Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

İftitah Tekbiri

İftitah Tekbiri Namazın rükünlerinden birincisi iftitah tekbiri yâni namaza "Allâhü Ekber" diyerek başlamaktır. Tekbir alırken ilk heceyi (Aaallâhü) şeklinde uzatmak câiz değildir. Bunu yapan, namaza girmemiş olur. Namaz içinde yaparsa namazı bozulur.

KURBAN'LA İLGİLİ DİĞER MESELELER

1078 Hz. Hunneş (ra)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Hz. Ali (ra)'yi iki koç keserken gördüm ve ona: "- Bunlar nedir?" diye sordum. Hz. Ali (ra): "- Resûl-i Ekrem (sav) bana kendisi için kurban kesmemi vasiyyet etmişti, işte ben onları kesiyorum" buyurdu.(359) İslâm ûleması; herhangi bir mükellef, ölüm anında kendisi için kurban kesilmesini vasiyyet ederse, onun adına kurban kesilmesi caizdir" hükmünde müttefiktir.  1079 AKİKA KURBANI: Önce "Akika" kelimesi üzerinde duralım. Çocuğu ilk defa tıraş etmeye "Akk", çocuğun ilk saçlarına da "Akika" denir. İslâmi ıstılâlta: "Çocuğun doğumundan yedi gün sonra başındaki tüyleri tıraş edib, adını koyduktan sonra Allahû Teâla (cc)'ya şükür için kesilen kurbana "Akika kurbanı" denir. H

VASİYET'İN TARİFİ VE MÂHİYETİ

1916 Vasiyet; arapça bir kelime olup, "Evsâ, yûsi'den" masdardır, tavsiye etmek, eklemek ve ısmarlamak gibi manalara gelir. İslâmi ıstılâhta: "Ölümden sonra geçerli olmak üzere; malını (veya bir menfaati) başkasına teberrû sûretiyle temlik etmeye (Mülk) edindirmeye vasiyet denilir"(32) tarifi esas alınmıştır. Vasiyet; ölüme bağlı olan bir tasarruftur. Bırakılan mal veya menfaat; sadaka hükmündedir. Vasiyet yapana "Mûsi"; bırakılan şeye "Mûsabih", bırakılan şahsa "Mûsa leh", yapılan tasarrufa da "Vasiyet" denilir. Çoğulu "vesâyâ" gelir.(33) İslâm fıkhında "vasiyet"; mirasla ilgili hükümler gelmeden önce "Farz" olan bir tasarruftu. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de: "Sizden birinize ölüm gelip çattığı vakit, eğer mal bırakacaksa; anney

MİRÂSTA "OĞLUN KIZININ (BİNTÜ'L İBN)" DURUMU

1937 Oğlun kızı veya oğlun... oğlunun kızı için vâris olmada altı hal sözkonusudur. Mûrisin (ölen kimsenin) oğlu veya kızı bulunmayıp (daha önce öldükleri için), oğlunun bir tane kızı varsa, bu terikenin yarısını (1/2) alır. Kız bulunmayınca, oğlun kızının onun yerine geçeceği sünnetle sâbittir. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Oğulların çocuğu, insanın kendi çocuğu hükmündedir. Kendilerinin üstünde de bir oğul yoksa; bunların erkekleri, adamın kendi erkek çocukları gibi, kızları da kendi kız çocukları gibidir. Onlar gibi dedelerine vâris olurlar, onlar gibi mirâstan mahrum olurlar. Oğlunun çocuğu, oğul ile birlikte vâris olamaz"(70) buyurduğu bilinmektedir. Kız bulunmayınca; oğul kızının onun yerine geçeceği hususunda icm

Namazın Bozulması

881 - Soru: Kişi namaz kılarken, bir kimse onun durduğu seccadeyi ileri-geri çekse ve fakat yönü kıbleden dönmüş olmasa o kimsenin namazı bozulur mu?
Cevap: Namaz kılanın huzuruna engel olduğu için, bu işe cür'et eden kimse günaha girse de, namaz bozulmaz. Zira namazın bozulması için o kimsenin göğsünün kıbleden dönmüş olması lazımdır.
882 - Soru: "Amel-i kalil" (az bir iş) namazı bozmaz" diye okuyoruz. Oruç bahsinde "unutarak yiyip içmek, orucu bozmaz" deniliyor. Namazda bulunan bir kimse "Of" demek gibi az bir kelime telaffuz etse veya unutarak konuşsa namazının bozulmayacağından tereddüt ediyoruz. Bu iki hususa namazı da kıyaslayabilir miyiz?

