Fıkıh Sayfası

Hicret.Org Fıkıh Sayfası, Nurulizah, Hidayet Güneşi, Fıkıh Kitapları

ZİRAAT ORTAKLIĞI (MÜZARAA)

1524 Önce kelime üzerinde duralım. Mûzaraa: "Zer" kökünden olup, müfaale babındandır. Tohum ekmek, tarla sürmek, ziraat yapmak gibi manalara gelir.(264) İslâmi ıstılahta: "Bir taraftan arazi, diğer taraftan iş gücü ortaya konularak, elde edilen mahsulün belli oranda aralarında taksim olunması şartıyla kurulan zirai bir şirkettir"(265) şeklinde tarif olunmuştur.

1525 İmam-ı Azam Ebû Hanife (rha) indinde müzaraa (ziraat ortaklığı) fasid bir akiddir, sahih değildir. Çünkü Hz. Rafii b. Hadic'in rivayet ettiği Hadis-i Şerife göre, Resûl-i Ekrem (sav) böyle bir ortaklığı nehyetmiştir.(266)

Otuziki Farz

Otuziki Farz İmânın şartları Altı İslâmın şartları Beş Abdestin farzları Dört Guslün farzları Üç Teyemmümün farzları İki Namazın farzları Oniki Yekûn: Otuz iki İmânın Şartları Allâh'ın varlığına ve birliğine inanmak, Allâh'ın meleklerine inanmak, Allâh'ın kitaplarına inanmak, Allâh'ın peygamberlerine inanmak, Âhiret gününe inanmak, Kadere, hayır ve şerrin yaratıcısının Allâh (Celle Celâlühû) olduğuna inanmak. İslâmın Şartları Kelime-i şehâdet getirmek, Namaz kılmak Zekât vermek, Oruç tutmak, Haccetmek. Abdestin Farzları Yüzünü yıkamak, Kollarını (dirsekleriyle beraber) yıkamak, Başının dörtte birini meshetmek, Ayaklarını (topuklarıyla beraber) yıkamak. Guslün Farzları Ağzına su vermek, Burnuna su ver

AY TUTULDUGU ZAMAN KILINAN NAMAZ (HÜSÛF NAMAZI)

673 Resûl-i Ekrem (sav) efendimiz, oglu Ibrahim (ra)'in vefati esnasinda "Günes"in tutulmus olmasi sebebiyle kildirdigi namazdan sonra halkin "Günes Ibrahim'in vefati sebebiyle tutuldu" demeleri üzerine: "Günes ve ay, hiç kimsenin ölümünden dolayi tutulmaz. Günes ve ayin tutulmasina sahit oldugunuzda, basiniza gelen bu hal ortadan kalkincaya kadar namaza durup, dua etmeye bakiniz"(578) hükmünü beyan etmistir. Hüsûf (ay tutulmasi) Namazi da; iki rek'at olarak kilinir. Serahsi'nin Muhiyt'inde de böyledir.(579) Imam-i Merginani; "Hüsûf Namazi cemaat ile edâ edilmez. Zira gece vakti toplanmak; korku ve fitneye sebeb olacagi için zuhur etmemistir. Resûl-i Ekrem (sav)'in "Iste bu siddetlerden bir seye sahit oldugunuz zaman, hemen namaza sigininiz" buyurdugu bilinmektedir. H

Ümitsizlik Doğru Değildir

Günah Hastalığından Kurtulmanın İlâcı: Tevbe ve İstiğfar Maddî kirleri sabun ve su giderdiği gibi kalbi karartan, insanı cehennemlik yapan, mânevî hastalık ve kirleri de tevbe, istiğfar ve Allâh'tan korkarak gözlerden akıtılan nedâmet yaşları giderir. Doğuştan, insan gâyet temiz ve güzel yaratılmıştır. Peygamber Efendimiz, insan kalbinin fıtraten ayna gibi beyaz yaratılmış olduğunu beyân buyuruyor. İnsan, bu kalbi karartır, içine şüphe, vesvese, fitne, fesat, kin, intikam ve hased gibi zulmânî hisler doldurursa o insan korkunç bir hastalığa tutulmuştur. Bu hastalıktan kurtulamazsa Allâh korusun gideceği yer cehennemdir. Bu hastalıktan kurtulmanın çâresi de tevbe ve istiğfar etmek, ayrıca kalbinden kötü niyet ve hisleri atarak, pi

