Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

ZEKÂTIN VÜCÛBUNUN ŞARTLARI

859 Zekâtın farz olması için; hem mükellefle, hem de malla ilgili, bazı şartların tahakkuku gerekir. Şimdi bu şartların üzerinde duralım.

CİNLERİN MAHİYETİ - SİHİR MESELESİ

Soru: "Büyüklerimizden gulyabani, ifrit ve cinlerle ilgili hikayeleri dinleyerek büyüdüm. Geçtiğimiz yıl büyük oğlum ağır bir depresyon geçirdi. Ruh ve sinir hastalıklarında mütehassıs olan doktorlar, değişik teşhislerde bulundular. (...) İlmine itimat ettiğim bir hocaefendi, oğluma cinlerin musallat olabileceğini söyledi. Bunun üzerine cinlerle ilgili kitapları okumaya başladım. (...) Zihnime bazı meseleler takıldı. Gözle görülemeyen cinlerin, zehirli bir ateşten yaratıldıkları doğru mudur? Gul, iblis ve ifrit ile cinler arasında bir münasebet var mıdır? Peygamberimiz, cinleri görmüş müdür? Sihir veya büyü ile cinlerin ilişkisi nedir? Kendisine büyü yapıldığına inanan bir kimseye ne tavsiye edersiniz?"

Namazı Terk Etmenin Hükmü

İslâm Dininde Namazın Önemi

Namaz, müslümanın hayatında İslâm´ın ilk ortaya çıkan alâmetidir. Namaz, insanın Allah´a kulluk etmesinin en önemli alâmetlerinden bi­ridir. Şu ayet-i kerimeler namazın önemini ne güzel belirtmektedir:

... Şüphesiz-ki namaz, mü´minlerin üzerine vakit(İeri bel)li olarak farz kılınmıştır.

(Nisa/103)

Ailene namazı emret, kendin de namaza, sabır göster.

(Taha/132)

Müslüman, namazı terkettiğinde küfre doğru büyük bir mesafe katetmiş ve küfre yaklaşmış olur. Namazı sürekli terkedip de inancı sağ­lam kalan çok az müslüman vardır; yani namazı terkeden müslümanın imanı tehlikeye girer; zira Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: ;

Hazret-i Ömer'in Müslüman Oluşu

Kureys Müsrikleri Habes ülkesine hicret eden müslümanlari, kendilerine teslim etmemesi üzerine iskencelerini artirmaya basladilar.Kureys Müsriklerinin azillilarindan Ebu Cehil, kureyslilere teklif götürerek Peygamberi öldürülmesini teklif etti,ve bunu yapabilen her kim olursa büyük ödülün verilecegini ilan etti.Hz.Ömer ''ben buna talibim'' dedi.....

HAZRET-I ÖMERIN MÜSLÜMAN OLUSU

Kureys Müsrikleri Habes ülkesine hicret eden müslümanlari, kendilerine teslim etmemesi üzerine iskencelerini artirmaya basladilar.Kureys Müsriklerinin azillilarindan Ebu Cehil, kureyslilere teklif götürerek Peygamberi öldürülmesini teklif etti,ve bunu yapabilen her kim olursa büyük ödülün verilecegini ilan etti.Hz.Ömer ''ben buna talibim'' dedi.Ona'' Ey Ömer!Sen,buna elverislisin!''dediler.Hz.Ömer,vereceginiz mallar hakkinda Saglam Kefalet var mi? Diye sordu.Ebu Cehil ''Evet var! Dedi.Hz.Ömer bu hususta onlarla bir anlasma yapti. Hazret-i Ömer'in kiz kardesi Fatima bint-i Hattab, Said b. Zeyd, b, Amr,b. Nufeyl ile evli olup Fatima hatun da, Said b. Zeyd de, Müslüman olmuslardi.Fakat, Müslümanliklarini, Hz. Ömer'den, gizli tutuyorlardi.Yine, Hz. Ömer'in mensup bulundu§u Adiy b. Ka'b ogullarindan Nuaym b. Abdullah Nahham da, Müslüman olmustu.Kavmindan korktugu için, o da, Müslümanligini, gizli tutuyordu.Habbab, b. Erett, Fatima hatuna gelip gidip Kur'an, okur ve okuturdu.

