Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

Abdesti bozan şeyler

(Nevakız), nakzın cem'idir. Nakz, bozmak mânâsınadır ki, cisimlere nisbet olundukta, terkibini iptâl etmek demek olup, abdest gibi, ecsamdan olmayan bir şeye izafe edildikte, onu, kendisinden istenileni ikameden çıkarmak mânâsı kastedilmiş olur. (Abdestten matlup olan, namaz emsalinin istibâhası olmakla, bozulmuş abdestin, ona müsait olamayacağı demektir).

On iki şey, abdesti bozar:

1— Sebileynden (yâni, iki alt mahreçten) çıkan şey. Gerek «az çok»çıkması mutat olanlardan olsun, gerek olmasın: Solucan, taş, mezi vesâir akıntı gibi.

Nikah Tazeleme (Yenileme)

1821 - Soru: Tecdid-i nikah yapılırken, ilk defa kıyılmasında olduğu gibi, şahit bulundurulması şart mı? Kadının vekaleti olmadan tecdid-i nikah yapılır mı?

Kerahat vakitleri

Farz olan vakit namazlarının, evkatı cevaz ve istihbabı olduğu gibi, mektup ve gayri mektup, cinsi-salât için, evkatı mekruhe dahi vardır. Ve onlar iki nevidir. Birinci nevi: Tulû, istivâ, gurup zamanlarıdır. İkinci nevi: Fecrin tulûu ile, güneşin tulûu arası ve ikindi namazından sonra güneşin sararması esnasıdır. Bunlardan evvelki nevide güneşe tapanlara teşebbühten ihtirazen, şer'i enver bizi, cinsî salâttan nehy etmiş olduğu gibi, ikinci nevide, ve aşağıda sayılacak, daha bir takım vakitlerde dahi, bilhassa nâfile namazlardan ve onların beyan olunacak lâhikalarından bize şer'an nehy varit olmuştur.

KUSMA VE ORUCUN BOZULMASI HUSUSU

Soru: "Bir fıkıh kitabında, ağız dolusu kusmanın orucu bozduğunu okumuştum. Böyle bir hadise başıma geldi. (..) Orucum bozuldu zannı ile öğleden sonra iftar ettim. İçime bir şüphe düştü. Başvurduğum kaynaklarda değişik rivayetlerle karşılaştım. Şimdi benim üzerime kaza mı, yoksa keffaret mi gerekir?"

Kaza Namazı

901 - Soru: İkindi namazı kılındıktan sonra kaza namazı kılınmaz, diyorlar. Bu iddiayı ileri sürenler, bu hükmü bazı kitaplarda gördüklerini söylüyorlar. Bu mevzuda siz ne dersiniz?
Cevap: İkindi namazından sonra, güneşin sararması zamanına kadar, kaza namazı kılınabilir. İkindinin farzından sonra kılınması mekruh olan namaz, kaza olmayıp nafile namazlardır.
902 - Soru: Sabah namazının farzını kıldıktan sonra, güneş doğasıya kadar kaza kılınır mı?
Cevap: Evet, kılınmasında hiçbir engel yoktur.
903 - Soru: Sabah namazının farzı kılındıktan sonra ve fakat güneşin doğmasına uzun bir zaman varken kaza namazı kılınabilir mi?
Cevap: evet, kılınabilir.

Cuma Namazı ve Kılınışı

940 - Soru: Üç cuma namazı kılmayan kafir olur mu? Böyle bir kimse öldüğünde cenazesi üzerinde namaz kılınır mı?
Cevap: Sünen-i Ebu Davud c. l,s. 277'deki bir Hadis-i Şerifte, "Kim üç cuma (namazı kılma)yı terk ederse, Allah (cc) onun kalbi üzerine (kasvet ve nifak damgası) basar" buyurulmaktadır. Bu namazın farz olduğuna inanan ve fakat kılamayan bir şahıs, küfre nisbet olunmaz. Ancak mazeretsiz olarak kılmayanı bekleyen acı durum Hadis-i Şerifte görülmektedir.
941 - Feyziye Fetvalarından: "Cuma namazı (kılınması) caiz olmayan (küçük) bir köyün halkı, cuma günü öğle namazını cemaatle kılsalar kerahet yoktur" (H.Ec. 1/11)

Tuvalet ve Banyo Adabı

448 - Soru: Hamama gitmek caiz midir? Şayet buna müsaade varsa dayandığı şartlar nelerdir? Bu hususta erkek ile kadın arasında bir fark var mıdır?
Cevap: Bir kimse, başka bir şahsın bulunduğu hamama girebilmesi için, altını göstermeyecek kalınlıkta bir peştemal ile, göbekten diz kapağının altına kadar olan kısmı örtmesi gerekir.

