Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

Kefalet



Beşeri münasebetlerde insanların birbirine olan ihtiyacı inkâr olunamaz. Alışverişte, alıcı ile satıcı arasında tam bir güven hasıl olmadığı zaman bir kefile şiddetle ihtiyaç duyulacağı zamanlar olur. Bu ihtiyacı hem alıcı hem de satıcı hisseder. Halka karşılık hayırhâhlık hisleri besleyen kimseler, onlara faydalı olmak için severek tasavvut etmek arzu eder. İşte bu gibi hallerde, gerek kefilin gerekse alıcı ve satıcının bilmesi ve dikkat etmesi gereken fıkhi meseleler vardır. Onlardan bir kısmını dile getirmek yerinde olur.

Felak Sûresi

Felak Sûresi بِسْـمِ ٱللهِ ٱلرَّحْمٰنِ ٱلرَّحِيمِ



قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ ٱلْفَلَقِ ﴿﴾ مِنْ شَرِّ ماَ خَلَقَ ﴿﴾ وَمِنْ شَرِّ



غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَ ﴿﴾ وَمِنْ شَرِّ ٱلنَّفَّاثَاتِ فِى ٱلْعُقَدِ ﴿﴾



وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَ ﴿﴾

Muta (Belirli Süre İçin Yapılan Nikâh)

1832- Feyziye Fetvalarından: "Muvakkat nikâh sahih olmaz" (H.Ec. 1/33)

Oruç

Savm ki, oruçtur. Namaz gibi bedenî olduğundan, onu müteakip zikr olunmuştur (1).

Bu bapta oruç meselelerinin başlangıcı, lûgaten ve şer'an olan mânâsı, sebebi, şartı, rüknü, hükmü, şer'iyyetinin hikmeti, sıfatı, ve aksamıdır.Savm (2), lûgatte imsâktır (3). Şerîatte: Ona mahsus zamanda - vechi mahsus üzere - muayyen şeylerden imsâktir.

Ona mahsus zaman şer'î gündüzden ibarettir ki, fecrin tulûundan (4) güneşin gurubuna kadar olan, müddettir.

Vechi mahsus niyyetten, yâni ibadete kasd etmekten ibarettir (5).

Muayyen olan şeyler, yeme, içme, cinsî münasebet gibi şeylerdir.

Ki, muftirat unvaniyle zikr edilecektir (6).

Zihâr

Hisâr vezninde olan (zihâr) muzahere gibi, mufaale babından masdar olarak: Zevc zevcesini, valide, kayın valide, bacı ve süt bacı gibi, kendisinin ebediyyen mahremi (1) bulunan, bir kadının - bakmak câiz olmayan - mevziine benzetmek mânâsında, ıstılahtır (2). Bu, cahiliyye talâkından olup, meşhur olan tâbiri «Sen bana annemin zahrı (arkası) gibisin.» olduğu için, «Zıhar» diye mârûf olmuştur (3). Meselâ: Bir müslim kendi zevcesini, mahremi bulunan kadınlardan birinin bakması haram olan bir yerine, benzeterek «Sen bana anamın arkası yahut karnı gibisin» demek, zıhardır.

Bu teşbihi eden kocaya, (müzahir) ve o zevceye (müzaher minha) tâbir olunur.

Zıharın: Hükmü, şartı, rüknü vardır.

HARAM

266: Delâleti ve subutu kat'î nasslarla işlenilmesi yasaklanan fiilere "Haram" denir. Hanefi fûkahası: "Haramın sabit olması için kat'î ve şüphesiz bir delil şarttır" hükmünde müttefiktir. Kur'ân-ı Kerîm'de: "Dillerinizin yalan yere vasıflandırageldiği şeyler için: "Şu helâldır, bu haramdır" demeyin. Çünkü (bu sûretle) Allah'a karşı yalan düzmüş olursunuz. Allah'a yalan düzenler ise, şüphe yoktur ki asla felâh bulmazlar"(25) hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefî fûkahası'nın kat'î delili şart koşması bu ayet-i kerime'ye dayanır. Haram; "Liaynihi" ve "Liğayrihi" olmak üzere ikiye ayrılır. Can, mal, akıl, din ve nesil emniyetini tahrip eden hususlar "Liaynihî haram" sınıfına girer. Adam öldürmek, hırsızlık ve eşkiyalık, şarab,

Cemaat Namazı

Hz. Peygamber Mekke´de kaldığı onüç yıl boyunca namazını tek başına kılıyordu. Hicretten sonra cemaatle namaz kılmaya başladı. Sahabîler Mekke´de işkence altında yaşadıkları için namazlarını tek başlarına evlerinde kılarlardı. Hz. Peygamber Medine´ye hicret ettikten sonra cemaatle namaz kılmaya başladı ve ölünceye kadar da devam etti.

Cemaat´in Hükmü
.

İztiba, İstilâm ve Remel

İztibâ: Tavâfa (1) başlamadan önceden ridânın bir ucunu (2) sağ koltuğu altından alarak, sol omuzu üzerine atmaktır. Erkeğe sünnettir.

Bu tarz üzere olan muhrime Muztabî denir.

İstilâm: Selâmlamaktır ki, tavafa gerek başlama sırasında, gerek tavâf esnasında, Haceri Esved önüne gelindikçe, ona istikbal ederek, namaza durur gibi, el kaldırıp, tekbîr ve tehlîl ile, haceri müşarun-ileyhe el koymak ve onu takbil eylemek, ve mümkün olamadığına göre, uzaktan el işareti yapmaktır.

Tavâf selâtından sonra, dahi Haceri Esved istilâm olunur.