MESTLER ÜZERİNE MESH YAPMAK

365 Mesh'in lûgat manası: "Eli bir şeyin üzerinden geçirmektir. Şeriat'ta ise; ıslaklığın hususi bir zamanda hususi meste isabet etmesidir."(234) Şer'an mest: Deri ve benzerinden yapılıp, topukları ve fazlasını örten ayakkabıdır. Molla Hüsrev: "Mest üzerine mesh etmek sünnet-i meşhure ile sabittir. Mest üzerine meshi caiz görmeyen kimse mübtedi (Bid'atçı) olur. Fakat onu caiz görmekle birlite, azimet yolunu tutarak (ayaklarını yıkayıp) mesh etmese sevab kazanır"(235) hükmünü beyan etmektedir.

Masallar Hikayeler

TOHUMLAR
İbret veren Hikayeler Dizisinden

O Sabah güneş yine her zamanki gibi yükselmiş, ısı ve ışınları bereketli topraklar üzerine cömertçe göndermeye başlamıştı. Ali dayı, sabah namazından hemen sonra yola koyulmuştu. Tarlasına ha vardı, ha varacaktı. Başını kaldırıp güneşe baktı.

- Allah´a şükürler olsun, diye mırıldandı..

Arabanın üstünde, uykusundan henüz uyanmış olan küçük Abdullah merakla başını kaldırip babasına baktı.
- Durup dururken niye şükrettin baba?
Ali dayı tebessümle oğluna baktı ve;
- Şükür her zaman yapılır evlat, dedi. Çünkü Allah´ın bize ihsan ettiği ni´metlerden her an faydalanıyoruz. Beş dakika nefes almazsan ne olur?

Abdullah dudak büktü:

Hac ef'âlinin terkibi keyfiyyeti

Hacca giden kimse râbiğ gibi (her düşünceden azade refah ve huzur içinde imiş gibi), bir mîkatten ihram giyer. Evvelce tırnak kesmek, koltuk temizlemek gibi nezafetler icrasından sonra, gasl eder, yahut abdest alır. Elbisesini çıkararak, sünnet üzere, bir izar ile bir rida tutunur Onlara ilik düğme yapmaz ve uçlarını düğümlemez. Başını ve ayaklarını açık bulundurur. Başına bir şey giymez ve örtmez (Şemsiye tutabilir). Ayaklarına, üstü açık ayakkabı giyer. İhramlı Allahın himayesindedir.

Muftirat (orucu bozan şeyler)

Savm ki, muttekinin licamı ve ebrar ile mukarrebinin riyazidir. (Licâm - dizgin, riyâz - bahçedir). Cevherede beyan edildiği üzere, savmı umûm ve savmı husus ve savını hususul-husus olmak üzere, oruç üç derecedir.

Umumun savmı, nefsi muftırattan menetmektir.

Hususun savmı, muftırattan men ile beraber, sem'i ve basarı ve lisanı ve eli ve ayağı velhâsıl cemii cevarihi, günahlardan meneylemektir.

Hususul-hususun savmı: Kalbi dahi, âdi duygu ve dünyevî düşüncelerden uzak tutup, onu mâsivadan külliyyen menetmektir.

İftar, savmın şer'î hakikati olan, hususî imsakin zıddı olmakla, muftirat lâfzından, imsak mukabili olan şeyler mânâsını kasd ederek, iftarı, hem bâdel-imsâk ifsada ve hem imsaksizliğe şâmil kılacağız.

Ahval-i Nisa (Kadınlara mahsus haller)

Hayiz, nifas ve istihaza isimleriyle kadınlara mahsus üç nevi hal vardır. Bunlara, sırasiyle âdet, lohusalık ve mâzûrelik de denir.

Hayiz, gebeliği veya kan çıkmasını mûcip başka bir hastalığı olmayan ve nevmidi sinnine ermemiş bulunan baliganın rahmından yani döl yatağından zuhur eden kana denir.

Muhaşşi der ki, bu tarif hayizin necisten addedilmesine göredir (1). Hadeslerden biri olduğuna göre, şöyle tarif edilir: Hayiz, malûm müddetle devam eden şer'i maniadır.

Kadınlarda, bir sinni bülûğ ve bir de sinni iyas vardır. Bülûğ yaşının başlangıcı, dokuzdur (2). İyas yaşının sonu elli beştir. Bülûğa erene baliga denildiği gibi, iyas yaşına ulaşana da âyise tâbir olunur.

İslâm’ı Nasıl Seçtim?

"Allah'a iman, biz insanlara verilebilecek en büyük hediyedir..."

ADIM JEWELLEE, yeni Müslüman olmuş biriyim. İslâm’ı ‘niçin’ seçtiğim hakkında yazacağım, ancak bu daha çok ‘nasıl’ sorusuna cevap teşkil edecek bir yazı olacak sanırım.

