Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

TEŞRİİ (KANUN KOYMA) HAKKI'NIN TESBİTİ

1803 Resûl-i Ekrem (sav)'in Medine'ye hicretinden hemen sonra İslâmi devleti kurduğu bilinmektedir. Önce muhacirlerle-ensar arasında kardeşlik anlaşması yapılmış; daha sonra da Medine'de oturan Yahudi, Hıristiyan ve diğer inançlardaki insanlarla (Adli, Siyasî, Askerî ve Mâlî konuları içine alan 52 maddelik) bir "Sosyal Sözleşme" imzalanmıştır. Bazı müellifler; bu sosyal sözleşmeye "Anayasa" adını vermişlerdir. Bu tabirin yerinde olup-olmadığı tartışılabilir.  İmzalanan sosyal sözleşmenin 23.ncü maddesine göre; "İhtilâf halinde çözümün Allah'a ve Resûlüne bırakılacağı" kararlaştırılmıştır.(38) Esasen mü'minlerin şahsi reyleriyle; Allahû Teâla (cc) ve Resûlü'nün hükümlerine karşı çıkmaları mümkün değildir.(39

İLİM, AMEL ETMEK İÇİNDİR

Bilindiği gibi fıkıh ilminin konusu, insanoğlunun fiilleridir. Gayesi ise, insanı dünyada ve ahirette saadete ulaştırmaktır. İmam-ı Azam Ebû Hanife (rha) fıkhı şu şekilde tarif etmiştir: "Fıkıh ilmi kişinin leh ve aleyhinde olan şeyleri bilmesidir. İlim ancak amel etmek işindir. İlim ile amel etmek; ahiret saadeti işin dünya meşguliyetlerini terkedip, gönülden şıkarmaktır. Leh ve aleyhte olan şeylerden maksad; mükellef (sorumlu) olan müslümanları ilgilendiren emir ve nehiyler ile mübah olan şeylerdir. Ahiret saadetini elde etmek işin dünya meşguliyetlerini terketmekten maksad; dünya hırsını, mal sevgisini terk edip (bütün imkanlarını) Allah yolunda hizmete vasıta kılmak ve böylece ahiret saadetini elde etmektir."(21) İnsanoğlunun lehin

Namaz kılmak

Kıyâm, kıraet, rükû, sücûd ve kuûd fiilleriyle Cenâb-ı Hakka ibâdet etmektir.

(Kıyâm) kıbleye karşı yâni, Mekke-i Mükerremedeki Beyt-i muazzamaya doğru el bağlayıp ayakta durmaktır.

(Kırâet) kıyamda Kur'andan bir şey okumaktır. Hassaten Fâtiha sûresi ve fazla olarak başka bir sûre veya birkaç âyet okunur.

(Rükû') ayakta iken eğilip üç kere «Sübhâne Rabbiye-l-azîm» demektir.

(Sücûd) oturup yere kapanmak ve üç kere «Sübhâne Rabbiye-l-âlâ» demektir. Namaz içinde secdeler ikişer olarak yapılır.

Bu dört hareketin toplamına Rek'at tâbir olunur. Bir rek'atta bir rükû' ve iki sücud vardır. Namazlar rek'atlardan teşekkül eder.

6. ANNE VE BABAYA İYİLİK VE İTAAT ETMEK ZARURİDİR

1704 Allahû Teâla (cc)'nın kanunlarında herhangi bir değişiklik olmaz. Ulema buna "Sünnetûllah" adını vermiştir. İnsan anne rahminden,; hiçbirşey bilmediği halde dünyaya gelir. İlk yılları tam bir zaaf içerisindedir. Annesi, onu sevgi ve merhametle bağrına basar, korur ve büyütür. Çocuk büluğa erdikten sonra, aile sahibi olur. Artık o da bir anne veya babadır. Derken ihtiyarlık gelir çatar!.. Bu "sünnetullah"; Hz. Adem (as)'dan beri hep böyle devaran etmiştir. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de: "Allah sizi bir zaaftan yaratan, sonra diğer bir zaafın ardından kuvvet veren, sonra kuvvetin arkasından da yine zaafa ve ihtiyarlığa getirendir. Allah ne dilerse yaratır"(161) hükmü beyan buyurulmuştur. Müfessirler; bu Âyet-i Kerîme'de insanın devrelerine

