve her mirasçının tereke´den ne kadar pay alacağını bildiren bir ilim olduğunu söylemiştik. Mirasçıların terekeden ne kadar pay alacaklarının bilinmesi de ancak hesap ilmiyle mümkün olur. Feraiz ilmiyle- ilgili şimdiye kadar söylediğimiz şeyler, sadece mirasçıların paylarının bilinmesi hususundadır. Meselâ pay sahiplerinin kaç kişi, asabelerin kaç kişi olduğundan,- hacb´ın ne demek olduğundan ve benzeri hususlardan bahsettik. Şimdi ise hak sahiplerinin tereke´den ne kadar pay alacaklarını bildiren hesab ilmini beyan edeceğiz.
Hesab´ın Tarifi
Komşuların huzurunu kaçırmayalım!
Rabbimiz “Allah sizin için evlerinizi bir huzur ve sükun yeri yaptı” buyurur. (Nahl, 80) Büyüklerimiz de huzur ve muhabbet bulunan yer manasında hane-i saadet, saadethane ifadesini kullanmışlar evlerimiz için. Evler, her türlü sıkıntıdan uzaklaştığımız, sükûna erdiğimiz sığınaklarımızdır ve elbette huzurumuza kimsenin gölge düşürmeye hakkı yoktur. Bu nedenle komşuluk adabı sandığımızdan daha önemlidir.
HOŞLANMADIĞIN ŞEYİ BAŞKASINA YAPMA
Hepimiz akşam eve varmayı gün boyu iple çeker, yemekten sonra ailemizle birlikte dinlenmeyi düşleriz.Kitap okumayı ya da yorgun olduğumuzdan dolayı erkenden uyumayı da arzulayabiliriz. Tam bu sırada birden üst veya alt kattan gelen tamirat sesiyle irkilmek kimsenin arzu edeceği bir şey değildir. Aynı şekilde müziğin sesinin fazlaca açılması ya da bir bebeğin çığlıklarla ağlaması da tadımızı kaçıracaktır.
Farzlara yetişme
FARZLARA YETİŞME
Namazı Kesmek Ne Zaman Caizdir, Ne Zaman Değildir?
Tek başına farz namazına başlayan bir kimse, birlikte namaz kılmak üzere (o mahalde) cemaat olunduğunda, başladığı rek'atın secdesini yapmadıkça veya dört rek'atlı olmayan bir namazın (birinci rek'atın) secdesini yapsa (bile bu kılmakta olduğu) namazım keser ve imama uyar.
Eğer (kılmakta olduğu) dört rek'atlı bir namazın (birinci rek'atmm) secdesini yapmışsa, buna ikinci bir rek'at ekleyerek selâm verir ve imama uyar. Kılmış olduğu bu iki rek'at da olmuş olur.
Namaz içinde şüphe
NAMAZ İÇİNDE ŞÜPHE
Namazı tamamlamadan evvel, rek'atlarının sayısı üzerinde meydana gelen şüphe; eğer bu şüphe (namaz kılan bir kimsede) ilk defa meydana gelmişse veya şüphe bu kimsenin âdeti değilse[1][1], namazı bozar. Selâm verdikten sonra (rek1 atların sayısı üzerinde meydana gelen) şüphe dikkate alınmaz. Ancak (neyin) terk-edildiğinin kesinkes bilinmesi halinde durum değişir. (Namazade) sık sık şüpheye düşen kimse kanaati ne yönde baskın ise a göre davranır.[2][2](Kıldıkları namazın rek'atl&rımn sayısı hak-ada) böyle baskın bir kanaate sahip bulunmayanlar en az rek'at yısım dikkate alırlar ve namazın son rek'atı olduğunu var saya-k (kıldıkları) her rek'attan sonra otururlar.
Sefer Bahsi
Sefer Bahsi Sefer, karada deve ile veya yaya yürüyüşle onsekiz saatlik (bugünkü ölçü ile doksan kilometrelik), denizde ise altmış millik bir mesafeye gitmektir. Bu kadar mesafesi bulunan bir yere yolculuk yapana şer'an "müsâfir" denir. Hangi vasıta ile ve ne kadar kısa zamanda giderse gitsin, niyet edip yola çıkan kimse sefer hükümlerine tâbidir. Müsâfir, köyün veya şehrin evleri hududunu çıkınca seferîdir. Ramazan ayı içinde bulunuyorsa oruç tutmayabilir. Tutamadığı günleri sonra kazâ eder. Bununla beraber sıhhatine zarar vermeyecekse, orucu tutması daha hayırlıdır. Müsâfir dört rek'atli farzları iki kılar. Akşam namazının farzını vitir namazını ve dört rek'atli bütün sünnetleri kısaltmadan, tam olarak kılar. Bir kimse dör
ZİKİR, DUA, TEVBE VE İSTİĞFAR
Ebu Hureyre´nin (r.a.) haber verdiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Aziz ve Celil Allah şöyle buyurur: Ben kulumun beni zannettiği gibiyim. Kulum beni anarken ben muhakkak onunla beraber bulunurum. Eğer o beni gönlünde gizlice zikrederse, ben de onu gönlümde zikrederim. Eğer o beni bir cemaat içinde zikrederse, ben de onu o cemaatten daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim. Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. o bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 4832
Ebu Hureyre´nin (r.a.) rivayet ettiğine göre: