Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

Zengin Olmak İçin

Bazı Dualar Sabahleyin evden çıkarken okunur: بِسْمِ ٱللهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى ٱللهِ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِٱللهِ



ٱلْعَلِىِّ ٱلْعَظِيمِ

"Bismillâhi tevekkeltü alellâah lâa havle velâa kuvvete illâa billâahil aliyyil azıym." Sabahları, bilhassa çarşı ve pazarda okunur: لاَ اِلٰهَ اِلاَّ ٱللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ ٱلْمُلْكُ وَلَهُ



ٱلْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ ٱلْخَيْرُ



وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

Kevser Sûresi

Kevser Sûresi بِسْـمِ ٱللهِ ٱلرَّحْمٰنِ ٱلرَّحِيمِ



اِنَّا اَعْطَيْنَاكَ ٱلْكَوْثَرَ ﴿﴾ فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَٱنْحَرْ ﴿﴾ اِنَّ



شَانِئَكَ هُوَ ٱْلاَبْتَرُ ﴿﴾

NAMAZ'IN KEYFIYETI (NAMAZ NASIL KILINIR?)

466 Namaz kilmayi murad eden kimse; önce abdest alip, farz namazin vaktinin girip-girmedigini kat'i olarak ögrenir. Zira vakit girmeden farz namaz edâ edilemez. Daha sonra kibleye yönelir ve ikametten sonra, kalbi ile kat'i olarak niyyet eder. Hangi namazi kildigini bilmesi kafi degildir. Çünkü bilmek baska seydir, niyyet baska seydir.(178) Iki elini, bas parmaklar kulak yumusaklari hizasina gelecek sekilde ve parmaklari tabii halde, iç kisimlari kible istikametine gelecek sekilde kaldirir. Tam bu sirada "Iftitah tekbirini" alir, yani "Allahû Ekber" der!.. Kadinlar ellerini omuzlari hizasina kadar kaldirirlar!... Iftitah tekbirinden sonra erkekler; sag elini sol el üzerine koyarak, göbek altinda baglarlar. Kadinlar elleri açik olarak gögüsleri üzerine koyma durumundadirlar.

Abdest Nasıl Alınır

Abdest Nasıl Alınır Mümkünse kıbleye dönülür, yüksek bir yere oturulur, Eûzü ve Besmele çekilir. Eller bileklere kadar üç kere yıkanır. Parmaklar birbiri arasına geçirilerek hilâllenir. Parmaktaki yüzük oynatılarak altına su ulaştırılır. (Resim: 1) Besmele çekilerek ağıza su alınır. (Resim: 2) Varsa misvak kullanıp, yoksa baş ve şehâdet parmağıyla dişler ovalanır. (Resim: 3) Ağız üç defa çalkalanır. Besmele çekilir, burna su verilir. (Resim: 4) Oruçlu değilse su burnun yumuşağına kadar çekilip, sol elle burun temizlenir. Bu iş iki kere daha yapılır. Abdeste kalb ile niyet edilip, Besmele çekerek avuca su alınıp yüz saç bitiminden çene altına, yan taraflardan da kulak yumuşaklarına kadar yıkanır. Kaşların altı ıslatıl

Mest Üzerine Mesh

382 - Soru: Ayağımıza giydiğimiz mestlerin üzerine meshettikten sonra mestlerden bir tekini çıkarsak, yalnız mest çıkan ayağı mı, yoksa her iki ayağı mı yıkayacağız?
Cevap: Her iki ayağın yeniden yıkanması gerekir.
383 - Soru: Çizmeye mest vermek caiz olur mu?
Cevap: Mestte aranılan şartlar çizmede de mevcut olduğu için üzerine mesh edilebilir.
384 - Soru: Bir mestde iki parmak, diğer mestte de bir veya iki parmak miktarı sökük bulunsa, bu mestlere mesh etmek caiz midir?
Cevap: Evet, caizdir. Bir mestte üç parmak miktarı sökük veya yırtık bulunması halinde mestler üzerine mesh caiz olmaz. Fakat iki mestin söktüğü toplama tabi tutulmaz.