İslâm’ı Nasıl Seçtim?

Ayten Yadigar

"Allah'a iman, biz insanlara verilebilecek en büyük hediyedir..."

ADIM JEWELLEE, yeni Müslüman olmuş biriyim. İslâm’ı ‘niçin’ seçtiğim hakkında yazacağım, ancak bu daha çok ‘nasıl’ sorusuna cevap teşkil edecek bir yazı olacak sanırım.

İSLÂM VE MÜZİK

Soru: "-Son yıllarda; İslama hizmet niyetiyle, birçok televizyon ve radyo istasyonu kuruldu. Fakat bu işle meşgul olan kardeşlerimiz, müzik yayınına ağırlık veriyorlar. (..) Öğrenmek istediğim husus şudur: İslam dininde müziğin hükmü nedir? İmam-ı Gazali'nin; insanlara ahireti hatırlatan şiirlerin okunmasını ve ilahilerin söylenmesini müstehap kabul ettiği doğru mudur ?"

HİLÂFETİN İLGASI VE KAVMİYETÇİLİK GAYRETLERİ

Soru: "Cumhuriyet tarihi ile ilgili bir tez hazırlıyorum. Birinci Büyük Millet Meclisi'nde, hilafetin ilgası meselesi görüşülürken, Seyyid Bey'in ortaya koyduğu bazı tesbitler vardır. Arapların, "Halifeler Kureyş'tendir" hadis-i şerifini öne sürdüklerini ve Osmanlı hilafetini hiçbir zaman kabul etmediklerini izah etmektedir. Ayrıca, "Hilafet otuz yıldır" hadisini delil getirmekte ve Emeviler ile Abbasiler arasındaki mücadelenin saltanatı getirdiğini belirtmektedir. Bu konuşma metnini size gönderiyorum.(...) Mustafa Kemal'in, "Nutuk" isimli eserinde, hilafetin niçin ilga edildiği anlatılmaktadır. (...) Osmanlı Devleti'nin son yıllarında padişah ile halife, ayrı ayrı şahıslardır. Bilindiği gibi; saltanat önce, hilafet ise daha sonra il

HİBE'NİN MAHİYETİ

1574 Mü'minler birbirlerinin kardeşleridirler. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Kendi nefsin için istediğini, kardeşin için de iste"(334) buyurduğu bilinmektedir. İhtiyaç sahibi her müslüman; kendisine yardım edilmesini arzu eder. İşte bu nokada karşımıza "Hibe" ıstılahı çıkar. 1575 Önce kelime üzerinde duralım. Hibenin lûgat manası; teberru, yardım ve kabul eden kimseye faydası olan bir mal ile ihsanda bulunmaktır.(335) İslâmi ıstılahta: "Herhangi helal olan bir malı, karşılıksız olarak, bir başkasına mülk edindirmeye hibe denir"(336) şeklinde tarif edilmiştir. Resûl-i Ekrem (sav) hibeyi teşvik etmiş ve "Birbirinize hediye veriniz ki, muhabbetiniz artsın"(337) buyurmuştur.

EVLATLAR ARASINDA AYRIMCILIK

Soru: "Babam hal-i vakti yerinde olan bir Müslümandır. Kendisinin üç oğlu, bir kızı vardır. Çocuklarından birisine, diğerlerine göstermediği ilgiyi göstermektedir. (..) Bu ilgi sadece sevgiyle sınırlı değildir. Diğer çocukları kendilerini üvey evlat gibi hissettikleri için, garip davranışlar içine girmişlerdir. (..) Birden fazla çocuğu olan bir Müslüman; malını onlardan yalnız birine verse, günah işlemiş olur mu?"

Tahiyyat

514 - Soru: "Tahiyye" selâmlamak manasına gelmektedir. Namazların oturuşlarında okunan tehiyyat da bu manaya mı gelmektedir?
Cevap: Tahiyyat, asıl itibariyle selamlamalar manasına gelmektedir. Burada "her türlü kavli ibadetler" dille yapılan her türlü ibadet kast olunmaktadır. Peygamber Efendimiz(sav), Rabbani bir ilhamla bunları okuduğunda, Cenab-ı Hak, bu selama mukabele buyurup "Esselamü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berekatüh" cümlesiyle mukabele lütfunda bulunmuştur. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz(sav) de "Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin" diye Rabbimizin selamına mukabele etmiştir.
515 - Soru: Bu tahiyyat diğer mezheplerde de aynen okunmakta mıdır?