FİDYENİN HÜKMÜ VE MİKTARI

832 Kur'an-ı Kerim'de: "(Oruç tutmaya) gücü yetmeyen (Takat getiremeyen)ler üzerine de bir yoksul doyumu fidye vermek lâzımdır. Bununla beraber kim gönül isteği (arzusu) ile bir hayır yaparsa, işte bu onun için daha hayırlıdır"(88) hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi Fûkahası; oruç tutmaya gücü yetmeyen (aciz olan) kimselerin "Fidye" vermeleri gerektiği hususunda müttefiktir.(89) Resûl-i Ekrem (sav): "Bir mükellef, başka birisinin yerine namaz kılamaz.  Lâkin onun için yemek yedirebilir"(90) buyurmuştur. Ramazan-ı Şerif orucunu meşru bir özür sebebiyle tutamayan mükellef; "Acizlik" durumunun devam edeceğini zann-ı galibi ile bilirse, bizzat kendisi fidye verebilir. Nitekim İmam-ı Merginani: "Oruç tutmaya gücü yetmeyen (Takatı olmayan) yaş

F) İNFAK VE İHSANDA DİKKAT EDİLECEK ESASLAR

1727 Kur'ân-ı Kerîm'de: "Onların mallarında sâilin ve (iffetinden dolayı dilenemeyen) yoksulun da bir hakkı vardır"(206) hükmü beyan buyurulmuştur. Bilindiği gibi mal imtihan için verilmiştir. Mü'minlere; malları ve canlarıyla cihad etmeleri; ebedî olan ahiret hayatına hazırlanmaları emredilmiştir. İnfak ve ihsan için aranan ilk şart imandır. Nitekim Hz. Aişe (R.anha)'den rivayet edilen bir Hadis-i Şerif'te, bu mahiyet açıkça beyan edilmiştir: Bir gün Hz. Peygamber (sav)'e: "Yâ Resûlullah!.. Cahiliyye devrinde Abdullah İbn Ced'an, misafiri ağırlar, akrabayı ziyaret eder, köleleri kölelikten kurtarır, komşuya iyilik ederdi. Bunların kendisine bir faidesi olur mu?" diye sordum. Resûl-i Ekrem (sav): "Hayır!.." dedi. "O hiçbir zaman "Allahım, ce

Nâs Sûresi

Nâs Sûresi بِسْـمِ ٱللهِ ٱلرَّحْمٰنِ ٱلرَّحِيمِ



قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ ٱلنَّاسِ ﴿﴾ مَلِكِ ٱلنَّاسِ ﴿﴾ اِلٰهِ ٱلنَّاسِ ﴿﴾



مِنْ شَرِّ ٱلْوَسْوَاسِ ٱلْخَنَّاسِ ﴿﴾ ٱَلَّذِى يُوَسْوِسُ فِى



صُدُورِ ٱلنَّاسِ ﴿﴾ مِنَ ٱلْجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ ﴿﴾

Abdestin mekruhları

Abdestin sünen ve âdâbına muhalif düşen şeyler, alel-ıtlak yâni tahrîmî ve tenzîhîden cem olmak üzere, mekruhattan olup, burada onların başlıcaları sayılmıştır:

1 — Suyu israf etmek, yâni ihtiyaçtan ve lüzumundan fazla sarfeylemek.

(Gerek abdest ve gerek gusül için, şer'an tâyin olunmuş bir miktar su yok ise de, herkesin kendi bünyesine göre, lâzım olan sudan fazla su sarf etmek ve her uzvunu üç defadan ziyade yıkamak mekruhtur).

2 — Suyun mikdarını kısmak, yâni yıkanacak âzâyı, mesh edercesine az su kullanmak.

3 — Suyu âzâya çarparak istimal etmek.

4 — Lüzumsuz yere söz söylemek. (Abdest alma esnasında.)

5 — Zaruret olmadığı halde başkasından yardım istemek.

Müsâfire Karşı Vazifelerimiz

Müslümanların Cemiyet İçindeki Vazifeleri Komşu Hakkına Riâyet Âile ve akrabalarımızdan sonra bize en yakın olan komşularımızdır. Komşu hakkını son derece gözetmek; elimizle, dilimizle ve diğer hareketlerimizle onları katiyyen rahatsız etmemek gerekir. Çünkü Peygamber Efendimiz: "Bana Cebrâil komşu hakkı hususunda o kadar çok tavsiyelerde bulundu ki, nerede ise komşuyu komşunun malına vâris kılacak sandım" buyurmuşlardır. Müsâfire Karşı Vazifelerimiz "Her kim ki Allâh'a ve âhiret gününe imân ederse müsâfire ikram etsin" buyuruyorlar. Ayrıca müsâfir, geldiği yerde yokluk ve darlığa sebep olmayıp, bil'âkis bereket ve bolluk vesilesi olacağını beyanla "Müsâfir geldiği eve on nasibi ile gelir. Birini yer, dokuzu orada kalır