TEYEMMÜM'ÜN SIHHAT ŞARTLARI

352 Teyemmüm'ün sahih olabilmesi için; birtakım şartların bulunması gerekir. Bunlar:
  1. Suyun bulunmaması veya kendisi ile suyun bulunduğu yer arasında bir mil (dört bin adım) veya daha fazla mesafe bulunmasıdır.(215) Su bulunduğu halde, onu kullanmaya güç yetirememek (Hastalık, soğuktan helâk olma veya düşman korkusu gibi sebeblerle) teyemmümü meşru kılar. Hapsedilmiş olmak ve hapsedenlerce suyu kullanmasına müsaade edilmemek de, suyun hükmen yokluğu demektir.
  2. Niyet etmek!.. Abdestsizlikten veya cünüblükten temizlenmeye niyet edilmeden yapılacak teyemmüm sahih değildir.(216)

KEFİL'DE ARANAN ŞARTLAR

2017 : Kefil; başkasına ait bir mes'ûliyeti üzerine alan kimsedir. Dolayısıyla şu şartların bulunması zaruridir. Birincisi: Akıllı olmalıdır. Çünkü kefâlet bir akid'dir. Delinin yapacağı akid, hak meydana getirmez. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Üç kişi muâheze olunmaz!.. Uyanmadıkça uyuyan, bulûğa ermedikçe çocuk, akıllanmadığı süre içerisinde deli"(106) buyurduğu bilinmektedir. İkincisi: Bülûğa ermiş olmalıdır. Bir çocuk; bûlûğa ermeden önce kefil olsa, bu sahih değildir. Velev ki, bûluğa erdikten sonra "Ben ona kefil olmuştum" dese, hiçbirşey talep edilemez. Çünkü bu tavır; kefâletin geçersiz olduğuna da delâlet etmektedir. Üçüncüsü: Hürriyet'dir. Kefâlet akdinin sahih olabilmesi için; kefil olan kimsenin hür olması şa

Sokak çetelerinden İslâm’a

AMERIKA’ DA MEKSIKA’LI BIR MUHTEDI: ALI

OTUZBIR yasinda Amerika dogumlu bir Meksikaliyim. Islâm’a dönüs hikayemi insanlarin Islâm’i daha iyi anlamalarina vesile olmak düsüncesiyle paylasmak istiyorum. Çünkü çogu insanin Islâm hakkindaki düsüncesi yanlis veya tarafli bilgiler sunan televizyon yayinlari veya filmler ile sekilleniyor. Bu nedenle Islâm gerçeginin ortaya konmasi gerektigini düsünüyorum. Insaallah bu yolda az da olsa katkida bulunanlardan olurum.

ŞEK GÜNÜNDE ORUÇ TUTULUR MU?

807 "Şaban ayının son günü mü, yoksa ramazan ayının ilk günü mü?" olduğu hususunda şüpheye düşülen güne "Yevm-i Şek" denir. Resûl-i Ekrem (sav)'in "Ramazan ayının öncesinden bir gün veya iki gün oruç tutarak karşılamayınız. Ancak sizden birinin, başka bir maksadla tutmuş olması müstesna'dır"(37) buyurduğu bilinmektedir. İmam-ı Merginani: "Şüpheli olan günde (Yevm-i Şek'te) ancak nafile olarak oruç tutulabilir. Çünkü Resûl-i Ekrem (sav) "Ramazan ayından olup olmadığından şüphe edilen günde oruç tutulmaz. Ancak nafile olarak tutulabilir" buyurmuştur. Bu mesele birkaç yönlüdür. Bunlardan birincisi; mükellefin Ramazan ayı orucuna (Farz'a) niyet etmesidir. Bu rivayet ettiğimiz nass noktasından mekruhtur. Zira "Ehl-i Kitab'a" benzem

