Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

Ceale

Ceâle´nin Tarifi
.

Lugatta ceâ/e, kişinin herhangi birşeyi yapma karşılığında herhangi bir kişiye tayin etiği mal demektir.

Ceâle´nin ıstılahı mânâsı ise kişinin, belli bir çalışma karşılığında ma­lum olan bir parayı vermeyi kendisine vacib kılmasıdır.

Bu çalışma, belli bir kişi tarafından da, belli olmayan bir kişi tarafın­dan da gerçekleştirilebilir. İleride celâle´nin rükünlarından bahsederken bunlar daha açık olarak izah edilecektir.

Ceâle´nin Meşruiyeti

Alışveriş Adabı

1. Alırken ve satarken müsamahakâr olmak.

Satıcı ise parayı almak hususunda kolaylık göstermeli, fiyatı biraz dü­şürerek ikram yapmalıdır. Müşteri, ise aldığı mal hususunda kolaylık gös­termeli, şartlarda aşırıya kaçmamalıdır.

Borç verildiği zaman, borçlu sıkıntıda ise müsamaha gösterilmeli, borcunu ödemesi için mühlet verilmelidir, Borçlu olan kişi de alacağım isteyen kişiye şiddet göstermemeli, onu oyalayıp sıkıntıya sokmamalıdır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Allah o kişiden razı olsun ki sattığı zaman da, aldığı zaman da, ala­cağını istediği zaman da kolaylık gösterir.[1]

2. Muamelede doğru ve dürüst olmak.

Yağmur Duası

Yağmur Duası YAĞMUR  DUASI[1]                                                    

Yağmur istemek için cemaatla değil (ferdî olarak) naiüaz kılınır ve (Allah'a) istiğfar edilir.

Yağmur duası için (insanların) üç gün yaya olarak, yırtık, imalı ve yıkanmış elbiselerle, zeliline ve mütevâzıâne bir halde,

El öpmek

2177 - Soru: İslâm dininin umumi hükümleri dikkate alındığı zaman, el öpmenin caiz olmayacağını açıklar mısınız?
Cevap: Alimlerin, salih kimselerin ve anne ile babanın ellerini öpmek dinimizin hükümlerine göre caizdir. Bu hükmü beyan ettikten sonra bu hususun bilgi ve belgelerini okuyucularımızın bilgisine arz etmek isteriz. Şöyle ki:
a) Bir Yahudi, arkadaşına (hitaben) "Bizi şu peygambere götür" dedi. Kalkıp Peygamber (sav)'e geldiler de kendisinden dokuz açıklayıcı ayetleri sordular. Ravi bu hadisi, "İki (Yahudi) şahıs, Resul-i Ekrem'in (sav) elini ayağını öptüler, "Senin muhakkak bir peygamber olduğuna şahitlik ederiz" dediler" diye zikretti.

BOŞANMA GEREKTİREN SÖZLER

1 - Behce Fetvalarından: "Müzakere-i talak veya gadap halinde, karısının babasına hitaben, kızını istemem, kime isterse varsın, dese talaka niyet etmedikçe ayrılmış olmaz" (H.Ec. 1/53) Açıklama: Boşamada kullanılan kınai lafızlar üç çeşittir: 1- Boşamaya ihtimalleri olduğu gibi, koca tarafından vukuu bulan boşamak istemenin reddine de ihtimali bulunan lafızlardır: "Kalk, çık, git" lafızları gibi. Bunların, "Seni boşadım kalk, git" manasına ihtimali bulunduğu gibi, "Kalk, git de aramızdaki kavga bertaraf olsun" manasına olarak boşamayı reddetmeye de ihtimali vardır. 2- Hem talak'a hem de tekdire ihtimali bulunan lafızlardır: "Sen hainsin" tabiri gibi. Şöyle ki: Bain lafzı, beynunetten alınmıştır. Beynunet ise ayrılık manasın

İmân ve İslâm yahut Müslümanlık

Peygamberlerin sonuncusu olan Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) efendimize ve beyan buyurdukları şeylere inanmaktır. İnanana (Mümin), (Müslim) ve (Ehl-i İslâm) denir.

Tilavet Secdesi

Namaz içinde veya dışında secde ayetlerini okuyan bir kimsenin tila­vet secdesi yapması sünnettir.

Bunun delili, İbn Ömer´in şu rivayetleridir: ´Hz. Peygamber, içinde secde ayeti bulunan sûreyi okuduğunda secdeye gidiyor, biz de onunla beraber secdeye gidiyorduk. Hatta bazılarımız alınlarını koyacak yer bulamazlardı´.[1] (Hz. Peygamber bize Kur´an okurdu. Secde ayetine geldiğinde tekbir alır, secde ederdi. Biz de onunla birlikte secde ederdik[2]

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Nezh (boşaltmak) ile temizleme

Nezh ki, - temizlik için - kuyunun suyunu çekmektir. Kuyu hakkında necasetin nevi itibariyle olan meratibi veçhile teharettir. Netekim, kuyular faslında geçmiştir.