Teheccüd Namazı

Bazı Nâfile Namazlar İnsan farz namazları noksansız edâ etmekle beraber, bunun dışında nâfile olan evvâbin, teheccüd , duhâ ve tesbih namazlarını da kılmaya gayret etmelidir. Çünkü, bunlarda sayılamayacak kadar büyük sevap ve hasene vardır. Bir hadis-i kudsîde Cenâb-ı Hak: "Kulum farzlarla benim azabımdan kurtulur, nâfilelerle de bana yaklaşır." buyuruyor Evvâbin Namazı Evvâbin namazında yüz hasene (ilâhî ihsan) vardır. Cenâb-ı Hakk bunun yetmişbeşini âhirette, yirmibeşini de dünyada verir. Binâenaleyh evvâbin kılmaya devam edenler mahşer sıkıntısı çekmezler. Evvâbin namazı akşam namazını müteâkip 6 rek'at olarak kılınır. Duhâ Namazı Duhâ namazında da yüz sevap vardır. Cenâb-ı Hakk bunun yetmişbeşini dünyada, yir

İNSANLARIN FİİLLERİ VE İRADE

206 Kullardan ve diğer canlılardan zuhur eden fiilleri Allahû Teâla (cc) yaratmıştır.(163) Fiil; mümkünü, imkan halinden alıp gerçek varoluşa irca etmekten ibarettir. Bu noktada karşımıza "Halk" ve "Kesb" ıstılâhları çıkar. Herhangi bir fiili Allahû Teâla (cc)'nın yaratmasına "Halk" denir. Kulun yaratılmış olan o fiili kendi ihtiyariyle işlemesine "Kesb" denilir. Sadrüddin Teftazani: "İnsanların sevab  ve mükâfat almaya, ceza ve azab görmeye esas teşkil eden ihtiyari fiilleri vardır"(164) hükmünü zikreder. Dolayısıyla "Kesb" insanın kudret mahallinde (yani bedeninde) bulunur. Sonuç olarak: Allahû Teâla (cc) hâlik (yaratıcı) dır. İnsan Kâsib(Kazanan)dir.

ALAY ETMEK - KÖTÜ LAKAP TAKMAK VE AYIPLAMAK DOĞRU DEĞİLDİR

1783 Kur'ân-ı Kerîm'de: "Ey iman edenler!.. Bir kavim, diğer bir kavim ile alay etmesin. Olur ki (alay edilenler Allah indinde) kendilerinden daha hayırlıdır. Kadınlar da kadınları (eğlenceye almasın). Olur ki onlar (eğlenceye alınanlar) kendilerinden daha hayırlıdır. Kendinizi ayıplamayın. Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra faasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, onlar zâlimlerin ta kendileridir"(314) hükmü beyan buyurulmuştur. Hangi gâye ile olursa olsun; bir müslümanla alay etmek, ayıbını yüzüne vurmak ve hoşlanmadığı bir lakap takmak doğru bulunmamıştır. Resûl-i Ekrem (sav) mü'minlere "Ya hayır konuşmalarını veya susmalarını"(315) tavsiye buyurmuştur.