Remel, emel vezninde, iztibâ halinde, tavafın ilk üç devresi —adımlar kısaltılmak ve omuzlar silkelenmek veçhile— süratli ve çalımlı icra olunmaktadır.

CENAZENIN TASINMASI VE DEFIN ETMEK

698 Cenazeyi dört erkegin tasimasi sünnettir. Ebi'l Mekarim'in Nikaye serhinde de böyledir. Cenaze tabuta kondugu zaman; dört tarafindan, her tarafinda birer kisi olmak üzere tutularak tasinir. Cevheretü'n Neyyire'de de böyle zikredilmistir.(623) Imâm-i Safiî (rha)'in kavline göre; iki kisinin tasimasi sünnettir.(624) Eger ölen kimse; komsu, akraba ve iyiligiyle söhret bulmus bir mü'min ise, onun cenazesinin arkasindan gitmek, nafile ibadetten daha hayirlidir. Bahru'r Raik'te de böyledir. Cenazeye bir vasita ile gitmekte bir beis yoktur. Fakat yaya gitmek daha efdaldir.(625) Vasita ile gidenlerin; cenazeyi geçip gitmesi mekruhtur.

Mal sahibinden izinsiz satış

2500 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, elinde emanet bulunan bir aygırı, kendi kısraklarına çekip daha sonra başkasına satsa ve mal sahibi kabul etmeyip aygırı alacak olsa, kısraklardan doğacak yavruları almaya güçlü (ve haklı) olmaz." (H.Ec. 2/8)
2501 - Behce Fetvalarından: "Fuzuli satış yapan bir malın sahibi, icazet vermeden önce vefat etse, mirasçıları satılan malı almaya güçlü (ve haklı) olurlar." (H.Ec. c. 2/10)

Satışta kefalet

2516 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, bir malını, Amr'a satmak istediğinde, Bekir (ismindeki üçüncü bir kimseyi) kefil vermek şartı ile satsa ve Bekir de o mecliste hazır olup kefaleti kabul etse, satış muamelesi muteber olur." (H.Ec. c. 2/2)
Açıklama: Satış muamelelerinde mal sahibinin müşteriyi tanımaması veya ona güven duymaması halinde kefil istemeye salâhiyeti vardır. Bu yoldan giderek, yapılacak bir satışta kefilin de o mecliste bulunması ve bir itirazda bulunmayıp kabul etmesi halinde satış muamelesi geçerlidir.

Tahlil ile temizleme

(Hı) harfi ile, tahlil ki, sirke etmektir. Maksut şaraba bir şey katarak, onu sirkeye tahvil eylemektir. Şarap, necis ve haram iken, sirkeye dönerek, tahir ve helâl olur.

Ramazan ve şevval aylarının sübûtu

Arabî aylar, bilindiği üzere kamerî aylardır. Kamerî ayların sübûtu ise, ehillesi iledir.

Eimme, imamın cemi olduğu gibi, ehille dahi hilâlin cemidir.

Hilâl: Yeni aydır ki, gurup vaktinde görünen ayın - yay şeklindeki -görünüşüdür (1).

Hava bulutlu olmadıkça, onu görmek her gören kimseye müyesser olur. Hava bulutlu bulunup, rüyet sabit olamaz ise, günleri hesaplamak lâzım geleceğinden, her kamerî ayın eveli, malûm ve mazbut olmak iktiza eder.

Kamerî aylar, gâh yirmi dokuz ve gâh otuz olmakla, her kamerî ayın iptidası, ya hilâlini görmek (2), yahut ondan evvelkinin günlerini otuza iblâğ eylemek ile, sabit olur.

EVLENME (NİKÂH)

Abdullah b. Mesûd´un (r.a.) Alkame´den rivayet ettiğine göre, Alkame şöyle dedi:

Ben Mina´da Abdullah b. Mesûd ile beraber yürüyordum. Derken, Osman b. Affan Abdullah´a rastladı ve onunla konuşmaya başladı. Osman, ona: "Ey Ebu Abdurrahman! Seni genç bir hanımla evlendirsek, olur ki sana geçen zamanından gençliğinin ve kuvvetinin bir kısmını hatırlatır" dedi. Abdullah cevaben: Sen böyle söylediysen Resulüllah´da (a.s.) bize şöyle buyurmuştur: "Ey gençler topluluğu! Sizden kimin evlenmeye gücü yetiyorsa hemen evlensin. Zira evlilik gözü (haramdan) daha çok uzaklaştırıcı, iffeti de çok daha koruyucudur. Evlilik külfetine güç yetiremeyenler ise oruç tutsun. Çünkü oruç, şehveti kıran bir şeydir."

Mühim Hatırlatma

Cenâze Namazı Cenâze namazı, vefat eden din kardeşlerimiz hakkında duâ olmak üzere bir farz-ı kifâyedir. Cenâze namazının kılınması için aranan şartlar şunlardır: Ölenin müslüman olması. Müslüman olduğu bilinmeyen, bu hususta hâli gizli olan kimsenin cenâze namazı kılınmaz. Ölenin müslüman olduğuna muteber şâhid ve delil lâzımdır . Ölünün yıkanarak temiz kefene sarılmış olması. Ölünün, imam ve cemaatin önünde olması. Ölünün tamamının veya bedeninin çoğunun mevcut olması. Eğer bedeninin çoğu gitmiş veya başsız olarak yarısı varsa namazı kılınmaz, yıkanmaz. Bir beze sarılarak gömülür. Cenâze Namazının Kılınışı Cenâze namazı dört tekbir ve kıyâmla edâ edilir. Bu namazda secde ve rükû yoktur. İmam,