VÂCİB

267 : Subûtu kat'î ve delâleti zannî nasslarla beyan buyurulan tekliflere vacib denir. Meselâ her namazda Fatiha sûresi'nin okunacağı Resûl-i Ekrem (sav)'den kat'i olarak rivayet edilmiştir. Dolayısıyle sübûtu kat'idir. Ancak "Kur'an-ı Kerim'den kolayınıza geleni okuyunuz" emr-i ilâhisi, hem fatiha sûresi'ni, hem de diğer sûreleri içine aldığı için zannîdir. Vâcib bazen farz manasına da kullanılır.(28) "Namaz İslâmi bir vecîbedir" cümlesinde, vecîbe farz manasınadır. Resûl-i Ekrem (sav): "Kim ki kurban kesmeye malî kudreti yerinde olur da kesmezse, o kimse namazgâhımıza sakın yaklaşmasın"(29) emrini vermiştir. Buradaki tehdit, kurban kesmenin vacib  olduğuna delâlet eder. Dolayısıyle kurban kesmek vacibtir.(30) Yatsı namazından

Gusül

295 - Soru: Gusul abdesti ile namaz kılınabilir mi?
Cevap: Gusül abdesti ile namaz kılınabilir. Bunda hiçbir mahzur yoktur. (Mecmua-i Cedide, s. 11)
296 - Soru: Gusül yaptıktan sonra, içeride kalan meni, şehvetsiz olarak tenasül uzvundan dışarı çıksa gusül icap eder mi?
Cevap: Gusletmeden önce idrar yapmış, en az 40 adım yürümüş veya biraz uyumuşsa, tekrar gusle lüzum yoktur. Ama bunların hiçbirini yapmadan gusletmiş ve ondan sonra meni gelmişse yıkanmalıdır.
297 - Soru: Cünüp kimsenin yemek yemesi veya su içmesi caiz midir?

Ezan ve Kaamet

Ezan ve Kaamet Namaz için ezan okumak vâcip kuvvetinde bir sünnet-i müekkededir. Bir namaz vaktinin girdiği ezanla ilân edilir. Bir günde 5 vakit namaz vardır ve 5 defa ezan okunur. Ezan şudur: ٱَللهُ اَكْبَرُ ٱَللهُ اَكْبَرُ ٱَللهُ اَكْبَرُ ٱَللهُ اَكْبَرُ اَشْهَدُ اَنْ لا



َ اِلٰهَ اِلاَّ ٱللهُ اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ ٱللهُ اَشْهَدُ اَنَّ



مُحَمَّدًا رَسُولُ ٱللهِ اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ ٱللهِ حَىَّ

Günlük Hayatımız Nasıl Geçmeli

Müslüman kardeşim!

Sabah ezanından önce uykudan uyan.

Yatağından kalkarken besmele çek.

Sabah namazını mümkün olduğunca câmide cemaatle kıl.

Evindeki aile efradını (varsa misafirlerini) sabah namazına kaldır.

....

Müslüman kardeşim!

Sabah ezanından önce uykudan uyan.

Yatağından kalkarken besmele çek.

Sabah namazını mümkün olduğunca câmide cemaatle kıl.

Evindeki aile efradını (varsa misafirlerini) sabah namazına kaldır.

Hergün en az üç ayet ve üç hadisi tefsir ve şerhleriyle beraber oku. Okuduklarını aile efradına dinletirsen evinde bereket hâsıl olur.

Yemeklerini her öğünde aile efradınla yemeye gayret et.

Sabahleyin işine giderken Allah'tan helâl rızık talep et.

Aile efradının tesettürlü olmasına özellikle özen göster.

Aile fertleri arasında kimseyi uyuntu uyuntu dolaştırma; herkesin bir meşgalesi olsun. Meşgalesizliğe göz yumma.

MÜNASÂHA'NIN MÂHİYETİ

1964  Önce kelime üzerinde duralım. Münâsaha; "Nesh" kökünden gelir, lugatta; yok etmek, gidermek ve nakletmek manasınadır. Mûrisin (ölen kimsenin) terikesi; vârisler arasında taksim edilmeden, vârislerden bazısı ölürse, bunların hisselerinin diğer varislere ne şekilde intikal edeceği önemli bir hâdisedir. İşte bu noktada karşımıza "Münâsaha" ıstılâhı çıkar.(114) Dikkat edilirse her münâsaha hâdisesinde; bir-kaç mesele birleşmiş olarak bulunur. Yani her mûrisin (ölen kişinin) vârislerinin meseleleri ayrı ayrı yapılırsa da; bir önceki ile birleştirilir ve sonunda bulunacak ek payda (Mahreç) üzerinden vârisler hisselerini alırlar.(115) Ancak burada önce ölen kimse ile; sonra ölen vârisin durumları yeni yeni meseleleri beraber

Haram olan şeyins satışı

2513 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Esrar (adı verilen nebatı) satmak, yemek (ve içmek) caiz olmaz." (H.Ec. 2/2)
2514 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Kumarbazların kazandıkları kırık yumurtaların satın alınması caiz olmaz." (H.Ec. 2/4)

CİNSİ İKTİDARI OLMAYAN (CİM'A EDEMEYEN) KİMSE İNNİN:

1209 :  Tenasül uzvu olduğu halde (cinsi iktidarı olmayan ve) kadınlarla cima edemeyen kimseye innin denir.(282) Hanefi fûkahası: "Bir kadın; kocasının innin olduğu iddiası ile "Ulû'lemr'e" veya "Kadı'ya" müracaat edebilir. Bu müracaatında ayrılmayı taleb ederse; Kadı (Şer'i şerifle hükmeden hakim) kocaya karısı ile cim'a edip-edemediğini sorar, eğer koca cim'a edemediğini ikrar ederse, kocaya bir yıl müddet tanınır. Zira mevsimlerin cim'a etme üzerinde etkileri mevcuttur. Bir yıl içerisinde; cinsi iktidarında herhangi bir değişme olmaz ve cim'a edemezse, aczinin asıl bir afet olduğu anlaşılır ve kadı; ayrılığa hükmeder. İşte bu hüküm "Talak-ı Bain" mahiyetini taşır."(283) hükmünde ittifak etmiştir. Feteva-ı Hindiyye'de: "Bir y