Kadir Gecesi

Mübârek Gecelerde Yapılacak İbâdetler Mevlid Gecesi Mevlid Gecesi, Rebîu'l-evvel ayının 12'nci yani onbirini onikisine bağlayan gece Peygamber Efendimiz'in dünyayı şereflendirdikleri gecedir. Bu gecede bir tesbih namazı kılınır. Namaza şöyle niyet edilir: "Yâ rabbi! Bu gece teşrifleri ile dünyayı nûra gark ettiğin Sevgili Habibin, başımızın tâcı Resûlü zîşân Efendimizin hürmetine, ben âciz kulunu da afv-ı ilâhîne, feyzi ilâhîne mazhar eyle. Allâhü ekber." Regâib Gecesi Üçayların ilki olan Recep ayının ilk cuma gecesi, yâni perşembeyi cumaya bağlayan gece, Regâib Gecesi'dir. Bu gecede akşam ile yatsı arasında 12 rek'at hâcet namazı kılınır. 2 rek'atte bir selâm verilir. Hâcet namazına şöyle niyet edilir: "Yâ Rabbi,

BAYRAM NAMAZLARI

652 Önce "Iyd" kelimesi üzerinde duralim. Bu kelime "Avdet"den alinmistir. Avdet; dönmek manasinadir. Bayramlara "Iyd" denilmesi ûlema'dan bazilarina göre, her sene tekerrür ettikleri içindir.(542) Muteber bütün fikih kitaplarinda; " Cum'a Namazi babindan" hemen sonra, bayram namazlari konu edilmistir. Hatta Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat'in "Akaid" kitablarinda: "Cum'a ve Bayram namazlarinin edâsi için ûlû'lemr'e ihtiyaç vardir"(543) denilmek suretiyle, iki namaz yine bir arada zikredilmistir. Ibn-i Abidin: Cevhere'de söyle denilmistir: "Bayramla Cum'a'nin münasebeti meydanda olup, sudur: Bunlarin her ikisi de, büyük cemaatle kilinir. Ikisinde de kiraat asikare okunur. Hutbeden maada; birinin sarti ne ise digerinin sarti da odur. Cum'a Namazi kime farz ise, bayram da ona vaci

YEMİN'İN TARİFİ, RÜKNÜ, HÜKMÜ VE MÂHİYETİ

1995 Kur'ân-ı Kerîm'de: "Allah sizi yeminlerinizdeki lağvden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat kalblerinizin azmettiği yeminler yüzünden muaheze eder. Bunun da keffâreti ailenize yedirmekte olduğunuzun orta (derece) sinden on yoksulu doyurmak, ya onları giydirmek, yahud bir köle azâd etmektir. Fakat kim (bunları) bulamaz, (bulmaya muktedir olamaz)sa üç gün oruç tutması lâzımdır. İşte bu and (yemin) ettiğiniz vakit, (Onları bozmanın) keffâretidir. Yeminlerinizi muhafaza ediniz. Allah ayetlerini size böyle açıklıyor. Ta ki şükredesiniz"(52) hükmü beyan buyurulmuştur.

İkale

İkale´nin Tarifi

İkale, lugatta kaldırmak anlamına gelir. Onun akidlerde kullanılması, akdin hükümlerini ortadan kaldırması demektir. Öyleyse fakihlerin ıstılahında ikale´nin mânâsı, akid yapan iki kişinin akdi feshetme husu­sunda karar vermeleridir. Tariften anlaşılıyor ki ikale, ancak rükün ve şartları tahakkuk edip kesinleşen akidlerde sözkonusu olur; yani bu tür akidde, akdi yapan kişilerden birinin diğerinin muvafakatini almadan akdi feshetmesi mümkün değildir. Taraflardan biri razı olmasa dahi feshedilebilen akidde ikale´ye ihtiyaç yoktur. Yine tariften anlaşıldığına göre ikale, ancak feshi kabul eden alışveriş, icare ve benzeri akidlerde sözkonusu olur. Feshi kabul etmeyen nikâh gibi akidlerde ise ikale yoktur.

