Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

VAHDANİYET:

146 Birlik, benzeri olmamak, artmaktan, ayrılmaktan, eksilmekten beri olmak gibi manaları ifade eden bir sıfattır. Allahû Teâla (cc)'nın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir olması (Ehad), ortağı ve benzerinin bulunmaması demektir. Kur'ân-ı Kerîm'de: "De ki, Allah birdir (ehad'dır)" buyurulmuştur.(70) Yine bir başka Ayet-i Kerime'de: "O'nunla (Allah'la) birlikte hiçbir ilâh yoktur"(71) hükmü yer alır.

Hac ayları (eşhûri hac)

Eşhûri hac, hac ayları demektir ki Şevval, Zilkaade ve Zilhiccedir. Hac fiillerine, Şevvalden evvel başlanmaz. Hattâ hac için, ilk tavafı takip edecek olan sâiy, ancak eşhuru hacta câiz olur. (Afâkî) olan için, ilk tavaf eşhûri haccın dışında dahi, mesnûn olur.

Boşanma

«Evlenin, boşanmayın. Çünkü sık sık evlenip boşananları Allah sevmez.»

— Hadîs-i Şerîf —

Evlenmenin yolu iki olduğu gibi, ayrılmanın yolu dahi ikidir: Biri talâk ve diğeri fesihtir. İkisinin de neticesi, eşlerin birbirinden ayrı düşmesi olmakla beraber, talâk başka ve fesih de başkadır.

Talâkın adedi vardır ki, - talâk vuku buldukça - eksilir, ve adet ve iddet bâki kaldıkça, mutallâka dahi tatlik olunabilir. (Gayri medhulenin iddeti olmadığından, bu sözün ona şümulü yoktur.)

Feshin ise adedi, talâk adedinin tenkısına, tesiri olmadığı gibi, intaç ettiği ayrılma, zevceyi zevcinden büsbütün cüdâ etmekle, ona zevcin talâk vermesi dahi, mümkün olamaz.

TEBLİĞ:

173 Peygamberler; Allahû Teâla (cc)'nın bütün emir ve nehiylerini, insanlar arasında hiçbir ayırım gözetmeksizin (Zengin, yoksul, siyah, beyaz vs.) tebliğle memurdurlar. Kur'an-ı Kerim'de: "Ve O kendi heva ve hevesinden söz söylemez. O (Kur'an ve din hususundaki emri) ilkâ edilegelen vahiyden başka birşey değildir"(116) buyurulmuştur. Kur'an-ı Kerim'deki "Kıssa"lardan da anlaşılacağı üzere; peygamberler tebliğ hususunda her türlü çileye katlanmışlardır. Zira Tebliğ'den maksad; Allahû Teâla (cc)'nın emir ve nehiylerini kat'i hüccetlerle insanlara ulaştırmak ve onların kıyamet gününde (Bizim bundan haberimiz yoktu) şeklinde mazeret ileri sürmelerini önlemektir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Biz bir peygamber göndermedikçe azab etmeyiz"(117) buy

NELER ORUCU BOZMAZ?

813 Resûl-i Ekrem (sav)'in unutarak yiyen ve içen bir Sahâbe-i Kiram'a hitaben "- Orucunu tamamla!.. Sana ancak Allahû Teâla (cc) yedirdi ve içirdi (ziyafet verdi)" buyurduğu bilinmektedir.(47) Hanefi fûkahası: "Oruç tutan bir mükellef; unutarak yer, içer veya cim'a ederse orucu bozulmaz. Bu hususta orucun farz veya nafile olması arasında fark yoktur"(48) hükmünde ittifak etmiştir.

ÇEVRE KÜLTÜRÜ VE SİYASİ KANAAT DEĞİŞİMİ

Soru: "Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar; farklı inançlara sahip insanların, vatandaş olarak bir arada yaşamalarını zaruri kılmaktadır. Derin devletin dayattığı tektip insan projesi bir hayaldir.(...) Son yıllarda, İslami yazarlar arasında garip bir değişimin yaşandığına şahit oluyoruz. Eserlerinde demokrasiyi reddeden(...) isimli yazar; televizyonlara çıkıp, demokrat olduğunu söyleyebilmektedir. Demokrasinin çağdaş bir rejim olduğu iddiası doğru mudur?(...) Diğer bir İslamcı yazar da "senelerce devlet ile siyasi rejimi birbirine karıştırmışız. Devlete değil, siyasi rejime karşıyız. Devlet bizimdir" itirafında bulunmaktadır. Eğer bu itiraf ve iddia doğru ise, cumhurbaşkanı mü'minlerin emiri midir? (...) Bazı İslamcı yazarl

A) MUFAVAZA ŞİRKETİ

1444Önce kelime üzerinde duralım; kelimenin kök sigası olan "fevd"; bir işi başkasına tevdi etmek, eşit olmak ve her şeye eşit şartlarda iştirak etmek gibi manalara gelir.(145) "Fevda" burada; eşit şekilde iştirak manasınadır. İmam-ı Merginani; "Fevda" manasında olan Mufavaza'da; başlangıçta ve sonuçta eşitliğin gerçekleştirilmesi kaçınılmazdır."(146) diyerek, kelimenin "Müsavat, eşitlik" manasında kullanıldığına işaret etmektedir.