Cincilik-Nazar-Muska-Cin-Şeytan

2268 - Soru: Şeytan (aleyhilla'ne) bütün ibadetleri yaptığı halde Allah'a (cc) hamd ve şükrünün bulunmaması; tardına sebep gösterilmektedir. Bunun ne derece doğru olduğunu açıklayınız?
Cevap: Şeytanın rahmet-i ilâhiden kovulmasına ve lanetlenmesine, onun Hz. Adem'in önünde kibre kapılıp, saygı göstermemesi sebep olmuştur.
2269 - Soru: Cincilik yapmak, yaptırmak doğru mudur? Cinleri toplayıp dağıtan ve gaybı bilen hoca var mıdır?
Cevap: Bu gibi işlerle meşgul olmak ve yaptırmak asla doğru değildir. Gaybı Allah'tan (cc) başkasının bilmesi düşünülemez.
2270 - Soru: Yıldıznâme denilen kitap doğru (güvenilecek) bir kitap mıdır?

Sevaim (sürüler) in zekâtı

(Sevaim) - ki, saimenin cem'idir - alûfenin zıddıdır. Ahırda beslenen hayvanlara alûfe (1), kırda yayılarak beslenen hayvanlara da saime denir.

Alûfelik ve saimelik, senenin - en çok - müddeti itibariyledir. Senenin en çok zamanını ahırda - yem yiyerek - geçiren hayvanlar (alûfe) olduğu gibi, senenin ekser müddetini kırda yayılan, hayvanlar da (saime) dir.

Senenin en çoğunda ve hattâ yarısında, alûfe olanlar (saime) sayılmadığı gibi, hususî otlaklarda, mer'a parası verilerek, yaydırılan hayvanlar dahi, (saime) sayılmaz.

Saime olan hayvanlardan, zekâtla alâkalı olan, yalnız şu üç nevi hayvandır: Deve, sığır, ganem.

(İbil), develerdir.

(Bakar), mandaya da şâmil olmak üzere, sığırlardır.

MÜŞTEREK ÜCRETLİLER (ECİR-İ MÜŞTEREK)

1542  Hizmet akdi yaptığı şahıs veya hükmi şahısla kayıtlı olmayan; başkası için de çalışabilen ücretlilere, "Ecir'i müşterek" denilir. Terzi, marangoz, taksi şoförü, radyo tamircisi vb... Bunların ücrete hak kazanması, belirtilen hizmeti yapmasıyla sınırlıdır.(285).

Kumar- şans oyunları

2243 - Soru: Satranç oynamanın mahzuru olmadığını söyleyenler var. Siz ne dersiniz?
Cevap: Şayet para karşılığı olursa kumardır, haramdır. Fakat oyunda yenilmiş olandan bir para alınmayacak ise mekruhtur. (Fetava-i Hindiye c. 5, s. 352)
2244 - Soru: "Lâdes" tutmakta dinen bir mahzur var mıdır?
Cevap: Evet, karşıdaki şahsı aldatıp da malını almakla sonuçlanan bir oyun olduğu ve her iki taraf arasında yapılmakta olan bir bahs-i müşterek olduğundan kumardır. Dolayısıyla alınacak para haramdır.
2245 - Soru: Bazı kimseler kumar oynar, fakat oyun karşısında para falan almaz. Sadece vakit geçirmek için oynuyorlar. Bundaki hükmü açıklar mısınız?

Hibe (bağış)



İnsan, insanlığa faydalı olduğu nisbette kalben mesrur olur ve halk yanında itibar görür. "İnsanın hayırlısı, insanlara faydalı olandır" Hadis-i Şerifini düstur edinen mü'minler halka bağışta bulunup faydalı olmak isterler.
Harp meydanında, mert, hayır sahasında, cömert olan insan, memduh olur. Cimri bir kişi, zemden; müsrif kişi de demden kurtulamaz. İnsan, emin adımlar ile gayesine ulaşabilmek için, dinimizin hükümlerine riayet zorundadır. Zira bir şeyi yapmak kadar o işi dini hükümlere uygun olarak yapmak icap etmektedir.

Hacb

Hacb Kelimesinin Tarifi

Hacb´m lügat mânâsı menetmektir. Bu yüzden padişahın, hakimin, generalin koruyucusuna hâcib denilmektedir. Hacbedilen ise ´menedilmiş´ demektir.

Hayır hayır! Muhakkak ki onlar o gün rablerinden hicabda kalacaklar (menedilecekler).