Vücut ve Avret Yerlerinin Temizliği

398 - Soru: Gece tırnak kesmek doğru değildir, deniliyor, Siz ne dersiniz?
Cevap: Bu soru Harünü'r-Reşid tarafından İmam Ebu Yusuf'a sorulmuş. O, "caizdir" diye cevap vermiş. Kendisine delil sorulmuş, "el-Hayrü la yüahharu= Hayır, te'hir olunmaz" Hadis-i Şerifini haber vermiştir. (Feteva-i Hindiye c.5,s. 358)
399 - Soru: Cünüp iken tırnak kesmenin dinimizce doğru olup olmadığını açıklar mısınız?
Cevap: Cünüp iken tırnak kesmek mekruhtur. Bu kirden vücudunu arıtmadan tırnak kesmemelidir. (Feteva-i Hindiye, c. 5, s. 358)
400 - Soru: Koltuk altındaki kıllar, ne kadar uzarsa namaz caiz olmaz?

Eyyam (Terviye, Arefe ve Nahr günleri)

Eyyâm, malûm olduğu üzere, yevmin cemidir. Murad, Kur'anı Kerimde varid, eyyamı malûmat ve müdûdattan olan günlerdir.

Eyyâmı malûmat, Zilhiccenin onuncu günüdür ki, yevmi terviye ve yevmi arefe ve yevmi nahr, o cümledendir.

Yevmi Terviye, Zilhiccenin sekizinci günüdür ki, huccac o gün Mekke'den Mina'ya çıkarlar (1).

Yevmi Arefe, Zilhiccenin dokuzuncu günündür ki, Huccac o gün Arafatta bulunurlar.

Yevmi Nahr, Zilhiccenin onuncu günüdür ki, Nahr yâni kurbanların kesildiği gündür. On birinci ve on ikinci günler dahi, Kurban günü olduğundan, hepsine birden Eyyâmı Nahr ve o zamanlarda, huccac Minâda, mukîm bulunmak itibariyle, Eyyâmı Minâ dahi denir (2).

MERHUM HACI ZİHNİ EFENDİNİN HAL TERCÜMESİ

Müellifin ismi (Mehmet) olup (Zihni) mahlası, hocası tarafından konmuştur. (Hacı Zihni Efendi) diye anılır ve tanınırdı.

1262 hicrî senesinde (1845) İstanbul'da doğmuştur.

Babası, Mülkiye kaymakamlarından Mehmet Reşit efendi, anası Güzide Gülsüm hanımdır.

Cami derslerine devam ile, ulûmu âliye şahadetnamesi demek olan (icazetnamei - esâtize) yi ihraz etmiştir. Arapça ve Türkçe, telif ve. tercüme suretiyle bir hayli eserleri vardır.

İslâm’ı Seçen Ortodoks Papaz

1956 yılında Moskova’da doğdum. Dinsiz bir ailede yetişmeme rağmen, hayatımın hatırlayabildiğim çok erken dönemlerinden itibaren Tanrı’ya yürekten inanan biri olduğumu söyleyebilirim. Tanrı kavramı benim için bir bilinmezdi belki ancak, O’nun her şeye gücü yeten ve kendisine sığınanlara her an yardım etmeye hazır bir Tanrı olduğunu düşünüyordum. Gençlik yıllarımda yüz yüze geldiğim çeşitli zorluklar, benim hayat karşısında ancak bir noktaya kadar güç yetirebileceğimi anlamamı sağladı. Bundan sonra tüm kalbimle Tanrı’ya yöneldim ve her şey daha iyi olmaya başladı.

Aslında bu süreç doğal olarak gelişti ve Tanrı gerçeğini öğrenmek amacıyla Moskova Devlet Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde okumaya karar verdim. Sosyoloji alanında Max Weber’in Kapitalizmim Ruhu teorisinin Eleştirisi adlı bir çalışmam oldu. Bu çalışmamda Protestan reform hareketinin piyasa ekonomisinin gelişmesine etkilerini irdelemeye çalıştım. İşte bu yıllarda ilk kez Kitab-ı Mukaddes’i okuma fırsatım oldu.