Otuziki Farz

İMANIN ŞARTLARI

1. Allah Teala´ya inanmak
2. Allah´ın meleklerine inanmak
3, Allah´ın kitaplarına inanmak
4. Allah´ın peygamberlerine inanmak
5.Ahiret gününe inanmak
6. Kader ve kazaya inanmak

NAMAZIN FARZLARI

Dışındakiler :
1. Hadesten taharet
2. Necasetten taharet
3. Setr-i avret
4. İstikbal-i kıble
5. Vakit
6. Niyet

İçindekiler :
1. İftitah tekbiri
2. Kıyam
3. Kıraat
4. Rukü
5. Sücud
5. Kade-i ahire
İSLAMIN ŞARTLARI

1. Kelime-i şehadet getirmek
2. Namaz kılmak
3. Oruç tutmak
4. Zekat vermek
5.Hacca gitmek

ABDESTİN FARZLARI

1. Yüzü yıkamak
2. Kolları dirsekleriyle beraber yıkamak
3. Başının dörtte birini meshetmek
4. Ayakları topuklarıyla beraber yıkamak

KARZ-I HASEN'İN TARİFİ VE MÂHİYETİ

2031 Önce kelime üzerinde duralım. Kârz: lûgatta, geri almak üzere verilen demektir.(134) "Kesmek" manasına da gelir. Borç veren kimse; kendi malından bir kısmını kesip ayırarak, başkasına verdiği için "Karz" denilmiştir. İslâmi ıstılâhta: "Misli olan maldan; benzerini geri almak üzere başkasına vermeye karz denilir"(135) tarifi esas alınmıştır. Hanefi fûkahası; çarşı ve pazarda benzeri sürekli olarak bulunan malları, "Misli" kabul etmiştir. Borç veren kimseye "Mukriz", borç alana "Müstakriz" ve borç alma işine de "İstikrâz" denilir.(136) Sadece Allahû Teâla (cc)'nın rızâsını gözeterek; hiçbir karşılık beklemeden ve menfaat ummadan, verilen borca "Karz-ı Hasen" denilmiştir.

NAMAZ

Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle anlatır:

Müslümanlar (muhacir olarak) Medine´ye geldikleri zaman toplanırlar ve namazların vakitlerini gözetlerlerdi. Namaz vakitlerini hiçbir kimse ilan etmezdi. Bir gün bu hususta konuştular. bazıları Hıristiyanların çanı gibi bir çan edinin; diğer bazıları da Yahudilerin borusu gibi bir boru olsun dediler. Ömer (Halkı) namaza çağırmak için niye bir adam göndermiyorsunuz? dedi. Allah Resulü (a.s.): "Ey Bilâl! kalk namaz için çağrıda bulun" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 568

Enes (r.a.) şöyle anlattı:

Bilâl´e Ezan lafızlarını ikişer ikişer, kamet lafızlarını da birer birer söylemesi emredildi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 569

İbn Ömer (r.a.) şöyle anlattı:

HACCIN VÜCÛBUNUN ŞARTLARI

944 Bir mükellefe haccın farz olması için, bir takım şartların bulunması zaruridir. İbn-i Abidin, "Lübab" sahibine uyarak haccın şartlarını dört kısımda incelemiştir. Birincisi vücûbunun şartlarıdır. Nitekim bu hususta şunları kaydeder: "Birincisi, vücûbunun şartlarıdır. Bunlar tamamen bulunursa, hacc vacip (Farz) olur. Tamamı bulunmazsa, hacc vacip olmaz. Mezkûr şartlar yedi olup şunlardır: İslâm, Dar-ı Harp'te olan müslümanın haccın farz olduğunu bilmesi, bülûğ, akıl, hürriyet, gücün yetmesi ve vakit."(21)  945 MÜSLÜMAN OLMAK: Bir kimseye haccın farz olması için; o kimsenin müslüman olması şarttır. Çünkü kâfir ibadete ehil değildir. Hatta bir kimse kâfir iken; hacc yapmaya gücü yetecek derecede zengin olsa, fakat müsl