(Mutaffîfîn/15)

Hacb´m jsülahî mânâsı ise, ölen kişinin en yakın akrabasının, diğer akrabayı tamamen veya kısmen mirastan mahrum etmesi/menetmesidir. Mirastan kısmen menetmek/mahrum etmek, diğer mirasçının payını azaltmaktır. Bu tarife binaen mirasçı olmayan bir kişinin mirastan menedilmesine ıstilahen hacb denilmez.

Hacb´m Kısımları

Hacb, sıfatlarla ve şahıslarla hacbetmek üzere iki kısma ayrılır:

1-. Sıfatlarla Hacbetmek

Abdest

Abdest Abdest, belli organları usûlüne göre yıkamaktan ve meshetmekten ibâret dinî bir temizliktir. Pek çok ibâdet abdestsiz yapılamaz. Meselâ: Abdestsiz bir kimse namaz kılamaz, Kâbe'yi tavaf edemez, Kur'ân-ı Kerîme el sûremez. Abdestsiz olduğunu bildiği halde namaz kılan dinden çıkar. Abdestin Farzları Abdestin farzları dörttür: Yüzünü yıkamak, Kollarını (dirsekleriyle beraber) yıkamak, Başının dörtte birini meshetmek, yâni elini su ile ıslatarak başına sürmek, Ayaklarını (topuklarıyla beraber) yıkamak. Abdestin Sünnetleri Niyet etmek, Eûzü ve Besmele ile başlamak, Evvela ellerini bileklerine kadar yıkamak, Misvak kullanmak, Bir âzâ kurumadan diğerini yıkamak, Ağzına ve burnuna üç kere su vermek, Kulağını meshetmek, Parmakla

İTİKAF

Soru: "Bundan üç yıl önce, bir hastalığa tutuldum. Hastahanede yatarken "-Eğer Allahü Teala sıhhat verirse, vallahi önümüzdeki yıl itikafa gireceğim" dedim. (..) Altı ay hastahanede yattım. Sonra taburcu oldum. Allahü Teala'nın (cc) izniyle sıhhatime kavuştum. Fakat bazı sebeblerden dolayı, geçen yıl nezrimi eda etmem mümkün olmadı. (..) Vicdanen rahatsız olduğum için, durumu bir hocaefendiye sordum ve şu cevabı aldım: "-Vallahi diyerek itikaf ibadetini nezr etmişsin. Bu ibadeti eda etmek senin üzerine vaciptir. Vacibin terki ve ihmali ağır bir vebaldir" (..) Eğer bir mani çıkmazsa, İnşa-Allahu Teala (cc) bu yıl nezrimi yerine getireceğim. İtikaf ibadeti ile ve itikaf'ın keyfiyeti ile ilgili biraz araştırma yaptım. Bu ibadetin sahih o

Nicin Musluman oldular

Ben Londrada, tam bir protestan terbiyesi alarak yetişdim. 1930 senesinde, dahâ genç bir talebe iken, her genç gibi ba’zı hâdiselerle karşılaşıyor, bunları anlamağa çalışıyordum. Bunlardan birisi, din ile dünyâ arasında bir münâsebet aramak, ya’nî râhat ve huzûr içinde yaşamak için, dinden nasıl fâidelenebileceğimi düşünmek oldu. O zemân, ilk def’a olarak, farkına vardım ki, mensûb olduğum hıristiyan dîni, bu husûsda çok za’îf ve çok âciz. Zîrâ hıristiyanlık, dünyâyı yalnız fenâlıklarla dolu bir işkence yeri, insanları günâhkâr doğan mahlûklar olarak kabûl ediyor. Onlara hayâtda râhat bir yol göstermek şöyle dursun, her yapdıkları işin günâh olduğunu, bu günâhdan kurtulmak için, hiç bir çâre bulunmadığını, insanlar için ancak râhiblerin Allahü teâlâya düâ edebileceğini söylüyordu. .......

Muhammed John Webster (İngiliz)

Ezan-Kaamet-Müezzinlik

674 - Soru: Köyümüzde hususi olarak vazifelendirilmiş bir müezzin yok. Kim olursa bu vazifeyi yapmaktadır. Ön sırada veya arka sırada yapılıp yapılmayacağı üzerinde münakaşa oluyor. Müezzinin mutlaka geride oturması şart mıdır?
Cevap: Böyle bir şart yoktur. Yalnız cuma günü iç ezanının "Minber" önünde okunması sünnet bulunmaktadır.
675 - Soru: Ezanı, caminin içinde okumak mekruh mudur?