Teyemmüm

Teyemmüm Teyemmüm, Abdest almak veya gusletmek için suyun bulunmaması veya kullanılamaması hâlinde, hangi maksatla teyemmüm edeceğine niyet edip ellerini toprak cinsinden bir şeye iki defa vurarak, birincide yüzünü, ikincide dirseklerine kadar ellerini meshetmektir. Teyemmümün Farzları Teyemmümün farzı ikidir: Niyet, İki darp (vurmak) ve mesh. Teyemmüm Nasıl Yapılır Bir müslüman gusletmek, yahut abdest almak için su bulamazsa veya bulduğu suyu kullanmasına hastalığının şiddetlenmesi, düşman tehlikesi vesâire gibi ciddî bir mâni mevcutsa, niyet ederek toprak cinsinden bir şeyle teyemmüm eder. Şöyle ki; Niyet edip Eûzü -Besmele çekerek bir defa ellerini toprak veya toprak cinsinden bir şeye vurup ileri-geri sürter. Onunla yüzünü mesheder. İ

SÜSLENMEK NİYETİYLE, FITRATA MÜDAHALE CÂİZ DEĞİLDİR

1650 Kur'ân-ı Kerîm'de: "Allah onu (şeytanı) rahmetinden koğdu. (Şeytan şöyle) Dedi: Celâlin hakkı için, kullarından muayyen bir nasib edineceğim. Onları (ne yapıp-edip) behemahal saptıracağım. Onları (elde ettiğim insanları) mutlaka olmayacak kuruntulara boğacağım. Onlara emredeceğim de; davarların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de, Allah'ın yarattığını (fıtratı) değiştirecekler." Kim Allahû Teâla (cc)'yı bırakarak, şeytanı velî edinirse; şüphesiz (kat'i olarak) büyük bir ziyana uğramıştır"(64) hükmü beyan buyurulmuştur. Müfessirler; "Bu ayette, Allahû Teâla (cc)'nın yarattığı şekli (fıtratı) değiştirmenin câiz olmadığı beyan edilmiştir. Ayrıca şeytanın; Allah'ın rahmetinden koğulduğu ve ona u

Mühim Hatırlatma

Muhterem okuyucu, Elinizdeki eserde bazı sûre, âyet, ve duâlara yer verilmiş ve bunların latin harfleri ile de okunuşları konulmuştur. Bu, İslâm harflerini bilmeyenlerin, ezberlemelerine yardımcı olmak içindir. Yoksa latin harfleri ile doğru olarak ezberlemek mümkün değildir. Bu harflerle ezberleyenler, mutlaka bir hocadan düzgün okunuşu öğrenmelidirler. Sureler Türkçelerinden okunduğu zaman aşağıdaki işaretlere dikkat edilmesi zarûrîdir: âa: a harfi ince bir şekilde çekerek okunacak, aa: a harfi kalın ve çekerek okunacak, üü: ü çekerek okunacak. ii: i çekerek okunacak, Altı çizgili h boğazdan hırıltılı olarak çıkarılacak, Altı çizgili s ve z harfleri peltek okunacaktır.

FARZ:

265  Lugat manası "Takdir etmek ve kat'i olarak kesmek" demektir.(23) İslâmi ıstılâhta kat'i nasslarla sâbit olan hükümdür. İbn-i Abidin: "Farzın hükmü; onu şüphe götürmeyecek şekilde inkâr edenin kâfir olmasıdır. İstihfaf ve istihzâ da inkâr hükmündedir"(24)  buyurmaktadır. Allahû Teâla (cc)'nın her mükellefin nefsine teklif ettiği emirlerine "Farz-ı Ayn" adı verilir: Beş vakit namaz, oruç ve bunun gibi!.. Teklife Muhatab olan kimselerden bir kısmının eda etmesiyle diğerlerinden düşen kat'i emirlere de "Farz-ı Kifâye" denilmiştir. Cenaze namazı kılmak, tıp ilmini öğrenmek, emr-i bi'l ma'ruf ve Nehy-i Ani'l Münker ve bunun gibi!..

KİTAB-UT-TEYEMMÜM (TEYEMMÜM)

Teyemmüm

Teyemmümü bozanlar

Mestlere mesh

Sargı ve benzeri şeyler üzerine mesh

Ahval-i Nisa (Kadınlara mahsus haller)

Özürler ve hükümleri

Encas (pis olan şeyler) ve onlardan temizlenme

Encas (pislikler)

Mutahhirat (Temizleyiciler)

Gasl (yıkama) ile temizleme

Mesh (silmek) ile temizleme

Cefaf (kurumak) ile temizleme

Naht (yontmak) ile temizleme

Kalb ve istihale ile temizlenme

Kazıma ile temizleme

Debagat ile temizleme

Tahlil ile temizleme

Zekât (boğazlamak) ile temizlik

Tahallül (sirkeleşmek) ile temizlenme

Ferk (ovalamak) ile temizleme

Delk (sürtmek) ile temizleme

Girmek ile temizlik

Tagavvur (çekilme) ile temizlik

Meş'ar-i Haram

Müzdelifenin müntehasında, bir yerdir ki, Cebeli Kuzah yakınındadır. Misbah sahibinin beyanına göre, nefsi cebeldir. Mimin fetha ve kesri ile olur. Müzdelife vukufunun, orada olması, efdâldir. Çünki Nebi Aleyhisselâtu vesselâm efendimizin durduğu yerdir.