Gusül, Guslün ahkâmı

Gasl, yıkamak ve gusül yıkanmak demektir.

İğtisal, bütün vücudu yıkamaktan ibaret olup, sıcak su ile olanına istihmam, soğuk su ile olanına ibtirat denir ki, serinlemek demektir. Müslim olan insanın bu iki suretin biriyle iğtisali, bazen farz ve bazen de sünnet veya müstahap olur.

9. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

1) Er Rûm Sûresi: 30. (Geniş bilgi için / Mecmuatu't Tefasir-İst: 1979 C: 5 Sh: 44
(2) İbn-i Kesir - Tefsirû'l Kur'ani'l Azim-Beyrut: C: 1 Sh: 351
(3) El Aclûni-Keşfu'l Hefa-Beyrut: 1351-52 C: 2 Sh: 263 Had. No: 2538
(4) El Münavi-Feyzû'l Kadir-C: 5 Sh: 294
(5) Sünen-i İbn-i Mace-İst: 1401 Çağrı Yay. C: 1 Sh: 632-633 Had. No: 1967 K. Nikah
(6) En Nisa Sûresi: 28
(7) İbn-i Kesir - Tefsirû'l Kur'ani'l Azim-Beyrut: C: 1 Sh: 479
(8) Sahih-i Buhari-İst: 1401 Çağrı Yay. K. Rikak: 23 C: 7 Sh: 184, ayrıca Sünen-i Tirmizi- K. Zühd babı.
(9) Ahmad b. Hanbel-El Müsned-İst: 1401 Çağrı Yay. C: 2 Sh: 291, Ayrıca Sünen-i İbn-i Mace-C: 2 Sh: 1418 Had. No: 4246
(10) Et Tebrizi-Mişkâtu'l Mesâbih-Şam (Dımeşk): 1961 C: 2 Sh: 170

Ashâb-ı Kirâm

Ashâb-ı Kirâm Ashab, Peygamber Efendimizi bir kere bile olsun iman gözüyle görüp, sohbetinde bulunan müslümanlardır. Ashâb'ın hepsi çok büyük derece sahibidirler. Çünkü onlar, Peygamberimizi gözleriyle görmüş, en zor zamanlarda onun etrafında kenetlenip mallarıyla, canlarıyla İman ve İslâm'ın yayılması için cihâd etmişler, büyük gayretler göstermişlerdir. Böylece Peygamberimizin en büyük teveccühünü kazanmışlardır. Hepsi de tepeden tırnağa adetâ nur hâline gelmişlerdir. Ulvî dinimizin yayılmasında onlar önderlik etmişlerdir. Bu devirde bir insan tek başına bütün dünyayı fethetse, dünya dolusu altın tasadduk etse, yine de ashâbın en küçüğünün mertebesine erişmesi mümkün değildir. Biz müslümanlar, Ashâb-ı Kir

İslamın Şartları

İslamın Şartları İslâm: Resûlullah Efendimiz'in tebliğ buyurduğu şeyleri dil ile ikrar, kalb ile tasdik ederek Cenâb-ı Hakk'a itâat etmektir. İslâm'ın şartı beştir. Yani İslâm dini beş esas üzerine kurulmuştur. Kelime-i şehâdet getirmek, Namaz kılmak, Zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak, Haccetmek. İslamın şartlarını yerine getiren kimseye mümin ve müslüman denir. Bu şartlardan herhangi birini inkâr eden ise dinden çıkmış olur.

NAMAZLA İLGİLİ MUHTELİF HADİSLERİN İZAHI

Soru: "Geçtiğimiz Ramazan ayında; okul arkadaşımın tavsiyesi üzerine 'Kur'an ve Sünnete Göre Namazı Terketmenin Hükmü' isimli bir broşürü okudum. İbn-i Kayyım El Cezviye'nin 'Kitabu's Salat' isimli eserinde yer alan bazı hadis-i şeriflere göre, namazı terk eden kimsenin müşrik olduğu belirtilmektedir. (...) Zihnime takılan hususları, şöylece sıralayabilirim. (...) Hz. Cabir b. Abdullah'tan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resul-i Ekrem (sav), 'Hakikaten kişi ile şirk ve küfrün arasında, namazı terk etmek vardır' buyurmuştur. Bu hadis-i şerif, Sahih-i Müslim'de kayıtlıdır. Sünen-i Tirmizi'de ise; yine Hz. Cabir'den gelen rivayet, 'Küfür ile iman arasında namazın terki vardır' şeklindedir. (...) Hanefi fukahası; birçok mes