Tavaf ve Metaf

Tavâf: Beyti muazzam etrafını dolaşmaktır ki, Rüknü Hacerden Kâbe kapusu cihetine doğru, sağa gidilmek şartiyle, beyti muazzam sola alınarak Haceri Esvedden başlayıp, orada son bulmak üzere, yedi devre yapılır.

Her devre, bir şavt tesmiye olunur ki, bir gayeye gelmek demektir. Her yedi şavt, bir tavâftır. (Onun dört şavtı, rükün ve üç şavtı, vâciptir) Her tavâftan sonra, kerahet vakti dışında, iki rekât namaz kılınır. Bu namaz Haccın vâciplerindendir.

Tavâf edene, Taif denir. Kâbei Mükerreme çevresinde, tavâfa mahsus olan mahalle de, Matâf tâbir olunur ki, Hâtimin gerisinden dolanan bir yoldur (1).

Nâbi:

Hedy (Hac kurbanları)

Hacda kesilen kurbandır. Âfâki olan huccac, seferber bulundukları için, Kurban ile mükellef olmadıklarından Hedy Kurban demek değildir. Haccı-kıran veya Haccı-temettû edenler, hac ve omre nüsükünü cemetmeğe muvaffak olduklarına teşekküren, kurban kesmek, onlara vâciptir. Hacc-ı îfrad yapanlara ise, müstahaptır. Hedy işte, bu kurbanların ismidir.

GASBIN MAHİYETİ

1600  Önce kelime üzerinde duralım. Gasb; bir malı veya eşyayı sahibinden, zor kullanarak almaktır. Lugat alimleri tarafından; bu şekilde kullanılmıştır, meşhur olan tarifi de budur. İslâmi ıstılâhta; "Bir kimsenin mütekavvim ve muhterem olan bir malını, onun izni olmaksızın haksız yere elinden almaktır."(363) şeklinde tarif olunmuştur. Mecelle'de: "Gasb, bir kimsenin izni olmaksızın malını ahz ve zabt etmektir ti, ahz eden kimseye "Gasıb" ve o mala "Mağsub" ve sahibine "Mağsub-un-minh" denilir"(364) hükmü kayıtlıdır.

Girmek ile temizlik

Duhul ki, girmektir, maksut, pis olan küçük havuza temiz suyun - diğer canipten az dahi olsa - huruciyle beraber, bir canipten duhulüdür. Meselâ, bir küçük havuz, müteneccis iken, bir canipten ona su gelip, diğer canipten çıkmakta olsa, pislik eseri, onda zahir olmadıkça, o su tahir olduğu gibi, hamam kurnasına, musluktan tahir su akmakta ve pis su eller veya taslar, suyun yüzünde - durmamak üzere - kurnaya sokulup çıkarılmakta olsa, üzerinde, az veya çok akıntı mevcut demek olduğundan, akar su mesabesinde olmakla, necaset eseri onda aşikâr olmadıkça o su dahi tahirdir.

Fıkıh bilmeceleri

Mesele: İmam ebû Hanîfe hazretlerine göre, zengin olmakla zekât alması helâl olmayan, ve İmam Muhammed Hazretlerine göre, fakir olmakla, zekât alması helâl olan kimse kimdir?

Cevabı: Akarı olup ta, kirasından nisaba malik olmayandır. Akarın kıymeti cihetiyle, zengin sayılsa da, aldığı kira, idaresine kâfi olmadığı surette, zekât ve sadaka almakta, İmam Muhammed reyince, o kimseye beis yoktur.

Mesele: Hangi on kişidir, onlar ki, asıl havayiçten, dışında, yıllanmış on bin dirhem (biner dirhem) gümüşe malik oldukları halde, onlara zekât terettüp etmiş olmaya?

İ'TİKÂFLA İLGİLİ DİĞER MESELELER

852 İ'tikâf esnasında hayırdan başka hiçbir söz söylenmemelidir. Ancak, ibâdet kasdı ile susmak da mekruhtur. Molla Hüsrev: "Susmanın mekruh olması, mutekif'in bunun ibadet olduğuna itikad etmesi halindedir. Aksi halde mekruh olmaz. Çünkü Resûl-i Ekrem (sav): "Kim susarsa kurtulur" buyurmuştur. Bu Hadis-i Şerifi Abdullah İbn-i Ömer (ra) rivayet etmiştir. Konuşmak da mekruhtur. Ancak hayır konuşmak mekruh değildir. Çünkü Allahû Teâla (cc)'nın: "(Habibim) Kullarıma söyle, sözün en iyisini konuşsunlar" (El İsrâ Sûresi: 53) kavl-i şerifi, mânasındaki umumiliğinden dolayı, mescidin dışında, mutekif olmayanın da ancak hayır ile konuşmasını gerektirir. Sen mu'tekifi ne sanırsın ki, mescidde hayırdan başkasını konuşması caiz olsun"(130)

KİTAB-UT-TALAK (BOŞANMA)

.

Boşanma



Talâkı sünni ve bıd'ı (Sünnet ve Bidat olan boşama şekli)



Ric'î ve bâin talâk



Elfâz-ı sarîha ve onların hükmü



Kinâyeli sözler ve hükümleri



Ric'î talâk ve hükmü



Kavlî ve fiilî ric'at



Bâin talâk ve hükmü



Büyük ve küçük beynunet (ayrılık)



Boşama



Talâkın tefvizi



Talâkın taliki (şarta bağlı boşama)



Tâlikle alâkalı bazı meseleler



Muhalaa (mütareke)



Talâkı fuzûlî