ŞİRKET HUKUKU VE VEKALET ÜCRETİ

Soru: "Birbirinin hemşehrisi olan sekiz Müslüman bir araya gelerek, bir anonim şirket kuruyorlar. İçlerinden birisi tecrübeli olduğu için, diğerlerine: "Sermaye sizden, emek benden olsun. Size vekaleten şirketi yöneteyim. Zarar edersek, siz karşılayın. Kar edersek, aramızda eşit olarak paylaşalım" teklifinde bulunuyor. Teklifi kabul eden diğer yedi kişi sermaye koyuyorlar.(...) Aradan iki yıl geçtikten sonra, ortaklardan birisi: "İslam'a göre yaptığımız ortaklığın hükmü nedir? Sermaye koymayan birisi, şirketin karına niçin ortak oluyor. Ona hem maaş veriyoruz, hem kara ortak ediyoruz. Bu caiz midir?" suallerini soruyor. (...) Ortaklar kurdukları şirketin, İslam'a göre ne şirketi olduğunda anlaşamıyorlar. Bazıları bunun müdarebe olabil

KİTAB-UZ-ZEKÂT

.

Zekat

Zekât-ı Nukûd (Nakit paranın zekâtı)

Urûzun zekâtı

Sevaim (sürüler) in zekâtı

Develerin zekâtı

Sığır ve manda zekâtı

Ganemin (davarın) zekatı

Fıkıh bilmeceleri

Zekât hakkında fetvalar

İnânet (Cibab veya hısa sebebi ile ayrılma)

İnanet: İnniniyyettir. İnnin, erkeklik uzvu - kudretsiz olarak - mevcut olandır. Nâdir olarak yaradılıştan, ve en çok ihtiyarlıktan ileri gelir.

Cibab: Mecbubiyettir. Mecbub: tenasül uzvu, kesik olandır. Hisâe: Hasîliktir. Hasî: husyeleri kopuk (yok) olandır.

Evvelki, ak ağalık ve ikincisi ile üçüncüsü, tavâşîliktir ki, bunlar, kadına yaklaşmaya mâni olan hallerden, ve erkeğin ayıplarındandır.

Kadının dahi, tenasül mevziinde, ona yaklaşmaya mâni, çatıklık, yahut ur gibi ayıplar olabilir ki, öylesi, tenasül uzvunun fena teşekkülünden ibarettir. '

NAMAZ IÇERISINDE IMAMA TABI OLUNMAYAN DURUMLAR

508 Ibn-i Abidin: "Bir kimse kendisinden hoslanmadiklari halde bir cemaate imam olsa bakilir: Eger hoslanmamalari o sahistaki bir bozukluktan yahud kendileri imamliga ondan daha layik olduklarindan ise, imamligi (kerahat) mekruhtur. Çünkü Ebû Davud'un rivayet ettigi bir hadisde: "Kendisini sevmedikleri halde bir cemaate imam olan kimsenin namazini Allahû Teâla (cc) kabul etmez" buyurulmustur. O kimse hakli ise kerahat yoktur. Kerahat cemaatin üzerinedir"(258) hükmünü zikrediyor!.. Surasi muhakkaktir ki mü'minler namazda o kimseye iktida ettikleri için ona "Imam" denir. Eger hiç kimse iktida etmezse "imam" olmaz. Dolayisiyla namaz içerisinde; ictihada konu olan birçok hususta imama uymak gerekir. Mesela: Su bes seyi imam terkederse; muktedi de imama tabi olarak terkeder: "Bay

Guslün Farzları

Gusül Gusül, cünüplük, hayız ve nifastan çıkmak için ağzın ve burnun içini bütün vücutla birlikte yıkamaktır. Gusül, cinsi münâsebet, ihtilâm sebebiyle, hayız ve nifasın bitmesiyle icap eder. İhtilâm, uyku halinde meninin tenasül uzvundan şehvetle dışarı çıkmasıdır. Guslün Farzları Guslün farzları üçtür: Ağıza su vermek, Burna su vermek, Bütün bedeni yıkamak, Guslün Sünnetleri Niyet etmek Besmele çekmek, Önce avret mahallini yıkamak, Önce başına, sonra sağ, daha sonra sol omuzuna üçer defa su dökmek ve her defasında vücudu ovmak, Avret mahallini örtülü tutmak. Gusül Abdesti Nasıl Alınır Sünnet üzere gusül abdesti şöyle alınır: Gusle niyet edilir. Eller yıkanır. Temiz olsalar dahi ön ve arka avret yerleri yıkanır